İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür Beykoz'da bulunan Sabancı Öğretmenevi'nde basın mensupları ile bir araya geldi.

Yentür, İstanbul'un eğitim gündemi ile alakalı değerlendirmelerde bulundu.

"30-40 yıl sonrası için simülasyonlarının en önemli göstergesi, parametresi o sahip olduğu genç nüfustur"

Yarının dünyasında var olmanın yolu, öğretmenlerimizin ve geleceğimiz olan çocukların elindedir şeklinde konuşan Yentür, "Bir neslin, milletin geleceğini görmek istiyorsak; 30-40 yıl sonrası için simülasyonlarının en önemli göstergesi, parametresi o sahip olduğu genç nüfustur. Sahip olduğu genç nüfusa gelecek adına sunmuş olduğu eğitim, öğretim ve gelişim hizmetleridir. İnşallah bu yürüyüşü hep birlikte gerçekleştireceğiz." dedi.

"Haksızlıkların karşısında dimdik durabilecek, hayır diyebilecek bir nesil yetiştirmek de bizim en önemli görevimiz olarak misyonumuz olarak adediyoruz"

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür

Yentür, "Biz öyle gençler ve çocuklar yetiştirelim ki ne kadar güçlü olursa olsun asla bir gidip bir hastane bombalamasın. Kadınlara, çocuklara, sivillere ve bebeklere zarar vermesin. Bu eğitim öğretim sürecinin en önemli parçasıdır. Değerler eğitimini; sadece değer adını koyarak, bir pano yaparak veya derste işleyerek değil almış olduğu bütün eğitimin ve ilmin sayesinde aklını, vicdanını, ruhunu, gönlünü bütünleştirerek empati kurarak, saygı duyarak, hakkı ve hukuku gözeterek güçlünün yanında değil haklının yanında olabilecek ve haksızlıkların karşısında dimdik durabilecek, hayır diyebilecek bir nesil yetiştirmek de bizim en önemli görevimiz olarak misyonumuz olarak adediyoruz." şeklinde konuştu.

"Riskli bulduğumuz hiçbir yapıda çocuğumuzu bulundurmuyoruz, en yakındaki okula taşıyoruz"

İstanbul'da ikili eğitim yapan okulların sayısının bu dönemlerde arttığını, artışın sebebinin de depreme dayanıklılık testlerinden geçmeyen binaların boşaltılması olduğunu dile getiren Yentür, "Bir anda takdir edersiniz ki hemen okul yapmak mümkün değildir. Bütün mali kaynağa sahip olsanız bile 1,5-2 yıllık bir süreç var ama o süreci beklerken çocuklarımızı o binada tutmamız asla düşünülemez, o yüzden ikili eğitim yapıyoruz. Son 6 Şubat depreminden sonra 100'e yakın okul bir gecede boşaltıldı. O okulların bir kısmının yapımına başlandı bir kısmının süreci devam ediyor. İstanbul'da yaklaşık 400'e yakın şantiye var; ihalelerimiz artarak devam ediyor, okullarımızın yapımı devam ediyor. Riskli bulduğumuz hiçbir yapıda çocuğumuzu bulundurmuyoruz, en yakındaki okula taşıyoruz. İkili eğitim şartları zorda olsa en azından güvenli bir binada olması bizim kamu görevlisi, baba, öğretmen ve bir vatandaş olarak en önemli görevimizdir. Bunu sağlıyoruz." diye belirtti.

"Sınıf annelerinin kaldırılmasından toplumda genel bir memnuniyet var"

Sınıf annelerinin kaldırılması hakkında konuşan Yentür, "Sınıf annelerinin kaldırılmasından toplumda genel bir memnuniyet var. Elbette, annelerimizin fedakarlığı çok kıymetli ve değerli ama sınıf annesi dediğiniz zaman bunun hangi şartta belirlendiği, hangi gerekçe ile belirlendiği, hangi usülle belirlendiği ve durma noktasının ne olduğu, sınırının ve çerçevesinin ne olduğuyla ilgili kimsenin bilgisi var mı? Yok. Attığı her adımın yasal çerçeve ile belli olduğu ne var? Okul aile birliği. Bu konuda bir yönetmelik var; usulü, erkanı, seçimi, esasları, çalışma biçimi, harcama biçimi, bağış kabul ediş biçimi herşeyi resmi denetime tabi olan şeffaf harcama sistemi elektronik olarak ölçülen bir yapı varken ve veliler adına tamamen velilerden seçimle oluşmuş bir yapı varken; bu sürecin resmi bir karşılığı bulunan, yasal bir zemini, sınırları, hakları, usulleri ve esasları belirli olan bir şeyle karşı çıkması çok daha anlamlı. Yasal olarak tüm velilerin muhatabı okul aile birliğidir. Bu bizim için çok önemli bir paydaştır. Burada sınıf annelerimize de saygı duyoruz ama bazen iyi niyetle yapılan şeyler farklı olduğu için gerek öğretmenler gerek okul idareleri genel anlamda da okul aile birliğinde çok olumlu karşılanan bir adım oldu." ifadelerini kullandı. (İLKHA)