Sosyal medya kullanıcıları, İsrail'in Filistin'in Gazze kentine yönelik yoğun bombardımanının ardından Filistin yanlısı içerikleri nedeniyle paylaşımlarının ve hesaplarının kaldırıldığından ya da askıya alındığından şikâyetçi.
Siyonist işgal rejimli odaklı merkezlerin geçtiği organize video ve görseller ise Batı medyası ve dijital kanallarında yoğun şekilde kullanılıyor.
7 Ekim'de başlayan "Aksa Tufanı" operasyonu canlı olduğu kadar sosyal medyada da sürüyor. Katliamın başlangıcından bu yana sosyal medyada Filistinlileri destekleyen paylaşımlar engellenip sansürleniyor.
Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Bursa Sosyal Medya Derneği (BUSMED) Başkanı Murat Gezer, işgalcilerin saldırılarına karşı mücadele eden mücahitler lehine paylaşım yapanların, doğrudan sosyal medya platformlarının yazılımları ve editörleri tarafından, terör örgütü paylaşım yapmış gibi yansıtıldığını belirtti.
"Sosyal medya platformları israil ve arkasında duran Yahudi lobilerine taraf olmaktadırlar"
BUSMED Başkanı Murat Gezer
Sosyal medya platformlarının kendilerine göre Gazze'de yaşananları terör olarak tanımladığını belirten Gezer, "Türkiye'de sosyal medya sayfalarında Filistin ve Gazze halkının yaşadığı soykırım ve sıkıntıları dile getiren paylaşımları bir şekilde engelliyorlar. israil saldırılarına karşı mücadele eden mücahitlere yönelik bazı paylaşım yapanlar, doğrudan sosyal medya platformlarının yazılımları ve editörleri tarafından terör örgüt tarafından paylaşım yapmış gibi yansıtılmaktadırlar. Sözde terör örgütleri paylaşım yaptıkları için bu sayfaları bloke ediyorlar. Bu yapılanlar yanlış bir uygulamadır. Çünkü bu işin böyle olmadığı herkesçe bilinmektedir. Bazı sosyal medya platformları israil ve arkasında duran Yahudi lobilerine taraf olmaktadırlar." dedi.
"Filistin'de mücadele veren mücahitlerin fotoğraflarını paylaştıktan hemen sonra terör örgütü gibiymiş gibi sayfaları engelleniyor"
Gezer, "Bu konuda devletin de yapacağı bazı işler vardır. Geçmişte sosyal medya ile ilgili bazı kanunlar çıkmıştı. Uygulamaya ve yürürlüğe de geçilmişti. Yürürlüğe girilen maddede sosyal medya platformlarının Türkiye'de bir merkezinin olması gerekiyordu. Göstermelik bir merkez olmaması gerekiyordu. Belli bir çalışan aynı zamanda Türkiye vatandaşı çalışanları da olması gereken bir merkez olması gerekirdi. Türkiye'de yapılmış olan sosyal medya paylaşımlarına ilişkin olarak bildirim raporlama, takip etme ve engelleme imkanı olan bir merkezin olması isteniyordu. Bu merkezler devreye girmedi." diye belirtti.
"Türkiye'de bir merkez olmadığı için engellenen paylaşımlar ABD ve İngiltere'deki merkezlere gidiyor"
Büyük sosyal medya platformlarının (Facebook, Instagram, Google, X) Türkiye'de işlev halinde bir merkezleri olmadığını söyleyen Gezer, "Göstermelik ofisleri var ama işlev değildir. Devlet bu merkezlerin işlev halde olması için sosyal medya platformlarına baskı uygulamalıdır. Türkiye'de sosyal medya platformlarının bir merkezi olsaydı, Türkiye'de yaşayan kişiler olarak engellenen bildirim ve hesaplarımızı doğrudan bu merkezden yapabilirdik. Engellenen hesap ve paylaşımlar önce Türkiye'deki merkeze giderdi. Türkiye'deki yöneticiler tarafından bakılır ve incelenirdi. Türkiye'deki yöneticiler ya engellerlerdi veya onaylardı. Türkiye'de bir merkez olmadığı için engellenen paylaşımlar ABD ve İngiltere'deki merkezlere gidiyor. Onların yönetici ve editörleri tarafından inceleniyor. ABD'nin bu konudaki bakış açısı bellidir. Tamamen israil lehine bakıyor. israil karşıtlığı olan her şeye düşman gözüyle bakıp engelliyor. Türkiye'de merkezleri olsaydı yöneticiler bakacaktı. Türkiye'nin açısından yaşanan gerçeklere ve olaylara bakabilecekti. Türkiye merkezleri olsaydı hiçbir şekilde bu hesaplar engellemelere maruz kalmayacaktı." şeklinde konuştu.
"Bunlarla mücadele etmek istiyorsak para kaynaklarını kilitleyeceğiz"
Gezer, "Eğer Türkiye'de bir merkezleri olsaydı bu tarz engelleme politikalarında devlet, tepkisini sosyal medya platformlarına resmi olarak bildirme imkanına sahip olacaktı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi ve BTK bu konuyla ilgili girişimlerde bulunabilir. Sosyal medya platformları Amerika merkezli olduğu için yapılan başvuruların devletin başı ve üst kurumlar tarafından yapılırsa etkili olabilir. Devlet ve millet hep birlikte olup sesimizi yükseltirsek ve devletin üst makamları da devreye girerse mutlaka bir etkileme imkanı olacaktır. Boykot ve protesto şeklinde de olursa daha iyi olur. Bu merkezlerin ana beslenme kaynağı paradır. Eğer biz bunlarla mücadele etmek istiyorsak, para kaynaklarını kilitleyeceğiz. Çünkü sosyal medya ve dijital platformlarında belli bir ödeme alıyorlar. Özellikle israil lehine çok sayıda yayınları var. israil ve Yahudi lobisi bu yayınlar için dijital medya platformlarına ödemler yapıyor." diye konuştu. (İLKHA)