ŞANLIURFA - Türkiye'de 2013-2014 eğitim ve öğretim yılının başlamasına çok az bir süre kala yeni sistem, karma eğitim, andımız, anadilde eğitim hakkı ve başörtüsü gibi konuları Şuurlu Öğretmenler Derneği Şanlıurfa Şubesi Başkanı Yunus Yeğin ile konuştuk.

 

Yeni sınav sistemine değinen Yeğin, hala birçok şeyin tam olarak bilinmediğini belirterek, yeni sistemle öğretmenlere daha fazla iş düştüğünü ve bakanlık düzeyinde öğretmenlere yönelik yapılan öğrenci kayırma gibi eleştirilerin doğru olmadığını ifade etti. Bu tür eleştirilerin eğitimcilere olan güveni zedelediğini ve öğretmenlerin bunları hak etmediklerini kaydeden Yeğin, yöneticilerin öğretmenleri rencide edici bir şekilde konuşmaktan vazgeçmelerinin öğretmenler için olumlu netice vereceğini belirtti.

 

"Karma eğitim beraberinde birçok sıkıntı meydana getirmiştir"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın bünyesinde kız meslek liseleri, erkek liseleri, kız ve erkek imam hatip okulları olduğunu hatırlatan Yeğin, "Ama buna karşılık ilköğretim, ortaokul ve liselerde karma eğitim veren okullar da var. Bana göre insanlar kendi tercihlerine göre çocuklarını istedikleri okula gönderebilmeliler. Tabii bunun altyapısını hazırlayacak olan bakanlığımızdır. Mesela özellikle doğu bölgelerinde birçok aile kızlarını erkeklerle beraber okumasın diye okula göndermiyor. Karma eğitim beraberinde birçok sıkıntı meydana getirmiştir. Eğitim genellikle çocukların ergenlik çağına denk geliyor. Ergenlik çağına erişmiş kız ve erkeklerin beraber eğitim görmesi de istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bundan dolayı da eğitimin kalitesi de düşebiliyor." dedi.

 

"Herkes kendi diliyle eğitim alabilmeli"

Müslümanların arasındaki fitnelerin çoğunluğunun batı kaynaklı olduğuna dikkat çeken Yeğin, "Herkesin kendi inancına, örfüne ve diline uygun eğitim ve öğretim almasının önündeki engellerin kaldırılması gerekir. Kim kendini nasıl daha rahat ifade edebiliyorsa, çocuğuna o şekilde eğitim verebilmelidir. Mesela bugün okullarımızda İngilizce, almanca ve Fransızca dili için zorunlu dersler konulmuştur. Ve bunun hiç kimseye bir sıkıntısı olmamıştır. Osmanlı döneminde bir insanın 5-6 dili bildiği olmuştur. Bırakın bir insan Kürt ise Kürtçeyle, Türk ise Türkçeyle eğitimini alsın ya da versin. Kaldı ki Türkçe tam olarak kendimizi ifade edebildiğimiz bir dil değildir. Dolayısıyla bir Kürt kardeşimizin kendi diliyle eğitim alıp verebilmesinin önündeki bütün siyasi ve bürokratik engeller kaldırılmalıdır. Bir insana ait bir hakkı ikinci şahısların tartışması abesle iştigaldir." diye belirtti.

 

"Doğru ve çalışkan olmak herhangi bir kavme has değil"

Okullarda okutulan andımıza değinen Yeğin, Anadolu topraklarında Türk, Kürt, Çerkez ve Laz gibi birçok milliyetin bulunduğunu, tüm bu farklılıkların Allah'ın bir lütfü olduğunu, iki insanın tanışıp birbirine muhabbet duymasının o iki insanın aynı milliyetten olmasını gerektirmediği gibi farklı olmasının da muhabbete engel olmadığının altını çizdi.

 

Kimin milliyeti ne ise kendisini o şekilde tanımlaması gerektiğinin vurgulayan Yeğin, "Doğru ve çalışkan olmak herhangi bir kavme has değildir. Bir Türk'ün doğru olma ihtimali olduğu gibi bir Kürd ve Arap'ta doğru ve çalışkan olabilir. Onun için de doğruluk ve çalışkanlık bir kavme ait değil. Allah'ın katında en hayırlı insan en takvalı insandır." ifadelerini kullandı.

 

"Başörtüsünün serbest olması için yasal düzenleme yapılmalı"

"Bizim görüşümüze göre başörtüsü İslami ve insani bir haktır" diyen Şuurlu Öğretmenler Derneği Şanlıurfa Şubesi Başkanı Yunus Yeğin, İslam'ın bir emri olması hasebiyle, bir bayanın başörtüsü takabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.

 

Yeni atanan öğretmenlerin kiraların pahalı olması yüzünden çok sıkıntılar çektiğini ifade eden Yeğin, Milli Eğitim Bakanlığının misafirhaneler yapmak suretiyle kendi bünyesinde çalışan öğretmenleri bu sıkıntılardan kurtarabileceği tespitinde bulundu. (Osman Gülebak-İLKHA)