20 Kasım Dünya Çocuk Günü münasebetiyle Filistin’de bebek ve çocuklara karşı yapılan katliama dikkat çeken Yeryüzü Adalet Platformu Kadın Hukukçuları, basın açıklaması düzenledi.
Yeryüzü Adalet Platformu, Kudüs Şurası ile Kudüs ve Hukuk kuruluşlarının bir araya gelerek düzenlenen basın açıklamasını Yeryüzü Adalet Platformu Sözcüsü Elif Yurtoğlu okudu.
Yurtoğlu, “İlk kıblemiz ve üçüncü haremimiz Mescid-i Aksa başta olmak üzere, Kudüs’teki dini, kültürel ve tarihi mirasımızın siyonist işgal rejiminin artan Yahudileştirme tehdidinden aslına uygun olarak korunması ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik ümmet çapında ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan her türlü insani, hukuki, siyasi ve diplomatik girişimlere ilaveten, Kudüs halkının maddi ve manevi desteklenmesi ve işgale karşı direncin artırılması, Kudüs şehri ve çevresinin iktisadi ve sosyal gelişimine destek olunması ve orada bulunan vakıf mallarının geliştirilmesi yönündeki çalışmalara öncülük etme düşüncesinden hareketle; Kudüs konusunda çalışmaları olan ve Kudüs’ü dava edinen 54 sivil toplum kuruluşu olarak ‘Kudüs Şûrası’ çatısı altında birlikte çalışmalar yürütmekteyiz.” dedi.
“İsrail, Dünyanın gözü önünde Filistin’de insanlığa karşı suçlar ve hatta soykırım suçu işlemeye devam etmektedir”
Yurtoğlu, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Bu kapsamda; Şuranın Hukuk Komisyonu olarak israil’in yıllardır orantısız ve yasa dışı güç kullanarak sistematik bir şekilde uyguladığı insanlık ve savaş suçu kapsamında yer alan çocuk hakkı ihlallerini tespit etmek, değerlendirmek, hukuki farkındalık oluşturmak, ağır hak ihlallerine maruz kalan Filistinli çocukların yaşadıkları acıları, travmaları, mağduriyetleri uluslararası alanda duyurmak, uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek suretiyle bu hak ihlallerine son vermek amacıyla ilk olarak 20 Kasım 2022 tarihinde 2022 yılının ilk altı ayını kapsayan raporumuzu siz değerli basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna sunmuştuk. Bugün ise ikinci altı ayını da kapsayan 2022 yılı raporumuzu sizlerle paylaşıyoruz. Raporumuz, 2022 yılı boyunca işgalci İsrail tarafından Filistinli çocuklara karşı yapılan hak ihlallerine ilişkin verileri ortaya koymaktadır. Raporda ortaya konulan veriler, durumun ciddiyetini ve vahametini açıkça göstermektedir. İsrail, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, İşkence Karşıtı Sözleşme, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme ve Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi insan haklarını esas alan birçok uluslararası sözleşmenin tarafı olmasına rağmen hiçbirinin hükümlerine uymamakta, tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de abluka ve tehcir suçları, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve hatta soykırım suçu işlemeye devam etmektedir.”
Çocukların hakları nelerdir?
Yurtoğlu, “İsrail’in; öldürme, yaralama, Mescid-i Aksa’ya girmenin engellenmesi, naaşa el koyma gibi eylemler ve tutuklama, gözaltı, ev hapsi, para cezası gibi yaptırımlar ile yaşama, barınma, eğitim, sağlık, gösteri ve benzeri insan hakkı ihlallerinde bulunduğu uluslararası örgütlerce de tespit edilerek yıllardır çok sayıda rapora konu edilmiştir. Bildiğiniz gibi, yarın Dünya Çocuk Hakları Günü. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin kabul edilmesi nedeniyle 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Çocukların gerek bedensel gerek zihinsel bakımdan tam erginliğe ulaşmamış olması nedeniyle korunmalarına özel olarak ihtiyaç bulunduğu düşüncesiyle düzenlenen çocuk hakları sözleşmesi; nerede doğduklarına kim olduklarına, cinsiyetlerine, ırk ve dinlerine bakılmaksızın tüm çocukların haklarını korumayı amaçlamıştır. Bu kapsamda, sözleşmede çocuklar için tanınan bazı haklar şunlardır:
-Yaşama ve gelişme hakkı,
-Sağlık hizmetlerine erişim hakkı,
-Eğitime erişim hakkı,
-İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı
-Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı,
-İstismar ve ihmalden korunma hakkı,
-İfade özgürlüğü hakkı,
-Düşünce özgürlüğü hakkı,
-Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı;
-Gördüğünüz gibi sözleşmede temel hakların dışında gelişmiş birçok hak da garanti altına alınmıştır.” diye belirtti.
“Bugün Gazze’de yaşandığı için önemsiz görülen insan hakları ihlalleri dünyanın hangi coğrafyasında yaşanırsa önemli bulunacak?”
"Terörist israil, tüm dünyanın gözü önünde 5 binden fazla çocuk öldürdü, bu her 10 dakikada bir çocuk demek" diye belirten Yurtoğlu, “Binlerce çocuk ise yaralı. Elektriksiz kalan hastanelerde yeni doğan servisinde yatan bebekler kuvözden çıkartılarak ölüme terk edildi. Fosfor bombalarıyla çocuk hastaneleri vuruldu. UNİCEF Sözcüsü dahi ‘Gazze, çocuklar için mezarlığa dönüşüyor.’ ifadesini kullandı. Evleri yıkıldı çocukların, anne ve babalarının ölümlerine şahit oldular. En temel hak olan yaşam hakkından bahsediyoruz. Bu hakkın yok sayıldığı bir ortamda diğer haklardan bahsetmeye gerek var mı? İsrail bu eylemlerin tamamını 1991 yılında onayladığı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme dahil, tarafı olduğu uluslararası birçok sözleşmeyi yok sayarak gerçekleştiriyor. Peki insan haklarına dair bunca sözleşmeye ve uluslararası hukuka rağmen İsrail nasıl bu kadar pervasızca hareket edebiliyor. 40 günde 13 binden fazla insan öldürülürken devreye girmeyen uluslararası hukuk başka ne zaman devreye girecek? Yaşam hakkı ihlalinde devreye girmeyen uluslararası mekanizmalar hangi insan hakkı ihlalinde devreye girip müdahale edecek? Bugün Gazze’de yaşandığı için önemsiz görülen insan hakkı ihlalleri dünyanın hangi coğrafyasında yaşanırsa önemli bulunacak? Bu ikiyüzlü tavrın sebebi ne?” ifadelerine yer verdi.
“Gelin Gazze’deki insanları kurtaralım, gelin insanlığımızı kurtaralım”
Son olarak Yurtoğlu, “Bu nedenle çağrımızı ve taleplerimizi yalnızca duyarlı insan hakları örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve Dünya’nın vicdanlı insanlarına yöneltiyoruz. Gelin hep birlikte meydanlara inelim, avazımız çıktığı kadar ‘İsrail soykırım yapıyor, kundaktaki bebekleri dahi katlediyor’ diye bağıralım. Liderleri israille ilişkilerini gözden geçirmesi için uyaralım. İsrail ve ona arka çıkan Yahudi lobisinin markalarını boykot ederek onların tüm ekonomik kaynaklarını kurutalım. Açıkça savaş suçu işleyen İsrailli yetkililer ve onlara destek vererek bu suça ortak olan diğer sorumluların uluslararası mahkemelerde cezalandırılmasını sağlayalım. Günlerdir tarihin en acı olaylarına şahit olmakla birlikte, Dünyanın birçok yerinde insanlığını ve kalbini yitirmemiş insanların uyanışı da görüyoruz. Bu insanların oluşturduğu iklimin geleceğimizi aydınlatacağına inanıyoruz. Tam da bu sebeple, biz hukukçular olarak, insanların temel haklarını korumakla sorumlu mekanizmalara değil uluslararası kamuoyuna sesleniyoruz. Gelin Gazze’deki insanları kurtaralım, gelin insanlığımızı kurtaralım.” şeklinde konuştu. (İLKHA)