HÜDA PAR Batman İl Başkanlığı, "Aksa Tufanına Destek" temasıyla miting düzenledi.

Batman Belediyesi yanında Turgut Özal Bulvarı Yıldız Camii önünde düzenlenen mitinge çevre il ve ilçelerden de yoğun bir katılım gerçekleşti.

Mitingde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bir ayı aşkındır Gazze'ye ateş ve ölüm yağdığını, çocuk ve kadınların katledildiğini belirtti.

İşgalci siyonist rejimin, Filistin'deki vahşetinin 7 Ekim'de başlamadığını vurgulayan Yapıcıoğlu, 1948'den bu yana işgalin sürdüğünü kaydetti.

"Her inançta işgale karşı direnmek meşrudur"

Yapıcıoğlu, "75 yıldır Filistin işgal altında, 56 yıldır Kudüs işgal altında, Mescid-i Aksa esir. Bu süre zarfında yüzbinlerce Filistinli kardeşimiz şehadet mertebesine erişti. Sadece son 15 yılda şehadet şerbeti içen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 130 binin üzerindedir. Ama onların üzerini örterek sanki 7 Ekim sabahı Aksa Tufanı başlamasa siyonistler çok barışçıl insanlarmış, karıncayı bile incitmezmiş, şimdiye kadar hiç cami Hiç hastane hiç ambulans bombalamadılar, hiç bebek öldürmediler gibi bir hal aldı. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz siyonist katildir, siyonist işgalci, siyonist gasıptır, hırsızdır. Ve oradaki Filistin'deki direnişçi kardeşlerimiz azizdir. Kendi vatanlarını kendi hürmetlerini ve aslında ümmetin izzetini müdafaa eden mücahitler. Onlar haklıdır, direniş meşrudur. Dünyanın her yerinde her hukuk sisteminde, her inançta işgale karşı direnmek meşrudur. Meşru bir haktır ve o kardeşlerimizde izzeti kuşanarak bu haklarını kullanıyorlar." diye konuştu.

İşlenen bu vahşet karşısında uluslararası sistem ve özellikle batılı ülkelerin yöneticilerinin, siyonist vahşeti cesaretlendirmek için ne gerekiyorsa yaptıklarını kaydeden Yapıcıoğlu, buna karşı özgür dünya halklarının kıyamda olduğunu ve işgal zulmüne ses çıkardıklarını belirtti.

"Eninde sonunda hak ettikleri cezayı alacaklardır"

Yapıcıoğlu, "Bu yapılan İnsanlığa karşı bir suçtur. Bu yapılan soykırım ve bunlar eninde sonunda hak ettikleri cezayı alacaklardır. Onun çabuklaşması için bizim de çabalarımızı artırmamız lazım. Orada iki taraftan bahsediyorlar. Evet iki taraf vardır ama savaşan iki taraf değil; Çünkü Siyonist vahşiler savaşacak kadar cesur değiller, Doktor Nevaf Tekruri'nin dediği gibi "Ne zaman bir hastanenin bombalandığını duyarsanız, bilin ki askeri olarak ciddi bir tokat yemişler, bir darbe yemişler, savaşamadıkları için mücahitlerle savunmasız, silahsız insanların üzerine uzaklardan tanklardan attıkları toplarla ya da uçaklardan attıkları tonluk bombalar ile ölüm yağdırıyorlar." şeklinde konuştu.

Bu savaşın, siyonizmin bütün insanlığa aşmış olduğu bir savaş olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, "Bu siyonist katillerin bütün Müslümanların kutsallarına yaptığı saldırıdır. Bu savaş hepimizindir, bu kavga hepimizindir, bu dava hepimizindir. O yüzden binlerce, on bin kilometre ötedeki insanlar ayağı kalkıyor, Kudüs'e, Gazze'ye direnişe selam gönderiyor." diye konuştu.

Yöneticilerin harekete geçmesi için meydanlarda olduklarını söyleyen Yapıcıoğlu, "Biz safımızı-tarafımızı belli etmek için meydandayız, biz onları harekete geçirmek için bağırıyor, sesimizi yükseltiyoruz, talep ediyoruz kınıyoruz. Fakat maalesef uluslararası kuruluşlar ve İslam ülkelerinin idarecileri de tıpkı bir STK gibi sadece kınıyorlar, sadece talep ediyorlar, sadece çağrıda bulunuyorlar." dedi.

Gazze için geçtiğimiz gün toplanan Arap ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesine değinen Yapıcıoğlu, "Saldırıların başlamasının üzerinden 35 gün geçtikten sonra ancak toplanabildiler. Bu kadar ülkenin lideri bir araya geldi, bakalım ne yapacaklar dedik. En azından siyonistlerin gözünü korkutacak ciddi bir adım atacaklar mı diye bir umut insanlar bekledi. Ama İslam İşbirliği Teşkilatı, orada toplanan İslam ülkelerinin idarecileri yani harekete geçirmeye çalıştığımız insanlar, harekete geçirmeye çalıştığımız hükümetler ve kurumlar,  toplandılar ve kınadılar; talep ettiler, çağırdılar, vurguladılar, teyit ettiler.  Ve ne yaptılar biliyor musunuz? FKÖ'yü yani Filistin Kurtuluş örgütünü Yani Mahmut Abbas'ı ve avanelerini, Filistin halkının tek meşru temsilcisi ilan ettiler. Yazıklar olsun diyoruz buradan, yazıklar olsun. Siyonizmden izin almadan bir cümle kuramayan, Siyonizmdan izin almadan bir adım atmayan, esareti kabul etmiş içine sindirmiş, o toprakların karış karış; metre metre işgal edilmesine, işgalinin sürekli genişlemesine sadece seyirci kalanlar, Filistin halkının meşru temsilcisi olamazlar." Değerlendirmesinde bulundu.

Yapıcıoğlu, şunları ekledi:

"Orada toplananlar keşke dişe dokunur bir şey yapmış olsalardı. Hiç mi bir şey yok, var elbette. Mesela diyorlar ki 'çağrı'da bulunuyorlar. Diyorlar ki Siyonist yerleşimcileri terörist kabul edelim. Peki O yerleşimci dediğiniz işgalciler, sadece birkaç kişi mi? Onların başı Netanyahu, oraya gelen bir işgalci değil mi? Hatta bugün orada çöreklenen Filistinli kardeşlerimizin topraklarına el koyan, yahudilerin yüzde doksanından fazlası sonradan oraya taşınmadı mı? Öyleyse siz yerleşimci işgalci derken kimi kastediyorsunuz.

Eğer yapabiliyorsanız buyurun, söylüyoruz, söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Siyonizm dünyanın yaşadığı, gördüğü en tehlikeli ırkçılık. Yapabiliyorsanız siyonizmi, siyonist düşünceyi yasaklayın. Ve Siyonistleri terör örgütü olarak ilan edin, onlara yardım edenlere de yaptırımlar getirin. Elinizi tutan mı var?

"Bari şu soykırım duruncaya kadar ilişkilerinizi tamamen kesin"

Diyelim ki bunu yapamıyorsunuz, dünyanın para kaynakları para muslukları onların elinde.  Birleşmiş Milletler'i özellikleri Güvenlik Konseyi'ni Amerika'nın eliyle İngiltere'nin Fransa'nın eli ile kilitlemişler. Peki bunu yapamıyorsunuz çağrıda bulunuyorsunuz bu vahşeti durdurun diye. Kimi çağırıyorsunuz? Siyonizme her türlü açık desteği veren batıyı mı yada kan içici Vampir Netanyahu'yu merhamete mi çağırıyorsun? Buradan size hatırlatıyorum, Eğer siz o canavara sevimli görünmeye çalışırsanız, onlardan merhamet dilenirseniz, bu onların merhametini celp etmez. Vallahi celp etmeyecektir. Bu onların iştahını kabartacak. Onlar yine sizin kardeşlerinizi parçalayacak, sonra da gelip dişlerinin ve tırnaklarının kirasını sizden isteyecekler. Hiçbir şey yapamıyorsanız, Siyonizmi, siyonist işgal rejimini devlet olarak tanımaktan geri adım atamıyorsanız, Allah aşkına bari şu vahşet şu soykırım duruncaya kadar ilişkilerinizi kesemez misiniz?"

Petrol ve gaz kaynaklarını elinde tutan bölge ülkelerine de seslenen Yapıcıoğlu, "Çıkın en azından şöyle bir çağrıda bulunun, deyin ki 'Şu vahşet sona erinceye kadar, bir ateşkes sağlanıp oradaki kardeşlerimizin ihtiyacı olan her şeyin serbestçe Gazze'ye girişine kadar petrol ve doğal gazı kesiyoruz. Hiç kimseye hiçbir siyoniste ve hiçbir siyonist desteğine bir varil petrol 1 metreküp doğalgaz satmayacağız' diye bir açıklamada bulunun." diye konuştu.

Boykot çağrısı

İşgal mallarının boykot etmenine önemine dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Boykot seçimlik bir şey, ihtiyari bir şey değildir. Bu vaciptir farzdır, herkes bunu yapmak zorundadır. Biraz önce söyledik, Siyonist güçten anlar, menfaatlerinin zarara uğramasından korkar. Ciddi korkar. Çünkü onlar emin olun dünyanın en korkak milleti ve aynı zamanda dünya malına en çok tamahkar olanlardır. Eğer onlar menfaatlerinin zarara uğrayacağını görseller, ciddi bir zararla karşılaşacaklarını anlasalar, özellikle dışarıdan onlara yardım gönderenler, bu yardımlarını keseceklerdir ya da en azından pervasızca açıktan yapmayacaklar. Ve bütün dünyaya bütün özgür insanlara sesleniyoruz. Diyoruz ki; Biraz önce söyledik siyonizm dünyanın en tehlikeli ırkçılığıdır. Ve bu ırkçılık öyle bir şeydir ki kendi kanından olanları insan saymıyor, bu yüzden bütün insanlığa savaş açmayı kendilerinde bir hak olarak görüyorlar. Kendileri dışındaki insanları, israiloğullarının binmesi için yaratılmış merkep olarak görüyorlar. Kim merkep muamelesi görmekten rahatsız ise hepsi bütün insanlar, hangi kavme mensup olursa olsun, hangi inanca mensup olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun, gelin bir araya gelin, güçlerinizi birleştirin ve antisiyonist bir blok oluşturun." şeklinde konuştu.

Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

"Allah'ın izniyle, Ümitsizlik yok, zalimler mutlaka kaybedecektir. Barış bir gün gelecektir ama oradaki siyonist varlık bölge barışının önündeki engeldir. Oradaki siyonist varlık dünya barışına da en büyük tehdittir. İnşallah o birlik ve beraberlik olduğu gün Allah'ın izniyle siyonistler de tası tarağı toplayıp kuyruklarını kısıp edepleri ile ya oturacaklar ya da oradan defolup gideceklerdir.

Oradaki katil sürüsü bebek katili siyonistlere sesleniyoruz; ey siyonist teröristler, korkun titreyin! Öyle bir öfke birikiyor ki Allah'ın izniyle bu öfke şarktan garba öyle bir birikecek öyle bir birikecek dağ gibi olacak, sonra üzerinize öyle bir yağacak ki hep birlikte yok olacaksınız biiznillah."

Miting, M. Salih Şimşek hocanın okuduğu dua ile son buldu. (İLKHA)