BİNGÖL - Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Kava, 2013-2014 Eğitim ve Öğretim yılının başlaması nedeniyle bir açıklamada bulundu. 1982 mevzuatının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini belirten Kava, öğrencilerin inanç özgürlüğü önündeki kısıtlamaların kaldırılmasını gerektiğini belirtti.
Millî Eğitim Bakanlığı, son 10 yılda YGS, OKS, SBS gibi 5 sistem değişikliğiyle ortaöğretime geçiş sistemi konusundaki arayışını sürdüğünü ifade eden Kava, "Dershane sektöründe patlamaya yol açan sınavlı geçiş sistemi yerine, sürece yayılmış merkezi çoklu sınavla ölçümü esas alan, `Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi`ni hayata geçirmeye çalışan Bakanlığın bir daha hata yapma lüksü bulunmamaktadır. Yeni sistem önerisi üzerinde yapılan tartışmaları da dikkate alarak son şekli verilmesi gereken yeni sistem, eğitimde yapılan son sistem değişikliği olmalıdır." dedi.
"Devletin görevi, insanlara dayatma yapmak değil, demokratik haklarını tanımaktır"
Kava, "1927 yılında Ortaöğretim Dairesi`nin eğitimin karma olması yönündeki teklifine zamanın Talim ve Terbiye Dairesi`nin karşı çıkmasına rağmen Maarif Vekili Mustafa Necati tarafından hayata geçirilen ve 28 Şubat`ta kalıcı hale getirmek için Millî Eğitim Kanunu`nda değişiklik yapan zihniyet, halkın demokratik haklarını hiçe saymaktadır. 1999`da Millî Eğitim Kanunu`nun 15. maddesini `Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır` şeklinde değiştirenler, özel eğitim kurumlarını ve dershaneleri dahi kapsayacak şekilde dayatmanın sınırlarını genişleterek Avrupa`da `Yüzyılın Pedagojik Yanlışı` diye adlandırılan, bilimsel verilerin iddiaları doğruladığı bir yanlışa herkesi mahkûm etmiştir. Devletin görevi, insanlara dayatma yapmak değil, demokratik haklarını tanımaktır." ifadelerini kullandı.
Kava, "1927 yılında Ortaöğretim Dairesi`nin eğitimin karma olması yönündeki teklifine zamanın Talim ve Terbiye Dairesi`nin karşı çıkmasına rağmen Maarif Vekili Mustafa Necati tarafından hayata geçirilen ve 28 Şubat`ta kalıcı hale getirmek için Millî Eğitim Kanunu`nda değişiklik yapan zihniyet, halkın demokratik haklarını hiçe saymaktadır. 1999`da Millî Eğitim Kanunu`nun 15. maddesini `Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır` şeklinde değiştirenler, özel eğitim kurumlarını ve dershaneleri dahi kapsayacak şekilde dayatmanın sınırlarını genişleterek Avrupa`da `Yüzyılın Pedagojik Yanlışı` diye adlandırılan, bilimsel verilerin iddiaları doğruladığı bir yanlışa herkesi mahkûm etmiştir. Devletin görevi, insanlara dayatma yapmak değil, demokratik haklarını tanımaktır." ifadelerini kullandı.
"Bakanlık, hiçbir öğrencinin inanç özgürlüğünü kısıtlamamalı"
Kasım 2012`de Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte yapılan değişiklikle imam hatip ortaokulları ve liseleri ile çok programlı liselerin imam hatip programlarında bütün derslerde kız öğrencilere haklarının iade edilidiğini dile getiren Kava, "Ortaokul ve liselerde ise sadece seçmeli Kur`ân-ı Kerîm derslerinde başlarını örtebilecekleri hüküm altına alınarak ders merkezli özgürlük anlayışı meşrûlaştırılmaya çalışılmış ve dayatmanın yaşamasına olanak sağlanmıştır. Bakanlık, hiçbir öğrencinin inanç özgürlüğünü kısıtlamamalı ve yönetmelikteki sınırlamayı kaldırarak, kız öğrencilerin haklarını toptan iade etmelidir" dedi.
Kasım 2012`de Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte yapılan değişiklikle imam hatip ortaokulları ve liseleri ile çok programlı liselerin imam hatip programlarında bütün derslerde kız öğrencilere haklarının iade edilidiğini dile getiren Kava, "Ortaokul ve liselerde ise sadece seçmeli Kur`ân-ı Kerîm derslerinde başlarını örtebilecekleri hüküm altına alınarak ders merkezli özgürlük anlayışı meşrûlaştırılmaya çalışılmış ve dayatmanın yaşamasına olanak sağlanmıştır. Bakanlık, hiçbir öğrencinin inanç özgürlüğünü kısıtlamamalı ve yönetmelikteki sınırlamayı kaldırarak, kız öğrencilerin haklarını toptan iade etmelidir" dedi.
"Görev mahallinde baş daima(başörtüsü) açık ibaresi çıkarılmalıdır"
1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan mevzuatın bir an önce değiştirilmese gerektiğini belirten Kava, "Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başının açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç ayrıntıları içeren ucube yönetmelik tarihteki kirli yerini almalıdır. Danıştay 12. Dairesi`nin `başörtüsü ceza gerekçesi olamaz` kararı, Kamu Denetçiliği Kurumu`nun yönetmelikten "görev mahallinde baş daima açık ibaresi çıkarılmalıdır" tavsiyesi hükümet tarafından dikkate alınmalı ve gerçekleştirdiğimiz kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza ile kamuda özgürlük eksenli en büyük talebe dönüşen yasak acilen kaldırılmalıdır." diye konuştu. (Nihat Kanat - İLKHA)
1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan mevzuatın bir an önce değiştirilmese gerektiğini belirten Kava, "Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başının açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç ayrıntıları içeren ucube yönetmelik tarihteki kirli yerini almalıdır. Danıştay 12. Dairesi`nin `başörtüsü ceza gerekçesi olamaz` kararı, Kamu Denetçiliği Kurumu`nun yönetmelikten "görev mahallinde baş daima açık ibaresi çıkarılmalıdır" tavsiyesi hükümet tarafından dikkate alınmalı ve gerçekleştirdiğimiz kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza ile kamuda özgürlük eksenli en büyük talebe dönüşen yasak acilen kaldırılmalıdır." diye konuştu. (Nihat Kanat - İLKHA)