Mehmet Sait Çelik

8 Ekimden beri bir dizi açıklama ve eylemde bulunan eğitimci ve aktivist anneler Türkiye ve dünya liderlerine seslenerek, siyonist işgal rejimi sözde ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının durdurulması ve Filistin'in özgürlüğüne kavuşturulması gerektiğini vurguladılar.

"HİÇ KİMSE YERİNDE OTURMASIN HERKES NE YAPABİLİYORSA KALKSIN VE YAPSIN"

Hiçbir şey yapmadan beklemeyeceklerinden dolayı eylemlerde bulunduklarını belirten anne Yıldız Ertaş, "Gazze'deki mazlum insanların ölümlerini gördüğümüzde ne yapalım diye düşünürken kendimizi bu eylem içerisinde bulduk. Buradan Türkiye ve dünyadaki bütün Müslümanlara sesleniyorum: hiç kimse yerinde oturmasın, herkes ne yapabiliyorsa kalksın ve yapsın. Mutlaka Gazze'nin sesini duyurmamız lazım. Gerek yöneticilere gerek halka ve gerek tüm Müslüman âlemi ayağa kalkın, ümmet bizi bekliyor. İnşallah İslamiyet'in bize emrettiği gibi elimizden geleni yapmamız gerekiyor." dedi.

"GAZZE İÇİN NE YAPARSAK YAPALIM YETERSİZ KALACAĞINI BİLİYORUZ"

Adana'da İngilizce öğretmenliği yapan ve Gazze için bir nebze de olsa bir şeyler yapmak için Ankara'da yapılan Gazze'ye destek eylemlerine katıldığını belirten Füsun Şener, "İngilizce öğretmeniyim, aynı zamanda İslami ilimlerle hem alıcı hem de verici derslerle meşgulüm. Ankara'ya Adana'dan geldik. Gerçekten içi yanan eğitimciler ve anneler olarak geldik. Son derece üzgünüz. Bunu zaten sözle ifade etmemiz mümkün değildir. Bu yüzden Gazze için ne yaparsak yapalım yetersiz kalacağını biliyoruz. Bir nebze de olsa hakkın sesini duyurabilmek için buradayız. Filistin için bir şeyler yapabildiysek ne mutlu bizlere. Gazze'de okullar kapandı. Gazze'deki çocukların annesiz, babasız ve eğitimsiz hallerini görmek bizde büyük bir yürek sancısıdır. Onların arkalarında olduğumuzu bilmelerini isterim. Elimizden ve gücümüz yettiğince madden ve manen her zaman yanlarında olduklarımızı bilsinler." ifadelerine yer verdi.

"RABBİM İNŞALLAH GAZZE'YE EN YAKIN ZAMANDA ZAFER NASİP ETSİN"

Ankara'ya gelme sebeplerinin Gazze'de yaşanan acılar olduğunu belirten Sebiha Baturay, şunları aktardı: "Gazze'de şu anda büyük bir soykırım var. Gazze ve Mescid-i Aksa en hassas noktamız ve içimizin yarasıdır. Gazze'de şu anda bebekler öldürülüyor. Bizler eğitimciler ve anneler olarak neler yapabildiysek yapmaya çalıştık. Şu anda Gazze'de eğitim verecek neredeyse çocuk kalmadı. Bundan dolayı içimizdeki yara olarak buraya kadar geldik. En baştakilere bir mesaj vermek için Ankara'dayız. Rabbim inşallah Gazze'ye en yakın zamanda zafer nasip etsin. Gazze'de yaşananlar bizim ve bütün insanlığın imtihanı herkes üzerine düşeni yapmak için mutlaka ayakta durmalıyız."

"ZULME SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR"

Çocuk eğitmeni Gizem Ertaş, "Evde oturup bu vahşeti ve ölümleri izlemektense Ankara'ya gelip sesimizi duyurmak istedik. İnşallah gerekli mecralara ve topluma sesimizi iletmişizdir. Herkesten Gazze için destek bekliyoruz. Zulme susan dilsiz şeytandır ve biz de bu zulme susmak istemiyoruz." ifadelerine yer verdi.  

"ALLAH İÇİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLMAMIZ GEREKİYOR"

Gazze için İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini dile getiren Kübra Kalkan, "İslami ilimler mezunuyum. Allah'ın lütfuyla İslami çalışmalar içerisindeyim. Filistin'de yaşayan kardeşlerimiz çok ağır bedeler ödüyorlar. Biz de evimizde rahatlık içerisindeyiz. Bir şeyler yapmadığımız için Filistinli kardeşlerimiz bizlerden şikayetçiler. Allah için Filistinli kardeşlerimizin yanında olmamız gerekiyor. Bir avuç insanın 3 buçuk gün uykusuzluğu, inşallah bir ümmetin uyanışına sebep olur. Filistin için direnişimiz ömür boyu sürecek." şeklinde belirtti.

"GAZZE'DE PARÇALANAN BEBEK CESETLERİNİN SESi OLMAK İÇİN ÇABA İÇERİSİNDEYİZ"

Parçalanan bebeklerin, annelerin feryatlarına bir ses olmak için Ankara'da olduklarını belirten İmhan İzol Kesen, "Bir eğitimci ve bir anne olarak Gazze'deki parçalanan bebek cesetlerini, feryat ve çığlıklarını bugünkü durumlarını dile getirmek adına biz de onlara ses olabilmek için çaba içerisindeyiz." dedi.

"GAZZE'DEKİ KATLİAM BİR SOYKIRIMA DAYANDI"

Fevziye Şenoğlu, "Her geçen gün Gazze'deki zulüm ummadığımız yerde ilerledi ve bu katliam bir soykırıma dayandığı için ne yapabiliriz, çalışmalarımızı ilerletmek adına Ankara'ya gelip çeşitli eylemlerde bulunmaya karar verdik. Bu sorunun sorumluları olarak aynı zamanda yeterince tepki vermeyen idarecilere sesimizi duyurmak için ve başkent olarak duyarlılık olsun diye de Ankara'ya geldik." şeklinde belirtti. (İLKHA)

Sağlık çalışanları:

GAZZE’DE KUVÖZLER

BEBEKLERE MEZAR OLUYOR

İşgal rejiminin Filistin'de başta hastaneler olmak üzere sivillere yönelik yaptığı saldırılara tepki gösteren Ankara GATA Hastanesi sağlık çalışanları, uluslararası savaş suçu olarak kabul edilen bu soykırıma acilen dur denilmesi çağrısında bulundu.

 

Enes Alpsoy

Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık çalışanları Filistinli meslektaşlarına destek olma, Gazze'de uygulanan soykırımı kınama amaçlı basın açıklaması düzenledi. 20 Kasım Dünya Çocuk Günü ve 17 Kasım Dünya Prematüre Bebek günü olması sebebiyle Gazze’de yapılan soykırımlarda binlerce çocuk ve bebeğin şehit olmasına dikkat çekmek için bir araya gelen sağlık çalışanları, Gazze’de kuvözlerin bebeklere mezar olduğunu ve sadece bebeklerin değil, insanlığın öldüğünü belirttiler.

İSRAİL’İN, GAZZE’DEKİ SALDIRILARI SOYKIRIM BOYUTUNA ULAŞMIŞTIR

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklamasını, sağlık çalışanları adına Çağrı Emin Şahin okudu. Şahin, "Yaklaşık bir asırdır Filistin’de katliam, tehcir ve birçok insanlık suçu işlemek suretiyle varlık gösteren Siyonist işgal, 2005 yılından beri abluka altında tuttuğu Gazze’yi adeta bir açık hava hapishanesine çevirmiştir. Gazze halkını en temel insani haklarından mahrum bırakmış ve sivilleri hedef alan askeri harekatlarla katliama tabi tutmuştur. İşlediği insanlık suçlarıyla sicili bir hayli kabarık olan israil’in, Gazze’deki son saldırıları ise! soykırım boyutuna ulaşmıştır. 40 gün aşkın süredir devam eden ve tamamen sivilleri hedef alan saldırılarda, 5 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 12 bin Gazzelinin hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. En az bir o kadarının halen enkaz altında olması pek muhtemeldir. İsrail başta hastaneler olmak üzere, okulları, aşevlerini, camileri, kiliseleri ve evleri bombalamış, mülteci kamplarına saldırılar düzenlemiş, yaralıları taşıyan ambulansları dahi vurmuştur. Katliamlar devam ederken işgalci israil ablukayı derinleştirmiş ve Gazze’ye en temel insani ihtiyaçların dahi girişini yasaklamıştır. Gıda, ilaç ve temiz suya erişimi kısıtlı olan Gazze’de açlık ve salgın hastalıklar bir halk sağlığı sorunu olmaktan öte işgalin Gazze halkına karşı kullandığı bir silah halini almıştır." dedi.

"HASTANELERE, HASTA VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK İŞLENEN BU SUÇLAR TÜM İNSANLIK ADINA BÜYÜK BİR ÜZÜNTÜ VE UTANÇ SEBEBİDİR"

"Bir avuç vicdanlı insanın meydanlarda yükselttiği isyanı istisna tutarsak, dünyanın sessizliği ve Avrupa ülkelerinin desteği israile katliamların dozunu artırarak sürdürmesi için cesaret vermiştir." diyen Şahin, şu şekilde devam etti: "Önce içerisinde yüzlerce hasta ve yaralının olduğu binlerce sivilin sığındığı hastaneler bombalanmış, sonra bizatihi İsrail askerleri tarafından bu hastaneler işgale uğramıştır. Şifa hastanesi, bir süredir kuşatma altında tutulmaktadır. Avlusundaki şehit naaşlarının gömülmesine dahi izin verilmemektedir. İsrail askerleri geçen hafta hastaneye operasyon düzenlemiş, silahlarıyla acil servise girmiş, doktorlar ve sağlık çalışanlarını hastalarıyla birlikte katletmiştir. Hastanenin ilaç ve tıbbi malzeme deposunu patlatmış ve hastane yönetiminin beyanına göre, yaralıların bir kısmının gözlerini bağlayarak bilinmeyen bir yere kaçırmıştır. Hastanelere, hasta ve sağlık çalışanlarına yönelik işlenen bu suçlar, başta gayesi hayat kurtarmak olan biz hekim ve sağlık çalışanları olmak üzere, tüm insanlık adına büyük bir üzüntü ve utanç sebebidir."

"ŞU AN 130 PREMATÜRE BEBEK AYNI SEBEPTEN ÖLÜM RİSKİYLE KARŞI KARŞIYADIR"

Konuşmasının devamında Şahin, "Dün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günüydü. Tüm dünyada çocukların sorunlarına dikkat çekmek ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan bir gün. Tam bugünlerde israil’in uyguladığı insanlık dışı ambargo sebebiyle Gazze’ye yakıt ve elektrik tedariki kesilmiş ve hastaneler hizmet veremez duruma gelmiştir. Bu durumdan en çok etkilenenlerin başında prematüre bebekler gelmektedir. Elektrik kesintisi sebebiyle, yeni doğan yoğun bakım servisindeki bebekler, kuvözlerden çıkarılmak zorunda kalınmış ve onlarca bebek bu sebepten hayatını kaybetmiştir. Şu an 130 prematüre bebek aynı sebepten ölüm riskiyle karşı karşıyadır." ifadelerine yer verdi.

"BUGÜN GAZZE’DE KUVÖZLER BEBEKLERE MEZAR OLUYOR, GAZZE’DE SADECE BEBEKLER DEĞİL İNSANLIK ÖLÜYOR"

Son olarak Şahin, "Bizler hekim ve hekim adayları, hemşire, ebe ve diğer sağlık çalışanları olarak İşgalci Israil’in, Gazze’de bulunan hastaneleri, hastaları, bebekleri, çocukları, yaralıları, sağlık çalışanlarını ve tüm sivilleri hedef alan, barbar saldırılarını lanetliyoruz. Yaşanan bu soykırım karşısında sessiz ve duyarsız kalan yığınlardan beri olduğumuzu ilan ediyoruz. Başta vicdan sahibi, tüm insanlara, bu soykırıma karşı eliyle, diliyle ve kalbiyle karşı olmaya yönelik çağrıda bulunuyoruz. Bugün Gazze’de kuvözler bebeklere mezar oluyor, Gazze’de sadece bebekler değil insanlık ölüyor.  Türkiye’deki hekim ve sağlık çalışanları olarak, Gazze’deki kahraman meslektaşlarımızı, tüm dünya kendilerini yalnız bırakmasına rağmen, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla çocuğuyla, direnişe devam eden Gazze halkını ve onurlu mücadelelerini selamlıyoruz. Tüm kalbimizle her daim yanlarında olduğumuzu, göstermiş oldukları sebata karşılık hayranlık ve bir o kadar da mahcubiyet içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Buna mukabil barbar Israil işgalinin her adımının büyük bir tiksintiyle karşısında olduğumuzu ve her daim olacağımızı buradan haykırıyoruz. Bu beyanımıza sizleri de şahit tutuyoruz." şeklinde konuştu. Mustafa Özcan Güneşdoğdu Hocanın yapmış olduğu dua ile basın açıklaması sona erdi. (İLKHA)