Bilgisayar başında fazla vakit geçirmek; boyun fıtığı, bel fıtığı, fibromiyalji, boyun düzleşmesi, bel düzleşmesi, ulnar tünel, cubital tünel ve karpal tünel sendromu’nu tetikleyebiliyor. Sürekli aynı hareketlerin yapılması sonucu meydana gelen karpal tünel sendromu, günlük işlerin yapılmasını dahi zorlaştırabiliyor.
Karpal tünel sendromu; el bileğinden geçen sinirin, geçtiği kanal içinde sıkışması sonucu meydana gelen bir hastalıktır. Vücuttaki en önemli organlarından biri olan elimizin en büyük siniri olan median sinir, parmaklara doğru seyri sırasında el bileği seviyesinde karpal tünel adıyla bilinen anatomik yapı içerisinde yüksek basınçlara maruz kalabilmektedir. Bu artan basınç zaman içerisinde parmakların hissinde ve başparmak hareketlerinde azalmaya ve kayba sebep olabilecek median sinir hasarına yol açabilmektedir.
Karpal tünel avuç içinde yer alan, bileğin ön yüzünde bulunan, bilek kemiklerince çatısı oluşturulmuş, transvers karpal ligament denen kalınca bir bağ ile tabanı oluşturulan, içinden tendonlar ve median sinirin geçtiği iki ucu açık tünel benzeri bir yapıdan oluşur.
Tedavi edilmediği takdirde elde kalıcı hasarlar oluşturan, 20 kişiden 1'inde görülen ve 45 ile 60 yaş bayanlarda daha sık ortaya çıkan Karpal tünel sendromudur. Özellikle masa başı çalışanlarda oldukça sık görülür ve yine hamilelikte de oluşabilecek bir bozukluktur.
Karpal Tünel Sendromu belirtileri arasında; median sinirin duyusunu alan özellikle başparmak, işaret parmağı, orta parmak ve yüzük parmağının orta parmağa bakan yarısında görülen karıncalanma, uyuşma, yanma benzeri hislerdir. Nadir olarak el bileğinde ağrı ve kavrama gücünde azalma gibi şikayetlerde görülebilir.
Karpal Tünel Sendromu sebepleri nelerdir?
El bileğini avuca doğru devamlı tutan işler yapmak veya davranış haline getirmek, şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, romatoid artrit, gut ve aşırı şişmanlık sebepler arasında sayılabilir.
Tanısı nasıl konulur?
Muayene ile tanı konulur ancak bazı vakalarda ultrasonografi, MR, EMG gerekiyor.
Tedavisi nedir?
Tedavide Nöral terapi, Proloterapi, steroid tedavisi, manuel terapi, kinezyolojik bantlama, egzersiz, eğitim, cupping therapy, stimülasyon tedavileri yapılabilir, cevap vermeyen nadir olgularda cerrahi tedavi düşünülmelidir. (İLKHA)