Aralarında Memur-Sen, Peygamber Sevdalıları Vakfı gibi kurumların olduğu 24 STK’dan oluşan Şırnak Şehr-i Nuh platformu, Şırnak Merkez Kent Meydan’ında 'Şırnak-Filistin İnsanlık Nöbeti' çadırı kurdu.
Kurulan çadırda siyonist işgal rejiminin Filistin halkına yönelik yaptığı katliamlar ve neden olduğu vahşeti gösteren resim sergisi, sinevizyon, kuran hatmi, Kudüs davasını anlatma ve Filistin halkına ulaştırılmak üzere yardım kampanyası düzenlenecek.
"Dünya, siyonist israil’in hukuk tanımaz ve had bilmez zulmüne karşı sessiz kalıyor"
Platform adına basın açıklamasını okuyan Abdullah Çatı, "Tarihin en büyük yıkım ve soykırımlarından birine şahit oluyoruz. Gazze’de gözlerimizin önünde katliamlar yapılıyor. Bebeklerin, çocukların parçalanmış bedenleri yüreğimizi yakıyor. Bütün dünya 28 gündür siyonist israil’in hukuk tanımaz ve had bilmez zulmüne karşı sessiz kalıyor. Bu sessizlik artık katil İsrail’e ikrar mahiyetinde bir desteğe dönüşüyor ve gün geçtikçe zulmünün şiddetini arttırmasına neden oluyor. Şırnak Şehr-i Nuh Platformu olarak burada Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının şahidi olduğumuzu ve yüzlerce insanı katleden, şehit eden İsrail terör örgütünün zulmünü telin etmek için 'Şırnak-Filistin İnsanlık Nöbeti Çadırı' kurduk." ifadelerini kullandı.
"Barış şehri olan Kudüs 75 yıldır mahzun"
Bu barbarca saldırıların soykırımcı siyonist rejimin hadsizliğini ve hukuksuzluğunu bir kez daha ortaya koyduğunu aktaran Abdullah Çatı, "Kim terörist?" sorusuna cevap arayanları, israil’in işgal, soykırım ve zulüm politikalarına bakmaya davet ediyoruz. İş birlikçi devletlerin de desteğiyle, Filistin; kara, deniz ve hava yoluyla kuşatılmış, ambargolarla ve sürekli saldırılarla Filistinlilerin hayatı her geçen gün karartılmaktadır. İşgal edilen topraklar, yok edilen hayatlar ve yıkılan evler, israil soykırımının kanıtlarıdır.
İsrail, nefretin, ırkçılığın, vahşetin ta kendisidir. Kendilerini, seçilmiş ve hukukun üstünde gören bu insanlık düşmanı güruh, mutlaka durdurulmalı ve kontrol altına alınmalıdır. Buradan açık ve net söylüyoruz. Bu soykırımın ortağı Akdeniz’e gemilerini gönderen ABD’dir, İngiltere’dir. BM Güvenlik Konseyinde katliama arka çıkan, ülkesinde Filistin’e destek eylemlerini yasaklayan Fransa’dır. Hala İsrail’in kendini savunma hakkı vardır diyen Almanya’dır. İsrail’e destek açıklaması yapan bütün AB ülkeleridir. Türkiye’yi İsrail’e destek vermeye ve tarafını seçemeye çağırarak tehdit eden Avrupa Parlamentosudur. Bu vahşet Filistin halkı için yeni bir şey değil. İnsanlığın yalnız bıraktığı Filistin bu şok edici katliamları 75 yıldır yaşamaktadır. Aslında sadece bugün değil 75 yıldır bitmeyen bir katliam yaşanıyor. Mescid-i Aksa’nın mahremiyeti 1948’den beri çiğneniyor. Barış şehri olan Kudüs 75 yıldır mahzun. Yerleşimci çeteler her gün Filistinlilerin evlerini ve mallarını gasp ediyor. 16 yıldır boykot altındaki Gazze’de 2 buçuk milyon insan zindan hayatı yaşıyor, Siyonizm’i şımartan, kendileri de soykırım ve kan üzerine kurulu olan Batılı devletler, zalimi mazlum, mazlumu da zalim göstermek için canhıraş bir şekilde ellerinden geleni yapıyor. İsrail'in bu vahşi saldırıları, uluslararası hukuku ve insan haklarını açık bir şekilde ihlal etmektedir. Sivil halkın yaşam hakkı, güvenliği her zaman ki gibi hiçe sayılmaktadır. Bu barbarca saldırılar, Soykırımcı İsrail’in hadsizliğini ve hukuksuzluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Gazze başta olmak üzere bütün Filistin yıllardır insani krizin pençesinde olan bir ülkedir. İsrail'in bu saldırıları, bölgedeki acıyı, yıkımı ve çaresizliği daha da artırmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dâhil olmak üzere; masum sivillerin ölümüne neden olan bu vahşetin sorumluları acilen adalet önünde hesap vermelidir. Maalesef bütün dünya bu katliamlar karşısında gözlerini kapamakta, kulağının üzerine yatmaktadır. Onlar istiyorlar ki Filistin halkı; Katliama uğrasa da sussun. Sürülse de itiraz etmesin. Yok, edilirken direnmesin. Kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken kaderlerine razı olsunlar." ifadelerine yer verdi.
"İsrail’le bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir"
"İslam ülkeleri uyku modundan çıkmalıdır" diyen Çatı, "Onlar için Mazlum Filistinli makul Filistinlidir! Direnen Filistinli ise teröristtir! Taş da atsa terörist, slogan da atsa. Oysa buradan bir kez daha ifade ediyoruz; Filistin’in kendisini bu işgalci ve soykırımcı İsrail’e karşı savunması meşrudur ve desteklenmelidir. Filistin direnişini selamlıyoruz… Buradan bütün dünyaya, Birleşmiş Milletlere, AB’ye, İslam İşbirliği Teşkilatına, bütün İslam ülkelerine sesleniyoruz; Birleşmiş Milletler, İsrail’e yönelik aldığı kararları uygulamalı, Bebek katili Siyonistler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalı, Uluslararası toplum ve İslam ülkeleri uyku modundan çıkmalıdır. Filistin devletinin kendisini savunabilmesi için askeri yardımlar yapılmalıdır. İsrail’le bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir. İşgal bitmeli, başkenti Kudüs olan bağımsız birleşik Filistin devleti kurulmalıdır. 2 milyar Müslüman ayağa kalkmalıdır. Açık ve net söylüyoruz. Bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Siyonist İsrail döktüğü kanda boğulmalıdır, boğulacaktır. Ama bugün ama yarın! Fethi Mübin yakındır inşallah. Allah’ın izniyle Filistin’in özgürlüğü artık sadece zaman meselesidir. Gün kardeşlerimizle dayanışma günüdür. Gün meydanları doldurma, Filistinli kardeşlerimizin sesi olma günüdür. Bu vesileyle; Kardeş Filistin halkının işgale karşı direnişini selamlıyor, Dünyanın farklı ülkelerinde Filistin’e destek veren milyonları İsrail’in vahşetine karşı tepki göstermeye ve dayanışmaya davet ediyoruz. Mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyor, Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa diliyoruz." dedi.
Kurulan "Şırnak-Filistin İnsanlık Nöbeti Çadırı" 1 ay boyunca sabah 10.00 ile akşam 22.00 saatleri arasında açık kalacak.
Çadırın içerisinde Filistin’de yaşanan yıkımı gösteren resim sergisi ile çeşitli etkinlikler düzenlenecek. (İLKHA)