Bahçelievler Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde "Filistin Temalı Sahabe Hayatı" temasıyla düzenlenen programda, "Ümmetin Emini" olarak bilinen "Ebu Ubeyde bin Cerrah'ın hayatı ve Kudüs mücadelesi anlatıldı.
Selim Sivi
Birçok siyasi parti ve STK temsilcisinin yanı sıra çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşen program, Selim Sivi'nin Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Furkan Özcan
Programın açılışında selamlama konuşması gerçekleştiren Peygamber Sevdalıları Bahçelievler Temsilcisi Furkan Özcan, siyonist işgal çetesinin Gazze'de çoluk-çocuk, kadın-yaşlı demeden yaptığı sistematik katliam ve soykırımın kendilerini derinden üzdüğünü, Gazzeli Müslümanların direnişine ise gıpta ettiklerini ifade etti.
Programda bir konuşma yapan Araştırmacı-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, Peygamber efendimizden günümüze kadar Kudüs için verilen mücadeleye değindi.
Savaşta sayının çokluğu değil inancın önemli olduğunu ve tarihte nice az toplulukların çok olanlara karşı galip geldiğini vurgulayan Turan, İslam tarihinde yaşanan savaşlarda elde edilen başarılara vurgu yaptı.
Araştırmacı-Yazar Dr. Abdulkadir Turan
"Ümmet olmak, farklı meşrep ve mezheplere sahip olsak da birlikte çalışabilmektir"
İslam'ın iman ve emniyetten oluştuğunu belirten Turan, "Allah'a iman ile Müslüman oluruz, birbirimize güvenerek ümmet oluruz. Bu ikisi tamamlanmadan İslam ümmeti tamamlanmış olmaz. Güven de birlik getirir. İslam ümmeti için birlik kuvvet, vahdet güçtür. Bir eylemde bulunabilmek için arzu, irade ve kudret olmalı. Kudret birliğimizde saklıdır. Birlik, birlikte çalışabilme ahlakı, olgunluğudur. Yoksa ümmeti tamamen birleştiremezsiniz. Selahaddin-i Eyyubi de birleştirememiştir ama birlikte çalışabilmeyi öğretmiştir. Eğer sizden 3 kişi farklı grup, farklı ırk, farklı mezhep ve mesleklerden oluştuğu halde bir araya gelip iş yapabiliyorsa İslam medeniyetini kurmuşlar, ümmet olmaya başlamışlardır demektir. O üç kişi dünyayı fethedebilir. Bakın Osmanlı'da Kayı Boyu gelir Bilecik tarafına yerleşir, Şeyh Edebali ile buluşur ve dünyada yepyeni bir imparatorluk meydana gelir. Normalde Moğol istilasından sonra matematiksel olarak bu mümkün değildi." diye konuştu.
"Günahlardan sakınarak dayanışma içerisinde zafere koşacağız"
Turan, "Ebu Ebeyde Bin Cerrah'ın Herakliyus'u yenmesi mümkün müydü? Aralarında general, profesyonel asker yoktu. İlk kez hicri 13'te karşılaştılar. Dünya tarihinin en büyük savaşlarından biri yaşandı. Bizans ordusunun başında Herakliyus'u yeğenleri ve bazı ermeni subaylar vardı. 7 ceddi general, 200 bin asker vardı. Bizim ordumuz 20 bin civarı ve Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ın öncülüğünde biz yeniyoruz. Orada hazreti Ömer'in mücahitlere gönderdiği önemli bir mesaj vardı. Mesajda, 'sizin gibi kimseler azlıktan dolayı yenilgiye uğramazlar ama on binler günahlarından dolayı yenilir. Kendinizi günahlardan koruyunuz' demiştir. Günahlardan sakınacağız, dayanışma içerisinde olacağız ve Allah'ın izniyle zafere doğru koşacağız." şeklinde konuştu.
"Şeyh Ahmet Yasin'in semeresi olarak Muhammed Dayf, Ebu Ubeyde'ler yetişti"
Filistin'de Yaser Arafat döneminde mücadelenin sosyalizm ile yapılmaya çalışıldığını ve her adım atıldığında biraz daha kayıp verildiğini hatırlatan Turan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu komünistler kavga ettikçe israile alan kaptırdılar. Yaşasın Filistin, Yaşasın Kudüs deyip önce Filistin'den çıktılar. Önce Lübnan, oradan Tunus... Zannedersem en son Cezayir'deydiler ve Şeyh Ahmet Yasin imdada yetişti. Şeyh Ahmet Yasin, bir Kur'an kursu hocası ve bir öğretmendir. Gücün fizik ve kuvvet olduğunu düşünürüz. Şeyh Ahmet Yasin'in belden aşağısı felçti ve matematiksel hesaba göre neredeyse suyunu alıp içemez durumdaydı. Fiziki kuvvet yoktu ama irade ve iman vardı. La İlahe İllallah Muhammedîn Resullalah dediği gibi Allah'u Ekber de diyordu. O çocuklara umudu öğretiyordu. Bizzat Sami Ebu Zuhri'ye sordum. Dedi ki, 1985-1986 yıllarında dindar gençlik komünist gençliğe oranla yüzde 10 bile değildi. Şeyh, kudretlerinin imkânlarını aşacağına inandı. Müslüman imkâna teslim olmaz, imkân üretir. Eğer Ebu Ubeyde Bin Cerrah matematiksel hesaplar yapsaydı Hazreti Ömer'e mektup yazar, karşılarındaki ordunun çokluğuna karşı mücadele edemeyeceklerini söylerdi. Fiziğimize bakmayacağız ama fizik için imkânlar hazırlayacağız, güç hazırlayacağız. İşte onun (Şeyh Ahmet Yasin) semeresi olarak Muhammed Dayf, Ebu Ubeyde'ler yetişti."
"Gün birbirimizi kınamak, hainleri sayma günü değil iyilikleri sayma, takdir etme günüdür"
Turan, "Peki, İzzeddin el kassam kim? 1930'lu yıllarda İngilizlere karşı mücadele eden Suriyeli bir Nakşibendi şeyhi. Hareket, İhvanı Müslimin, silahlı kanat sûfi. Birlikte kudret var. Onun için tepelerine bomba yağıyor ve mübarek annelerimiz 'elhamdülillah' diyorlar. Babalar, şehit düşen evlatlarının kulağına fısıldayarak peygamber efendimize selam söylemelerini istiyorlar. Allah'u Ekber yeni bir umut doğurdu. Gün birbirimizi kınamak, hainleri sayma günü değildir. Öfke dağıtır, sevgi buluşturur. Gün iyilikleri sayma, takdir etme günüdür. Şükür nimeti arttırır. Hainler büyüklerimiz bilecek ve kayıt altına alacaklar. Halka ihanetler sayılmaz. Gün kahramanlar günüdür. Biz kahramanları anacağız. Yaser Arafat çatıştıkça kaybetti ama Şeyh Ahmet Yasin'in küçük generalleri Gazze'yi Batı Şeria'yı Yahudilerden kurtardılar. O hale geldiler ki, bir Yahudi kahrından kendi başbakanının öldürdü. Bu Herakliyus'un çatlamasına benziyor. Biz onları hep çatlattık. Onun için kahrolmayalım, sevinelim. Yüzümüz gülsün ki, insanlar etrafımızda toplansın." ifadelerini kullandı.
Yürüme engelli Ramazan Sinvar'ın Şeyh Ahmet Yasin'in çokça bilinen "Allah'ım! Ümmetin Suskunluğunu Sana Şikâyet Ediyorum" başlıklı yakarışını seslendirdiği program, küçük bir kız çocuğun yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)