Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Kapasitesi 110 binden 405 bine çıkan, 3500 kişilik yeni istihdam sağlayan fabrikamızın grubumuza, şehrimize ve ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum. Avrupa'nın en büyük ticari araç üretim tesisi haline geldi. Dünya markası Ford'un mühendislik ve üretim gücünün bir yansıması olan bu tesis pek çok öncü özelliği ile geleceğin fabrikası unvanını hak ediyor.

Ford Otosan Türk otomotiv sanayiinin gururu olmayı sürdürüyor. Biz otomotivde de bu topraklarda üretim yapan, istihdam oluşturan tüm yatırımcılar gibi Ford Otosan'a da sahip çıktık.

"KÜRESEL KRİZLERE RAĞMEN..."

Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde her yatırımı destekledik, attığı her adımda yanında olduk. Bilindiği gibi Türkiye'nin ticari araç üretiminin yüzde 69'unu, ihracatının yüzde 75'ini Ford Otosan gerçekleştiriyor. Geçen yıl toplam 6.2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşarak otomotiv sektörünün ihracat şampiyonu unvanını devam ettiren Ford Otosan'ı bu başarısından dolayı ayrıca tebrik ediyorum. 5 yılda 15. sıradan 13. sıraya yükselmiş olmamız doğru istikamette ilerlediğimizi gösteriyor. Üstelik buna küresel krizlere rağmen ulaştık.

Ülkemizde de elektrikli araçlara ilgi giderek artıyor. Dünyada bu yıl 7 milyonu Çin, 3 milyonu Avrupa ve 5 milyonu ABD olmak üzere toplamda 14 milyon adet elektrikli araç satışı bekleniyor. Bu alandaki rekabetin giderek kızışacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak biz de Togg'un tetiklediği ilgiyle hızla gelişen elektrikli araç piyasasına sahip olma yolunda ilerliyoruz.

Amacımız ülkemize elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyadaki önemli oyunculardan olmaktır. En geç 2030 yılında Avrupa'nın batarya üretimi üssü olmak amacımız. Ford Otosan'ın geçtiğimiz yılın Nisan ayında indirdiği e-transitle attığı adımın devamının geleceğine inanıyorum. Esasen otomotiv sektöründeki yeni gelişmelere kendini adapte edemeyen firmaların bir süre sonra ayakta kalmakta zorlanacakları açıktır. 

Ford önümüzdeki asırda da sektördeki liderliğini devam ettireceğini ispatlıyor. 

Küresel ekonomi son 2-3 yıldır ciddi sorunlarla mücadele ediyor. Kovid salgınının etkilerinden henüz tam manada kurtulamadan Ukrayna-Rusya savaşı patlak verdi. Buna bağlı olarak pek çok ülkede enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek rakamlarına ulaştı.

6 şubat depremlerinde 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik. Depremle mücadele için 100 milyarın üzerinde bir finansmanımız ortaya çıktı. Programlarımızı, yatırımlarımızı, projelerimizi rafa kaldırmadık. 

"HEDEFİMİZ YÜZDE 5 ORANINDA BÜYÜMEK"

Ülkemizi büyütme ihtiyaçlarından taviz vermedik. İş dünyamıza destek olmaya özen verdik. Ücretliler ve emekliler başta olmak üzere düşük gelirli kesimin yanında yer aldık. 14 ve 28 Mayıs seçimleri bir diğer dönüm noktasını teşkil etmiştir.

Orta Vadeli Programın ardından 12. Kalkınma planımızı milletimizin takdirine sunduk. Tüm paydaşlarla hazırladığımız bu programları iş dünyası ile iş birliği içerisinde hayata geçireceğiz. Kalkınma planımızda yüzde 5 oranında istikrarlı bir büyüme hedefliyoruz. 

"ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRMEK EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZDİR"

2028'de 1.6 trilyon dolar toplam ve 17 bin 554 dolar kişi başına milli gelire ulaşmak hedefimizdir. İşsizliği yüzde 7.5'a indirmeyi öngörüyoruz. Özellikle mal ihracatını 375 milyar dolara yükseltmeyi, turizm gelirlerinde de 100 milyar dolar seviyelerine ulaşmayı planlıyoruz. Böylece cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmüş olacağız. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara geriletmek en önemli hedefimiz.