7 Ekim’de başlatılan Aksa Tufanı sonrası siyonist terör şebekesinin artan zulmü ve soykırımı, üçüncü ayına girdi.
Bebek, kadın, yaşlı dinlemeden katliamlarını sürdüren işgalcilere tepkiler gelmeye devam ediyor.
Bu tepkilerden biri de bu hafta Kayseri'den geldi.
Kayseri Filistinle Dayanışma Plarformu'na bağlı STK ve derneklerin üye ve gönüllüleri bir araya gelerek işgalcileri lanetledi, Gazzeli Müslüman kardeşlerine dua etti.
Cumhuriyet Meydanında kurulan Gazze'ye Destek Çadırının önünde toplanan grup, soğuk havaya ve yağışa rağmen sık sık tekbirler getirdi, sloganlar attı.
Grup, "Mescid-i Aksa onurumuzdur", "Müslüman uyuma, kardeşine sahip çık", "Gurur verdin ümmete, selam Ebu Ubeyde" şeklinde sloganları dile getirdi.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Hüseyin Yazgan, "Halkımıza çağrıda bulunuyoruz. Gazze’deki siyonist vahşet ve soykırım üçüncü ayına girdi. Saldırı ve katliamlar hız kesmeden, en ahlaksız ve barbar şekliyle devam ediyor. Esir takasının yapıldığı 7 günlük aradan sonra dünya genelinde eylemler ve tepkiler maalesef hız kesti ve dozunu düşürdü." dedi.
Yazgan, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin bilakis onlar diridirler ancak siz sezemezsiniz. Muvahhit ve Şerefli Gazze Halkını, Mücahitlerini ve Cihadını buradan selamlıyoruz. Şehitlerine Allah’tan rahmet ve yaralılarına acil şifalar diliyoruz. 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu, Filistin’nin siyonist terör örgütü isarilin işgaline karşı verilen kurtuluş savaşının önemli bir aşamasıdır. Bu operasyon ile Mossad başta olmak üzere, iç içe geçmiş Batı ve Doğu merkezli istihbarat ağları ile devlet aygıtları tarihi bir hezimet yaşamıştır. Erişilmez ve yenilmez oldukları algısı yerle yeksan olmuş, onlarca yılda inşa ettikleri imajları bozulmuştur. Filistin halkının bağrından çıkmış ve tarihin en meşru ve en haklı direnişlerinden biri olan Filistin Direnişi, ortaya koyduğu kahramanlık ve cesaretle kıt imkanlarına rağmen tarihin kaydettiği en şanlı destanlarından birini yazmıştır." şeklinde kaydetti.
Yazgan, Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin, çocuklarının yeni kahramanı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Çocuklarımızın ve yeni neslin kahramanı olan Ebu Ubeyde, Batı’nın sözde demokrasi, insan hakları ve özgürlük putlarının boynuna ipini geçirmiş, vicdan ehli halkların elleriyle, Batılı ülkelerin başkentlerinin sokaklarında, sürüklemektedir. Bu acımasız katliamlara rağmen Batılı liderler işgal edilmiş Filistin topraklarına gidip siyonist terör örgütü israile desteklerini açık bir şekilde sunmakta ve siyonist soykırıma ortak olmaktadır. #0Buna mukabil İslam Ülkelerinin liderlerinin Gazze’yi ziyaret etmesi bir yana, bir tek memurunu dahi Gazze’ye gönderebilmiş değildir.”
Hiçbir gerekçe bu vahşi katiller ile ticari, ekonomik, diplomatik ilişkileri sürdürmeyi meşrulaştıramaz. Hiçbir uluslararası angajman Kürecik ve İncirlik’ten alınan destekle çocukların üzerine ölüm kusmayı haklı gösteremez ve bizi bu suçun ortağı olmaktan kurtaramaz. Gazze’de siyonist terör örgütü israilin Amerika, İngiltire ve bazı Avrupa Ülkelerinin desteğiyle yaşattığı vahşet ve soykırım tüm dünya milletleri tarafından büyük bir öfke ve nefret ile karşılanmıştır. Biz inanıyoruz ki bu öfkenin patlayacağı gün zalimlerin ölüm yağdırdığı günden çok daha çetin olacaktır. Dünya kamuoyunun vicdanında katiller mağlup olmuş ve Gazze muzaffer olmuştur. Gazze’deki irade ve iman gücünün üstün geleceğine inancımız tamdır; Direniş kazanacak ve siyonist işgal son bulacaktır."
Yazgan; halka, alim ve kanaat önderlerine, hükümete ve siyasilere, İslam ülkelerine ve medya mensuplarına birtakım çağrılarda bulunarak şunları vurguladı:
"Buradan halkımıza, kanaat önderlerimize, hükümetimize ve İslam ülkelerine çağrıda bulunuyoruz.
Halkımıza çağrımız:
Gazze’deki siyonist vahşet ve soykırım 3. Ayına girdi. Saldırı ve katliamlar hız kesmeden en ahlaksız ve barbar şekliyle devam ediyor. Esir takasının yapıldığı 7 günlük aradan sonra dünya genelindeki eylemler ve tepkiler maalesef hız kesti ve dozunu düşürdü. Siyonist terör örgütü israil bu tepkisizlikten cesaret alarak katliam ve ahlaksızlığının şiddetini arttırdı. Gazze’de soykırım devam ediyor, Susmayalım.
Eylemlerimizi Kudüs Davası bilinciyle yapalım. Cemaat, parti, mezhep ve asabiyet taassubunun Kudüs ve Filistin Davasının önüne geçmesine izin vermeyelim. ‘Yeter ki Kudüs kazansın, ben kaybetmeye razıyım’ bilinciyle daha güçlü bir şekilde ve birliktelik içinde tepkilerimizi gösterelim.
Alim ve Kanaat Önderlerine çağrımız:
Filistin, Kudüs ve Gazze Davası konusunda Alimlerimiz, Kanaat Önderlerimiz ve Sivil Toplum Kuruluşlarımız halkımıza öncü ve örnek olmalı ve yol gösterici olmalıdır. Etkinliklerde halkın içinde ve önünde olmalıdır. Filistin ve Kudüs Davası konusunda toplumu bilgilendirmelidir ve bilinçlendirme için çalışmalıdır.
Hükümete ve siyasilere çağrımız:
Boykot, siyonist işgalci israil ile mücadelede çok önemli bir role sahiptir. Boykot konusunda halkımız yalnız bırakılmamalıdır. Resmi kurum-kuruluşlar ve sivil sektör de boykota destek vermelidir. Hükümet de toplumu boykota teşvik edici çalışmalar yapmalı siyonist işgale ambargo uygulamalıdır.
Hükümet siyonist işgalci israil ile diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkilerini kesmelidir.
Bakü-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatlarından israile giden petrol kesilmeli, hava ve deniz limanları işgalci siyonist israil’e kapatmalıdır.
Kürecik ve İncirlik üsleri acilen kapatılmalı ya da yabancı personelden arındırılarak idare tamamıyla Türkiye tarafından üstlenilmelidir. İncirlik ve Kürecik üslerinden siyonist terör örgütü israile sağlanan her türlü destek durdurulmalıdır.
İslam ülkelerine çağrımız:
İslam Ülkelerinin ortak katılımı ile Mavi Marmara benzeri yardım filosu Gazze’ye ulaştırılmalıdır. Refah Sınır Kapısı insani yardıma açık tutulmalı ve bunun için Mısır yönetimine çağrı yapılmalıdır.
HAMAS, İslami Cihad ve Direniş Grupları Siyonist işgale karşı kurtuluş mücadelesi veren Filistin Halkının meşru temsilcisidir. İslam Ülkeleri Filistin’i devlet olarak tanımalı, HAMAS’ı ve İslami Cihad’ı meşru muhatap kabul etmelidir.
Başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkelerinin vatandaşı olup işgal altındaki Filistin’e giden ve oradaki katliam ve vahşete katılan siyonistler tespit edilmeli, haklarında hukuki süreç başlatılmalı, vatandaşlıktan çıkarılıp, mal varlıklarına el konulmalıdır.
Siyonist işgalci isarilin yetkilileri savaş suçlusu olarak yargılanmalıdır. Bununla birlikte Mavi Marmara Davasının gerekleri yerine getirilmediği için Mavi Marmara Dosyası yeniden açılmalı ve siyonist israilin yargılanmasına kaldığı yerden devam edilmelidir.
Medya mensuplarına çağrımız:
Siyonist terör örgütü israil, başından itibaren Gazze’de internet erişimini ve her türlü iletişimi engelleyerek katliam ve soykırımın üstünü örtmeye çalıştı. Bu amaçla işgal altındaki topraklardaki vahşeti duyurmaya çalışan 80’den fazla medya mensubunu hedef gözeterek şehit etti ve bazılarını da darp ve tehdit yolu ile sınır dışı etti.
Medya Filistin Direnişi ve siyonist terör örgütü israil ile ilgili kullanmış olduğu diline daha fazla dikkat etmelidir. Direnişi gayr-i meşru ve siyonist işgali meşru gösteren bir dil ve üsluptan kaçınmalıdır."
Yazgan son olarak, "Kayseri Halkı olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Filistinli kardeşlerimizin, Gazzeli annelerimizin, bacılarımızın ve çocuklarının yanındayız.
Ya Rabbi senin dinin için mücadele eden, Hamas ve İslami cihada nusret ve zafer nasip eyle. Ey Hayr'ün-Nasirîn; (Yardım edenlerin en hayırlısı!) Ey Hâfiz; Ey Kadîr!Ey Muktedir! Zalimler guruhuna karşı Filistinde mücadele eden müslümanlara yardım eyle.
Ümmet-i Muhammed'i ve kahraman intifâda erlerini sahipsiz bırakma Allah'ım! Bedir ve Uhud'da gönderdiğin gibi, onlara da katından koruyucu ve yardımcılar gönder! Ya rahman, bombalar altında ezilen ve zulüm gören masum çocuk, kadın ve yaşlılara metanet ver sabır ver ve dayanma gücü ver. Onlara bu zulmü reva gören onları şehit eden, siyonist katilleri Kahhar ismin ile rezil ve rüsva eyle.
Gazze’ye selam olsun! Şehitlere selam olsun! Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun." diye konuştu. (İLKHA)