İşgalci siyonist rejiminin Gazze'de uyguladığı soykırım 65'inci gününe girerken, başta İslam ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerinde halklar, çeşitli etkinliklerle tepkilerini göstermeye devam ediyor.
Malatya'da Kudüs Kardeşlik Platformu tarafından "Filistin İçin Yürüyoruz" sloganıyla etkinlik düzenlendi.
Aralarında Siyasi Parti Temsilcileri, Milletvekilleri, STK temsilcileri ve Akademisyenlerin de bulunduğu 7'den 70'e binlerce kişi, Doğa Cadde'sinde bir araya gelerek, kucaklarında katledilen Gazzeli bebekleri temsilen kefene sarılı bebeklerle tekbir ve sloganlar eşliğinde, AVM'ye kadar yürüdüler.
Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı.
İmam Hatip Emre Olçar'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlik, Melike Zehra Sarı'nın Gazze üzerine yazılan şiiri okumasıyla devam etti.
"Bu korkunç katliam, İslam Birliği Teşkilatının önünde işlenmektedir"
Basın açıklamasını okuyan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Doç. Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Küçük, Kudüs'ün medeniyet üreten anaç üç şehirden biri olduğunu ve bu toprakların on yıllardır kan, gözyaşı ve zulme maruz kaldığına dikkat çekerek, "Son 65 gündür Nazileri aratmayacak derecede bir vahşet ve soykırım işlenmektedir. Üstelik bu soykırım Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin, Birleşmiş Milletlerin gözü önünde cereyan etmektedir. Bu korkunç katliam, Müslümanın canını, malını, namusunu korumak üzere kurulduğu iddia edilen İslam Birliği Teşkilatının önünde işlenmektedir. Zira Bütün Medeniyetler, Dinler, İdeolojiler, hukuk sistemleri 5 şeyi korumak için var olmuştur. Hayatı/Canı, Aklı, Dini/İnancı, Nesli ve Malı Korumayı İslamî ve İnsanî kaynaklar korunması zorunlu olan zaruriyyat diye nitelemektedir." dedi.
"İnsan haklarının Gazzeli Müslümanları kapsamaması sizin çok yüzlü küresel siyonizmin parçası olduğunuzun açık ispatıdır!"
Küçük, "Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününde bu soykırım durdurulmuyor ve bunların müsebbibleri yargılanmıyorsa, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Yurttaşlık Hakları Beyannamesi gibi bütün evrensen beyannameler bir paçavradan başka hiçbir şey değildir. Bu bağlamda yapılan bütün anlaşma ve sözleşmeler, yalnızca aldatmadan, yalnızca katliamlara perde olmaktan başka bir hiç şey değildir. O zaman sormak gerek 10 Aralık İnsan Hakları Günü kimin için ve hangi coğrafyalar içindir? İnsan hakları gününün Gazzeli Müslümanları, KUDÜS'ü, Filistin'i ve Gazze coğrafyasını kapsamaması sizin çok yüzlü küresel siyonizmin parçası olduğunuzun açık ispatıdır." ifadelerini kullandı.
"Bugün Gazze, etkisi yüzyıllar sürecek destanını yazıyor"
"Biz Müslümanlar olarak zaten sizden bir şey beklemiyoruz ve biz sizi atalarınızdan tanıyoruz." diyerek devam eden Küçük, "Ancak siz bu çok yüzlülüğünüzü kendi halklarınıza nasıl anlatacaksınız? Zulümle mücadele için sadece iman ve imkân değil aynı zamanda sağlam bir karakter ve cesaret gereklidir. Cesaret ise güçle değil kaybetmeyi göze almakla elde edilir. Bugün Gazze, bunun etkisi yüzyıllar sürecek destanını yazıyor." diye konuştu.
"Gazze; Cihadın, İmtihanın ve Umudun kesintisiz bir süreç olduğu yasasını bize güncelledi"
Küçük, "Özgür Gazze, işgal altındaki bütün insanlığa şu Sünnetullahları/İlahi toplumsal Yasaları güncelliyor. 1-Talut ve Calut Kıssasında geçen 'Nitelikli nice az toplulukları (gücü kutsayan ve güç zehirlenmesine uğrayan) çok topluluklara galip getirdiği…' 2- Kazanmak ve kaybetmenin ölçüsü nedir, gerçekten Gazze bu yasayı güncelledi. 3- Gazze; Cihadın, İmtihanın ve Umudun kesintisiz bir süreç olduğu yasasını bize güncelledi. Allah dilemedikçe sizin dilemenizin bir anlamının olmadığı gerçeğini güncelledi." diye belirtti.
"Gazze, Hazreti Talut'un ordusunun nehri gibi bizim imtihan nehrimizdir"
Gazze'nin, Hazreti Talut'un (Aleyhisselam) ordusunun nehri gibi Müslümanların imtihan nehri olduğuna vurgu yapan Küçük, "Ya içmez de geçer öncülerden oluruz, ya bir avuç içer kazananlardan oluruz ya da kana kana içer kaybedenlerden oluruz. Gazze’nin düşmeyeceğine inanıyorum ancak düşse bile her halu karda Gazzeliler bu cihadın mutlak galibidirler. Ancak Gazze düşerse onun kaybedeni Ümmeti Muhammed'dir. Nasıl ki 1492 de Endülüs Medeniyetinin son Kalesi olan Gırnata’nın Ümmetin diğer coğrafyalarından yardım almadığı için düşmesiyle Endülüs medeniyeti de yıkılmıştı. Gazze Düşerse Kudüs Medeniyeti de düşer ve o zaman Gırnata’nın son kıralı Sultan Abdullah’ın ağladığını gören annesinin ona söylediği şu tarihi sözleri 'Kadınlar gibi ağlayacağına yiğitler gibi savaşsaydın ya' diyecek bir annemiz olmayacak… Bu sebeple Kudüs ve Gazze’ye sahip çıkmak insanlığa, İslamlığa sahip çıkmaktır." diye konuştu.
Etkinlik, imam Hatip Gazi işlerin yaptığı duanın ardından sona erdi. (İLKHA)