Yüzyılın soykırımına maruz kalan Filistin halkının haklı özgürlük davasının dünyada karşılık bulması amacıyla Taksim Camii Fuaye Salonu'nda Uluslararası "Çizgilerle Özgür Filistin" sergisi açıldı.

 

Taksim Camii İmam Hatibi Yakup Aktaş'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan serginin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Bir asra yakın bir zamandır kanayan yaramız olan Filistin, her geçen gün insanlığın vicdanını daha fazla parçalayan, kanatan acılara sahne olmaktadır. Bir millet, Gazze'de, Batı Şeria’da, Kudüs'te ve Filistin'in diğer bütün şehirlerinde benzeri görülmemiş bir zulme maruz bırakılmakta, bir millet topyekûn yok edilmeye çalışılmakta, soykırıma uğratılmaktadır. Çoğunluğu çocuk ve kadın olan binlerce kardeşimiz, İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. İnsanların, en temel ihtiyaçlarına ulaşmaları birçok şekilde engellendi. Gazzeli kardeşlerimizin su almaları, ekmeğe ulaşmaları dahi engellendi. Tüm dünyanın gözü önünde açık hava hapishanesine çevrilen Gazze yakılıp yıkıldı, hastaneler, okullar, ibadethaneler yerle bir edildi. Hala devam eden yoğun bombardımanlarda yaralanarak hastanelere sığınan yüzlerce insanın, hastanelerin bombalanmasıyla hayatta kalma umutları da ellerinden alındı, yeni doğmuş bebekler küvözlerde can verdi" şeklinde konuştu.  

"Batılı ülkeler, Filistinlilerin asil direnişlerini, haklı özgürlük davalarını terörizm olarak gördü"

Başkan Erbaş, İslam ülkelerinin bir araya gelerek İsrail’e karşı ortak bir tavırla yeterince tepki veremediğini belirterek, "İslam'a karşı her tür eyleme hoşgörü ve özgürlük gözüyle bakan Batılı ülkeler ise yıllardır sistemli bir şekilde soykırıma maruz bırakılan Filistinlilerin asil direnişlerini, haklı özgürlük davalarını terörizm olarak gördü. Ancak, İsrail’in Filistin halkına ait toprakları sistemli bir şekilde işgal etmesi ve Gazze’de uyguladığı soykırım, tarihe kara bir leke ve en büyük terör faaliyeti olarak geçti." diye konuştu.

Sergideki eserlerin sadece bir etkinlikte yer almaları için üretilmediğini, sanatçıların Filistin'de yaşanan katliama ve bu katliam karşısında dünyanın umursamazlığına tepkilerini çizgileriyle ifade ettiğine vurgu yapan Erbaş, "Bir bakıma insanlığın tükenişine duyulan acıyı dile getiren sergideki eserler, doğrudan hayatın kendisine, yaşanılan drama odaklanarak, zalim bir devletin vahşetine tanıklık etmektedir. Bu sergi, insanlık adına değerli olan ne varsa çiğneyip kötülükleri savunan bir ahlaki kirlenmişliği, bir insani yoksunluğu sanatsal öğelerle ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.

"İnsanlığın kalbine açılmış bu ölümcül yara, nasıl olur da görmezden gelinebilir?"

Özgür Filistin Sergisi'nin yıllardır dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık dramının, unutulmaması ve unutturulmaması adına da ayrı bir önem taşıdığını ifade eden Erbaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Nasıl olur da insanlık değerleri bu kadar aşağılanabilir? Nasıl olur da bu denli bir soykırım tüm dünyanın gözleri önünde alenen gerçekleştirilebilir? Bu akıllara ziyan şiddete karşı uluslararası bir sessizlik nasıl olur da mümkün olabilir? İnsanlığın kalbine açılmış bu ölümcül yara, nasıl olur da görmezden gelinebilir? Bu serginin bana göre asıl önemi de buradan, insanlık adına son derece vahim bir yaraya dokunuyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yarayı tüm dünyaya sanatın etkili kollarından birini kullanarak gösteriyor olması, serginin değerini daha da artırmaktadır. İslam'ın, zulmün ve zalimin karşısında durmayı, mazlumun yanında olmayı, hatta inancına, ırkına, rengine ve bölgesine bakmadan her zaman ve her yerde mazlumun yanında olmayı, muhtaca el uzatmayı, haksızlıkla en güzel şekilde mücadele etmeyi ihmal edilemez bir insanlık görevi olarak ortaya koyduk. Diyanet İşleri Başkanlığının da başta Filistin halkı olmak üzere dünyanın her yerindeki mazlum ve mağdurların yanında olmaya ve iyiliğin tüm dünyaya hâkim olması için tüm imkân ve mensuplarıyla çalışmaya devam edecek."

 

 (İLKHA)