HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, Meclis'te düzenlediği basın  toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Son açıklanan Kasım ayı enflasyon rakamlarına değinen Demir, enflasyonun düşürülmesinin, sürdürülebilir büyümenin yanı sıra hedeflenen fiyat istikrarı açısından da önemli olduğunu belirtti.

Demir, iç talebi kısmak amacıyla uygulanan sıkı para politikaları veya halkın diliyle "geniş halk kitlelerinin kemer sıkmasının", iç pazara hitap eden imalat ve hizmet sektörlerinin de dar gelirlilerle birlikte sıkıntı yaşaması anlamına geldiğini kaydetti.

Bundan dolayı ekonomi yönetiminin sıklıkla ihracat vurgusu yaptığını, ihracatçılara farklı teşvik ve destekler sunduğunu aktaran Demir, "Fakat mal ihraç ettiğimiz ülkelerin çoğu da bizdeki gibi enflasyonla mücadele etmekte, kendi iç pazarlarına dönük sıkılaştırmalara yönelmektedir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte iç piyasadaki arzın önemli bir bölümünü ihracata yöneltme çabalarının beklenen sonucu vermemesi riski mevcuttur." dedi.

Demir, "Öte yandan mevduat faizlerinin zirvelere çıktığı bir ortamda farklı etkenlerle riskli bir alana dönüşen yeni yatırımlar yerine sermayenin risksiz ve garanti getirili olan faize yönelmesi yatırım ve üretimin azalmasını, işsizliğin yükselmesini beraberinde getirecektir." diye ekledi.

"Tasarruf tedbirleri kamuda da muhakkak uygulanmalı"

Enflasyonla mücadelede parasal sıkılaşmaya dayalı talep kısıtlamasının, enflasyonun ağır faturasının sadece halka kesilmesi anlamına geleceğini ifade eden Demir, "Aynı kısıtlamaların kamuda da uygulanması, gereksiz harcamaların kontrol altına alınması, savurganlığın her türünün önüne geçilmesi gibi hususlar da göz önünde tutulmalı,  bütçe dengeleri üzerinde de olumlu etkiler getireceği düşünülen bu tasarruf tedbirlerinin kamuda da muhakkak uygulanması zorunluluktur." değerlendirmesinde bulundu.

Atama bekleyen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri

Atama bekleyen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerine işaret eden Demir,  2023 KPSS'de 55 bin 720 ilahiyat mezununun sınava girerek adeta tarihinin rekorunu kırdığını belirtti.

Mart ayında yapılan atamada 2 bin 604 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin atandığını hatırlatan Demir, "Diğer tüm branşların açığı büyük oranda kapatılmışken Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretmenliğine 10 bine yakın açık varken 2 bin 600 gibi yetersiz bir kontenjan verilmiştir. Resmi olan rakamlara göre 8 bin 500, resmi olmayan rakamlara göre 15 bin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyacın ekseriyeti ücretli öğretmenlerle doldurulmaktadır. Bu pansuman bir tedbirdir ve sürdürülebilir bir durum değildir." diye konuştu.

Demir, "İslam'ın hem manevi hem de bilgi boyutunda kazanımlarının içselleştirilmesi, ahlaklı, dinimizle ilgili doğru ve sağlam bilgilere ulaşması hedef olmalıdır. Bu münasebetle Millî Eğitim Bakanlığı’na bir çağrıda bulunuyoruz. Atama bekleyen mezunların çokluğu ve bu alanda öğretmen ihtiyacının yüksek olmasını göz önüne aldığımızda ek atama ile ya da ilk yapılacak öğretmen atamalarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşına daha fazla kontenjan vermek suretiyle bu mağduriyet giderilmeli, eğitimin bu açığı da kapatılmalıdır." ifadelerini kullandı.

Gaziantep’te TOKİ’nin fiyatlara yaptığı güncelleme

100 Bin Sosyal Konut Kampanyası’na Gaziantep’ten 69 bin 686 kişinin başvurduğunu, başvuruların ardından 2020’de çekilen kura sonucu toplam 4 bin 100 kişinin hak sahibi olduğunu aktaran Demir, kampanyada hak sahiplerine konutlarının en geç 2 yıl içerisinde teslim edileceğinin söylendiğini ancak geçen 4 yılda konutların hak sahiplerine teslim edilmediğini, ne zaman yapılacağına dair de bir bilginin mevcut olmadığını belirtti.

"Yeni açıklanan rakamlarda 3+1 dairenin fiyatı 2 milyondan başlıyor"

Proje açıklandığında vatandaşların "kira öder gibi konut sahibi olacağının" vaat edildiğini vurgulayan Demir, "O dönem proje açıklandığında 3+1 dairenin en yüksek fiyatının 210 bin TL olacağı söylenmişti. Yeni açıklanan rakamlarda 3+1 dairenin fiyatı 2 milyondan başlıyor.  Neredeyse 10 kat fiyat artmış. KDV oranları yüzde 1’den yüzde 10’a yükseltilmiş. Vade 240 aydan 180 aya düşürülmüş. Taksitler yükselmiş ve evlerin de ne zaman teslim edileceği belli değil. Şu an binlerce kişi bu rakamlar karşısında ciddi bir hayal kırıklığı yaşamaktadır."

Demir, "Dar gelirlilerin bu fiyatları karşılaması mümkün değil. Eğer konutlar vaat edildiği gibi en geç 2 yıl içerisinde vatandaşa teslim edilseydi, bugün bu sorun yaşanmayacaktı. Zamanında teslim edilmeyen konutların bedelinin vatandaşa ödetilmesi adil ve makul değildir. Fiyatlar dar gelirlilerin ödeme yapabileceği şekilde düzenlenmelidir ancak bu şekilde bu mağduriyet telafi edilir. Özellikle KDV oranı tekrar yüzde 1’e düşürülmelidir. Taksitler hale getirilmelidir." şeklinde konuştu.

"Fransa'da doktora için 4 yıl burslu uygulaması süre bağlamında yetersizdir"

Türkiye’den Fransa’ya doktora eğitimi için giden öğrencilere, eğitimlerini tamamlamaları için 4 yıllık süre verildiğini ve verilen bursun da 4 yılla sınırlandırıldığını hatırlatan Demir, bunun mağduriyetlere yol açtığını belirtti.

Fransa’da özellikle de sosyal bilimlerde doktora eğitimi için verilen 4 yılın, yeterli bir süre olmadığını söyleyen HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir,  "Bu süre yabancı öğrenciler için okul yönetimleri ve tez danışmanları tarafından da yeterli görülmemektedir. Bursluluk süresinde esas alınan sürelerin belirlenmesinde, hangi ülkede eğitim görülüyorsa o ülkenin şartlarının göz önünde bulundurulması gerekir." dedi.

Demir, "Fransa geneline baktığımızda sosyal ve beşerî bilimlerdeki doktora tezlerinin yüzde 65’inin 4,5 yıl yani 52 ay gibi bir sürede ancak tamamlanabildiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığın şu zamana kadar doktora için 4 yıl burslu uygulaması süre bağlamında yetersizdir. Dolayısıyla Fransa’da Sosyal ve Beşerî bilimlerdeki doktora sürelerinin en azından 5 yıla yükseltilmesi makul olandır. Bu durum öğrencilerimizin mağdur olmasını engelleyecektir." diye ekledi.

"Sosyal medyada sergilenen ahlaksızlık had safhaya ulaştı"

Konuşmasının sonunda, sosyal medya platformlarındaki ahlaki çöküntü ve müstehcenliğe işaret eden Demir, şunları kaydetti:

"Kitle iletişim araçlarında özellikle de sosyal medya platformlarında sergilenen ahlaksızlık had safhaya ulaştı. Dezenformasyon ve müstehcenlik barındıran içerikler hiçbir filtreleme veya denetime tabi tutulmadan bu mecralarda pervasızca paylaşılmaktadır.

Sosyal medyanın kötü kullanımı ve denetimsizlik gençlerin temiz dimağlarını kirletmekte, aile kurumunu tahrip etmekte ve nesilleri ifsada sürüklemektedir. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun bütün kesimleri ahlak dışı yayınlara ve ahlak dışı bir kültüre maruz kalmaktadır.

Nesilleri ve aile kurumunu ifsada sürükleyen bu duruma karşı mutlaka etkili önlemler alınmalıdır. Sosyal medya kullanımı ile ilgili toplumun bilinçlendirilmesi, sosyal medya platformlarında filtreleme yapılması ve bu konuda ciddi bir denetim mekanizması kurulması elzemdir." (İLKHA)