Mardin Artuklu Üniversitesi Vali Kılıçlar Salonunda düzenlenen ve Abdülselam Önen'in sunuculuğunu yaptığı program, İmam Hatip Abdurrahim Özgün'ün yaptığı Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Açılış konuşmasını Mardin İDEV temsilcisi Eğitimci Ahmet Nas'ın yaptığı program İDEV'in çalışmalarıyle ilgili hazırlanan sinevizyon gösterimiyle devam etti.
Sinevizyon gösteriminden sonra Eğitimci-Vaiz Hüseyin İnci, ailede Sıla-i Rahimin önemine dikkat çekti.
"Aile, sağlıklı bir toplumun geleceği ve teminatıdır"
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Nas, "Allah (Celle Celaluhu), Kur’an-ı Kerim’de Tâhrim Suresi'nin 6. Ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır." Dünya hayatının en güzel süsü olan evlatlarımız ve kendilerinde huzur bulduğumuz eşlerimiz; sağlıklı bir toplumun geleceği ve teminatıdır. Toplumun maddi ve manevi inşası; dinamik ve diri nesillerin eliyle mümkündür. Salih evlatlar birer sadaka-i cariye hükmündedir. Onlar, güzel amellerin defterini kapatmayan hayırlı sadakalar gibidirler. Aile; sağlıklı toplumun temeli, fertlerin huzur ve mutluluk kaynağıdır. İffet ve namus; mümin erkek ve mümin kadınlar için beden ve gönüllerin sağlam bir kalesidir. Gönüllerin en güzel süsü, hayâ duygusudur. Topluma ahlaksızlığı aşılayan ifsat yöntemlerine karşı uyanık olunmalıdır. Zira günümüzde, ifsat ehlinden aile kurumuna tehlikeli saldırılarına gelmektedir." ifadelerini kullandı.
"Aile üzerine belli bir bilinç oluşturmak için çabalıyoruz"
Vakıf olarak aile üzerine belli bir bilinç oluşturmak için çabaladıklarını ifade eden Nas, son olarak şunları söyledi: "Aile hayatındaki huzursuzlukların ve boşanmalarda görülen artışın sebebi, gayrimeşru ahlaksız ilişkilerdir. Aile kurumunu hedef alan, etkili bir kalkan olan mahremiyeti ortadan kaldırmaya çalışan, iffet ve hayâ perdesini hedef alan sözleşmeler Müslümanlar için kabul edilemez, yok hükmünde hezeyanlardır. Fertlerin ve toplumların iki cihandaki saadeti; ailelerine İslamî bir terbiye vermek ve ailelerini gayrı ahlakî ilişkilerden muhafaza etmekle mümkündür. Bu mücadelede her bir Müslüman'a sorumluluklar düşmektedir. Bizler de İdeal Eğitim Vakfı olarak, bu ayetin verdiği görev ve sorumlulukla hareket ederek, aile kurumunun muhafazası niyetiyle yola çıktık. "Ailem Cennetim Olsun" ana teması ile toplumumuzu bilinçlendirici seminerler düzenleme kararı aldık. Vakıf olarak, bu tema ile her aya bir seminer düzenlemek niyetiyle adım atmış bulunmaktayız. Bu programları icra etmedeki gayemiz; Müslüman bir ailenin önemi ve gerekliliği hususunda farkındalık uyandırmak, aile eğitimi hususunda bireysel ve toplumsal anlamda gerekli bilinci sağlamaktır. 8 ay boyunca, 8 farklı eğitimci hocamızın vereceği seminerlerimizin başlıkları şu şekilde olacaktır: Rahmet Kapısı: Sıla-i Rahim, Cennete Giden Yolda Aile, Çocuk Eğitiminde Örneklik, Gelenek ve Modernizm Arasında İslami Evlilik, Örnek Bir Aile "Peygamber Evi", "Ben"im Değil "Biz"im Hakkımız, Başkası Değil Sen İlgilen, Aileden Ümmete "Büyük Ailemiz". Allah (Celle Celaluhu) hakkıyla istifade edebilmeyi nasip etsin. Programımızı bereketlendirsin. Sizleri, ailenizi ve sevdiklerinizi her ay düzenli olarak yapacağımız seminerlerimize bekleriz. Son olarak dünya müstekbirlerine diz çöktüren Gazze kahramanlarını, her türlü zorluğa rağmen direnişi desteklemeye devam eden Filistin halkını ve onları yetiştiren öncülerini saygıyla selamlıyorum."
"Evlenen kişinin annesinden, babasından, kardeşinden ve akrabasından ilişiğini kesmemesi gerekiyor"
İnsanların son yıllarda yalnızlaşmaya çalıştığını ifade eden Eğitimci-Vaiz Hüseyin İnci, "Çekirdek aile ve Geniş aile denilen iki kavram vardır. Çekirdek aile denilen yapı, anne, bana ve çocuklardan oluşur. Geniş aile ise; anne, baba, çocuklar ve dede, nene, hala, teyze, amca, dayı gibi akrabalardan oluşan aile tipidir. Aslında bizim bölgemizde de daha önce geniş aile tipi yaygındı. Şu anda da kısmen yaygın ancak gittikçe çekirdek aileye doğru gidiyoruz. Batı bu konuda çoktan o duruma düştü bile. Kimisi evlenmiyor, evlenen çocuk yapmıyor, yapanda en fazla 1-2 çocuk yapıyor. Elhamdülillah Müslüman toplumda daha o seviyeye düşmedik ancak dikkat etmezsek o seviyeye yavaş ilerliyoruz. Evlenen kişinin annesinden, babasından, kardeşinden ve akrabasından ilişiğini kesmemesi gerekiyor. Geniş ailede büyümenin çocuklara manevi faydasının yanında maddi faydası da vardır. Mesela çocuklar geniş ailede yaşadıkları zaman büyüklerin tecrübelerinden istifade ediyorlar." dedi.
Geniş aile yapısının çekirdek aileye nazaran bireylere faydalarından bahseden İnci, şöyle konuştu:
"Bir diğer faydası çocukların sosyal olması için bir fırsatları oluyor. Çocuklarımız zeki, çalışkan hatta akademik olarak belki belli bir seviyeyi de yakalıyor ancak topluma çıktığı zaman nasıl davranması gerektiğini bilemiyor. Ama çocuk ailesiyle büyüdüğü zaman dedesiyle, amcasıyla, dayısıyla büyüdüğü zaman kısmen bile olsa o ihtiyacını gideriyor. Tabi toplumda bu ihtiyaç kreş ve benzeri okullarla giderilmeye çalışılsa da tam hakkı verilemiyor. Diğer taraftan çocukların geniş ailede büyümesi onların dil gelişimine de katkı sağlıyor. Kendi anadillerini de unutmamış oluyorlar. Anadili Kürtçe, Zazaca, Arapça olabilir, büyükleriyle kaldıkları zaman bu dil konuşulduğu için çocuklarda duyuyor ve dili öğreniyor. Geniş aile bizler için sigorta hükmündedir. Çünkü bir insan geniş bir ailedense ve bu aile birbiriyle alakalı bir aileyse o aileden birinin bir sıkıntısı olduğu zaman diğer fertler ona yardımcı olur, ona el uzatır."
İnci son olarak şunları söyledi: "Manevi olarak olaya bakarsak eğer, zaten bu husus Allah'ın bizlere emrettiği ve Peygamber efendimiz aleyhisselatu vesselamın da bizlere tavsiye ettiği bir husustur. Kur'an-ı Kerimde de mealen bu konu geçer insanoğlu acelecidir. Bazen dünyalık karşılık bekler. Bir şey yaptığımız zaman 'bize faydası ne olacak?' der. O yüzden önce dünyevi faydalarını anlatmak istedim. Bu konu kitaplarımızda Sıla-i Rahim diye geçer. Bu terim akrabalık görevinin yerine getirilmesidir. Ziyaret ise ziyaret, yardım ise yardım ne yapılması gerekiyorsa. Herkes kendi ailevi durum ve şartlarına göre bir şeyler yapmalıdır."
Program Mehmet Koç'un okuduğu dua ile sona erdi. (İLKHA)