Basın açıklamasını Topluluk adına Furkan Dönmezer okudu. Dönmezer, açıklamasına Gazze'deki vahşice katliam sona erene kadar her cuma günü, cuma namazından sonra program düzenleyeceklerini anımsattı.

Bu hafta 7'inci basın açıklamalarını düzenlediklerini belirten Dönmezer, "Vicdanını kaybetmemiş, aklını, yalancı ve barbar batıya teslim etmemiş, fikri hür olanlara selam olsun. Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali, en azından vicdanını kaybetmeyenlerin safında olduğumuzu, dua, boykot, miting gibi maddi manevi desteklerimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek, yetkilileri daha somut adımlar atma konusunda teşvik etmek ve Mescidi Aksay’ı gündemimizde tutmak amacıyla, her cuma günü, Cuma namazından sonra yapmayı planladığımız basın açıklamalarının 7.sini, Gazze’de bitmeyen zulüm ve bu vahşete karşı gözlerini açmak bilmeyen dünyayı gündemimize alarak yapıyoruz." dedi.

"70 günü aşkın bir süredir Gazze'de insanlığa karşı bir suç işleniyor, masum bedenlerin üzerine bombalar yağıyor, evler, okullar, hastaneler, camiler harabeye dönüyor. Ve maalesef ki vicdanını yitirmemişler dışında bütün dünya sadece izlemekle kalıyor, somut adım atmıyor, sesini çıkarmıyor. " diyen Dönmezer, şu ifadeleri kullandı:

"En son bütün dünyanın bu sessizliğine rağmen, kendi kıt imkanlarıyla Gazze’deki bu saldırılara karşı Yemenli Müslüman kardeşlerimiz, Siyonistlerin ticaret gemilerinin engellenmesi hususunda bir inisiyatif geliştirdiler. Ensarullah Harekâttı geçen ay Kızıldeniz'de sahibi israilli olan bir kargo gemisini kaçırdı. Son iki ayda, diğer bazı ticari gemilere de roketler ve insansız hava araçlarıyla saldırdılar. Belli ki siyonistler ve onları azmettiren emperyalist güçler bundan ciddi rahatsız olmuşlar ve adına 'Deniz Görev Gücü' dedikleri bir oluşumun ilk sinyallerini verdikten sonra, bugün artık bunu fiiliyata geçirme iradesi gösteriyorlar. Bütün dünyanın gözleri önünde, adeta bütün Müslümanlarla, bütün insanlıkla alay edercesine şu ifadeleri kullanmaktan geri durmuyorlar; seyrüsefer özgürlüğü, bölgesel güvenlik ve refahın sağlanması, saldırıların ticaretin serbest akışını tehdit etmesi, masum sivil denizcilerin hayatının tehlikeye atılması, uluslararası hukukun ihlal edilmesi."

Yaşanan katliamdan İslam ümmetinin ders çıkarması gerektiğini belirten Dönmezer, "On binlerce kadın ve çocuk öldürüldü fakat bu emperyalistlerin dilinden bu ifadeleri duyamadık. İnsan hakları, çocuk hakları, seyahat özgürlüğü, basın özgürlüğü, yaşama hakkı adına hiçbir beyanatta bulunmayan bu emperyalistler söz konusu siyonistlerin ticari güvenliği olunca nasıl da ağızlarından salya akıtırcasına havlıyorlar. Bütün dünyanın başta da İslam ülkelerinin artık bu olan bitenden kendine bir ders çıkarması gerekiyor israille ilişkilerini devam ettiren, ticaretine halel getirmeyen, kendisine en ufak bir bedel ödetecek hiçbir açıklamayı dahi yapmayan İslam ülkeleri umarım bu yaklaşımdan ders alır." şeklinde konuştu.

"Aksa Tufanı, sebep değil sonuçtur"

Dönmezer, "Herkes şunu bilsin ve anlasın ki, Aksa Tufanı, sebep değil sonuçtur. Batılı devletlerin özellikle Amerika ve İngiltere’nin desteğiyle işgalci siyonist katliamlarını daha da derinleştirip etnik temizlik seviyesine çıkarmaktadır. Ukrayna’da insan haklarından dem vuranlar ne hikmetse söz konusu Müslümanlar ve mazlum Filistin halkı olunca üç maymunu oynayıp tepkisizliğin ötesinde işgalci çeteye destek olmaktadırlar." dedi.

"Filistin halkı, ümmetin izzetini ve kutsallarını savunmaktadır"

"Filistin halkı yalnızca kendi topraklarını savunmamaktadır. Ümmetin izzetini ve kutsallarını savunmaktadır." diyen Dönmezer, "Bütün dünyanın gözü önünde yaşananların tek sorumlusu Filistin'i işgal eden, on binlerce kişiyi katleden, milyonlarca kişiyi sürgün eden, Mescid i Aksa'ya defalarca alçakça saldırılar düzenleyen siyonist işgalci çetelerdir. Filistin halkına yapılan zülüm kabul edilemez. Filistin'de yaşanan soykırıma sessiz kalmamak Müslüman olmanın yanında insan olmamızın bir gereğidir. Sessizlik siyonist çeteye güç vermektir. Bu soykırıma ve vahşete karşı haklı olan her türlü tepkiyi göstermemiz gerekir. Siyonist çete başta büyük şeytan Amerika olmak üzere emperyalist devletlerin destek ve devletlerin sessizliğinden güç alıp azgınlaşmaktadır." ifadelerini kullandı.  

"Siyonist çetenin terörizmine dur deme vakti gelmiştir"

Dönmezer, açıklamaların devamında şunları kaydetti:  "Siyonist çetenin terörizmine dur deme vakti gelmiştir. Siyonist rejim tarafından yıllardır sistematik bir şekilde işgal edilen Filistin'e sahip çıkılmalıdır. Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen ve kutsallarımızı hiçe sayan terör şebekesine dünyayı dar eden Filistinli kardeşlerimize sahip çıkılmalıdır. O kutsal mekânda Filistinli gençlerin direnişine ve ümmetin izzetini muhafaza eden mücahitlere sahip çıkılmalıdır. Müslüman ülkeler ekonomik ve askeri olarak Müslüman kardeşlerinin yanında yer almalıdır.

Filistinli Müslümanlar, işgale karşı direnişlerinde yalnız bırakılmamalıdır. Canımızla, kanımızla, malımızla mazlum Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha buradan haykırıyoruz. Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden her adımı destekliyoruz ve desteklemeyle devam edeceğiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapacağımıza hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu vesileyle ehli vicdan herkesi Gazze'de bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan vahşete ve soykırıma 'dur' demeye, Filistin halkının yalnız olmadığını bütün dünyaya haykırmaya davet ediyoruz. Meydanlar boş bırakılmamalı, Filistin direnişine aralıksız bir şekilde maddi yardımlar devam ettirilmeli, siyonistlerin ve destekçilerinin mallarına süresiz bir şekilde boykota devam edilmelidir.

Filistin konusunda samimi olun. Siyonist çete ile başlattığınız normalleşme süreci Filistin davasına zarar vermektedir. Filistin halkının meşru taleplerinden vazgeçmelerini isteyen devletlere karşı Filistin halkıyla dayanışma içinde olun ve siyonist çete israille her türlü ilişkinizi kesin." (İLKHA)