Günümüz dünyasında doğal enerjiye daha fazla ihtiyaç duyulmasından hareketle Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Aslan ve araştırmacı Dr. Esra Aslan bu konu üzerinde çalışmaya başladı.
Yapmış oldukları çalışmalarda doğada bulunan bir mineral olan sürme tozu ile çok hassas fotodedektör ve güneş pili üretilebileceğini bilimsel olarak ortaya koydular.
Bilim insanları, hassas fotodedektör ve güneş pillerinden daha fazla verim elde etmek için çalışma başlatmıştı.
Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarla doğal bir şekilde doğada bulunan mineral sayesinde daha verimli ve ekonomik olabilecek bir metot geliştirdiler.
Akademisyenlerin geliştirdiği güneş pili ve daha hassas fotodedektör sisteminin günümüz şartlarına daha uygun olması bekleniyor.
Bu çalışmada geliştirilen tekniğin, ileriye dönük olarak yüksek verimli ve hassas fotodedektör ve güneş pillerinin üretilmesinde önemli etkileri olacak.
Bu yaklaşımla, yakın gelecekte bu malzeme ile üretilen yeni nesil güneş pili ve fotodedektörlerin verimliliği de yüksek olacak.
Sürme tozunun 3000 yıldan beri antik Mısırlılardan günümüze kadar hala kullanılan ve göz çevresine sürülen bir kozmetik ürün olduğunu belirten Prof. Dr. Ferhat Aslan, "Asya ve Avrupa ülkelerinde kohl, kajal ya da kajol olarak, bizim dilimizde ise 'ismid' olarak adlandırılan sürme, antik bir göz kozmetiğidir. Genellikle gözlerin çevresine sürülen siyah renkli sürme doğada mineral halinde kendiliğinden bulunuyor ve öğütülerek toz haline getiriliyor. Siyah renkli oluşu, ışığı önemli oranda soğurmasına neden oluyor. Bu özelliğinden dolayı araştırmalarımızda akıllı cihazlarda kullanma fikri oluştu. Araştırmacılarımız, X-ışını kırınımı, taramalı elektron mikroskobu, optiksel ve elektriksel ölçümlerle yapmış oldukları incelemeler sonucunda sürme tozunun ışığa hassas önemli bir yarıiletken malzeme olduğunu keşfettiler. Sürme tozunu yüksek vakum altında buharlaştırarak 200 nanometre kalınlığında çok ince bir film haline getirdiler. Bu filmlerle ışığa hassas elektrik üretebilen cihazlar oluşturmayı başardılar. Doğada buna benzer başka maddelerden de yararlanma yolunda araştırmalarımız devam etmektedir. Yakın gelecekte iyi bir gözlemle bu maddeleri de keşfedebileceğimize ve teknolojiye kazandırılabileceğimize inanıyorum." diye konuştu. (İLKHA)