Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde bulunan Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu, işgalci siyonistlerin Gazze'de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere binlerce sivili katletmesine tepki olarak basın açıklaması düzenledi.
Topluluk adına basın açıklamasını okuyan Seyfullah Aşkın, "Bir asırdır çıbanbaşı olan İngiliz belası ile başlayan ve 75 yıldır siyonist terör şebekesi israilin işgali ile devam eden Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın esareti, nice vahşetlere ve katliamlara tanıklık etti. Sadece Arap veya Filistin için değil, tüm Müslümanlar için iman ve izzet davası olan Mescid-i Aksa uğruna, bugüne kadar çocuk, kadın ve erkeklerden nice canlar kurban verildi. Dünya’daki toplam 15 milyon Yahudi varlığının İslam ümmetinin gözleri önünde gerçekleştirdikleri vahşetlere rağmen, 2 milyarlık İslam ümmeti tüm potansiyeline rağmen hiçbir varlık gösteremiyor. Bu sessizlik ve zillet hali, siyonist israil ve onun destekçilerine daha büyük bir cesaret ve pervasızlık sunuyor. Öyle ki artık Mescid-i Aksa ve Filistin’deki Müslümanlara yapılan saldırılar mutad hale getirildi." dedi.
"Karşılarında onların dünya sevgisinden daha çok ölümü seven bir halk gördükçe de kuduruyorlar"
İşgalcilerin yaptığı zulmü görmek istemeyen bedbahtların; işgalci siyonistlerin hiçbir saldırısına ses çıkarmadığını, İzzeddin el-Kassam tarafından başlatılan Aksa Tufanı operasyonu karalama gayreti içerisine girdiğini ifade eden Aşkın, “Sadece roket saldırıları olunca bunu hafife alanlar, Aksa Tufanı karşısında rezil ve zelil bir israil görünce de bunu farklı tevillerle yorumlamaya başladılar. Bu operasyon, başta Allah’ın inayeti, sonra da ümmetin izzetini muhafaza eden Aksa yiğitlerinin iman, cesaret ve sabırlarının bir neticesidir. Operasyon sonrasında Gazze’deki masum bebeleri bile vahşice katleden siyonist çete, aslında büyük bir acziyet içinde olduğunu ispat ediyor. Karşılarında onların dünya sevgisinden daha çok ölümü seven bir halk gördükçe de kuduruyorlar. Zira kucağında şehit edilmiş olan yavrusunu taşıyan yiğit Gazze’nin anne-babaları onları Aksa’ya adıyorlar ve davalarına karşı şekva içinde değil, bilakis lanetli Yahudiler karşısında öfke halindedirler ve ölüm pahasına ne direnişten ne de topraklarından vazgeçmeyi düşünüyorlar.” ifadelerine yer verdi.
“Selahaddin-i Eyyubi fert iken de sultan iken de Kudüs’ün değerini bildi”
Seyfullah Aşkın
Dünya’da Müslüman halkların sokak ve meydanlarda protesto ettiği saldırılara karşın, maalesef ümmetin emir ve yöneticileri kendi koltuk ve saltanatlarını koruma telaşında olup, ümmetin onurunu ve izzetini göz ardı ettiklerine vurgu yapan Aşkın, şunları kaydetti:
“İslam ülkelerinin başında olanların bu hali var oldukça, maalesef bu saldırılar da devam edecektir. israil ile başlayan normalleşme adımlarının ne kadar abes olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Nasıl ki ceddimiz Selahaddin-i Eyyubi’nin Kudüs mücadelesi verdiği dönemde kimi beyler, emirler ve bedbaht fertler kendi çıkarlarını ve dünya hayatlarını öncelediler ve Kudüs’e ihanet ettilerse, bugün de kimi ihanet erbabı aynı tavrı sergilemektedir. Ama geçmişte nasıl ki bu halin sahiplerinin sonu büyük bir zillet ve hüsran oldu ise, bugün de farklı olmayacaktır. Oysa Selahaddin-i Eyyubi fert iken de sultan iken de Kudüs’ün değerini bildi, ümmetin vahdet vesilesi olduğuna inandı ve tüm dünyalık ve tefrikaları bir tarafa bırakıp, sadece Kudüs için mücadele verdi. İşte bu hal ve tavır, ona da Kudüs’e de ümmete de izzetin, özgürlüğün ve saadetin kapılarını araladı. Tarih bir kez bunu ispat etmişken ve başka da yol yokken, çözümü nerede arar bu ümmet? Bu andan itibaren İslam ümmeti ya bu zalim ve işgalcilere karşı tek ses, tek yürek olup ümmet için çimento işlevi gören Kudüs’ü sahiplenir ve varlığını ispat eder; ya da zillet halini sürdürür ve hem Kudüs hem izzet ve hem de ebedi saadet kaybedilir.”
“Rabbimiz, Kudüs’e tuzak kuran zalim ve işgalciler ile ihanet eden tüm işbirlikçileri kahr-u perişan etsin”
Aşkın, son olarak şunları söyledi:
“Ey İslam ümmetinin ilim talebeleri! Gerek Şehit Şeyh İzzeddin el-Kassam gerekse de Kudüs’ün diğer kurbanları olan Şeyh Ahmed Yasin ve mücadelede dostlarının anlayışından şunu görüyoruz ki, ümmet olarak manen, madden, ilmen ve ahlaken bir gelişme ve ilerlemeden yoksun olarak asla Kudüs mücadelesi verilemez, verilse de sonuçsuz kalmaya mahkûm olur. Unutulmamalı ki, fethin yolu işaret ettiğimiz tüm bu cihetlerde donanmak ve güçlenmek için yoğun bir çaba ve emekten geçmektedir. Ümmetin gençleri ve ilim ehli olarak bu hakikati asla göz ardı edemeyiz. Rabbimiz, Kudüs’e tuzak kuran zalim ve işgalciler ile ihanet eden tüm işbirlikçileri kahr-u perişan etsin. Başta siyonist israil olmak üzere tüm zalimleri şiddetle lanetliyoruz, Filistin’in, Gazze’nin cesur yüreklerine selam ve minnetlerimizi sunuyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Yüce Rabbim, ümmete basiret ve vahdet bilinci nasip etsin. Kudüs’ün özgürlük sembolü olan zeytin ağaçlarının soluk yeşili altında buluşmayı ve Mescidi Aksa’da özgürce ibadet edebilmeyi cümlemize nasip eylesin inşallah.” (İLKHA)