Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Bayındır, Çevre, İnşaat, yol, AFAD, Tapu ve Kadastro Çalışanları Sendikası (Bayındır Memur-Sen), Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri Çalışanları Birliği Sendikası (Enerji Bir-Sen) ve Ulaştırma Çalışanları Memur Sendikası (Ulaştırma Memur-Sen), Gazze Şeridi özelinde tüm Filistin'de 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren yaşanan vahşete tepki göstermek ve Türkiye adına atılması gereken adımların atılması noktasında kamuoyu oluşturmak için barbar işgalci siyonistlerin katliam ortaklarından olan İngiltere Büyükelçiliği önünde eylem yaparak basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasına Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız ile sendika üyeleri katıldı.
Eyleme paletleriyle katılan mühendisler, sık sık sloganlar atıp işgalci siyonistleri ve tüm destekçilerine lanet yağdırarak Filistin'de yaşanan vahşetin son bulmasını istediler.
Basın açıklamasını sendikalar adına Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul okudu.
"7 Ekim'den bu yana Gazze'ye 20 bin ton civarında bomba atılmış"
Bugün Gazze'de yaşanan soykırımı bir kez daha lanetlemek dünyayı harekete geçmeye çağırmak ve mazlumların sesi olmak için bir araya geldiklerini belirten Tonbul, "Bugün, aynı zamanda Gazze'deki şanlı direnişe destek vermek, Gazze'ye, Kudüs'e direnişe bin selam demek için buradayız. İnsanlık için, insanlık onuru için bir aradayız. Memur-Sen'e bağlı Enerji Bir-Sen, Ulaştırma Memur-Sen ve Bayındır Memur-Sen olarak; bugün Filistin'deki işgalin, milyonlarca insanın kanı ve gözyaşı üzerine medeniyet kurulamayacağını, ülkelerin zenginliklerini gasp etmek üzere cennet inşa edilemeyeceğini, sömürünün cennet değil cinnet getireceğini haykırmak için buradayız. Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, 7 Ekim'den bu yana 9 binin üstünde insan katledildi! 21 binin üstünde insan yaralandı! Binlerce kişi de kayıp veya enkaz altında. 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye 20 bin ton civarında bomba atılmış. Bu bombaların gücü İkinci Dünya Savaşı'nda Hiroşima'ya atılan bombaların bir buçuk katı büyüklüğündedir. Gözü dönmüş israil canavarı; cami demeden, kilise demeden, okul demeden bombalıyor. Her şeyi bir yana bırakın hastaneleri bombalıyor, ambulansları vuruyorlar. 200 binden fazla bina yerle bir oldu. Gazetecileri, doktorları, sağlık çalışanlarını, acil kurtarma ekiplerini, sivil insanları katlediyorlar." dedi.
"Gazze sadece israile direnmiyor… Amerika'ya, İngiltere'ye, Hindistan'a, İtalya'ya, Almanya'ya, bütün bu şeytani birleşimlere direniyor"
Açıklamanın devamında Tonbul, "Gazze'nin elektriğini, suyunu, gıdasını, gazını, yakıtını, internetini kestiler. Yardım tırlarının geçişine bile izin vermiyorlar. Cahit Zarifoğlu’nun 'Etimle kemiğimle bu çağdan nefret ettim.' dediği noktadayız, çok büyük bir acı ve kahır içindeyiz. Bütün bu soykırım, bu kanlı katliamlar büyük bir küresel dayanışma içinde yapılıyor. Gazze sadece israile direnmiyor… Amerika'ya, İngiltere'ye, Hindistan'a, İtalya'ya, Almanya'ya, bütün bu şeytani birleşimlere direniyor. Dünyanın nerdeyse bütün sömürgeci ülkeleri bir ittifak kurmuş durumdalar. Değerli kardeşlerim soruyorum sizlere… Katliamı bile kınayamayan BM ne için var? BM'nin beşli çetesi insani koridor teklifini bile veto etti. Ortada kelimenin tam anlamıyla planlı programlı ve çok ortaklı bir katliam var. Kamuoyunu manipüle ederek bu soykırımı uluslararası hukukun şemsiyesi altında gerçekleştiriyorlar. Açık ve net olarak söylüyoruz ki bunun adı 'yüzyılın soykırımıdır.' Mehmet Akif, 'Medeniyet denilen maskara mahlûku görün: Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!' Dizeleriyle bir asır önce bu ahlaksız çetenin maskesini düşürmüştü." ifadelerine yer verdi.
"3 haftadır artık insanlık için her yer Filistin, her yer Gazze, her yer Kudüs’tür"
İnsanlığın vicdanı olan halk kitleleri gerçeklerinin haykırmak için sokaklara döküldüklerini hatırlatan Tonbul, devamında şunları aktardı:
"İnsan selleri sokaklardan dolup taşıyor. Gazze dünyanın körleşmiş vicdanını, küllenmiş erdemini, bütün bir insanlığı diriltiyor. 3 haftadır artık insanlık için her yer Filistin, her yer Gazze, her yer Kudüs’tür. Bugüne kadar insanlığın, mazlumların, vicdanın sesi olmuş olan bizler bu büyük uyanışı selamlıyoruz. Enerji havzalarını, enerji koridorlarını ele geçirmek için bugün Filistin’de, Gazze’de, Batı Şeria’da insanlık katlediliyor, alçakça bir soykırım uygulanıyor. Eski sömürü düzeni aynı vahşetiyle yeniden canlandırılmak isteniyor. Kongo’da kauçuk tarlalarında çalışan çocukların ellerini kesen, Afrika’yı köleleştiren ve sömüren, Amerikan yerlilerine soykırım uygulayan, dünyanın tamamını sömürgeleştiren ve fakirleştiren, yüz milyonlarca insanın katili ülkeler; yeni bir sömürge düzeni kurmak için yeniden katliamlar yapıyorlar. Bir yandan da meseleyi bir din savaşına dönüştürüyorlar. ABD dışişleri bakanı israile gidince 'Ben buraya bir dış işleri bakanı olarak değil bir Yahudi olarak geldim' diyebiliyor. Netanyahu her gün Tevrat'tan bölümler okuyarak bir din savaşı verdiğini ilan ediyor. Amerikan neo-conlar, Hristiyan siyonistler salya akıtarak israili destekliyor. BM’nin kontrolündeki yerlere sığınmış binlerce insanı katlettiler. İnsanlara sığınacak yer bırakmadılar. Uluslararası toplum ve kurumlar ise üç maymunu oynuyor."
"Avrupa Birliği’nin temel ilkesi demokrasi ve insan haklarına saygıdır"
Tonbul, "BM’nin birincil görevi, sivillerin her durumda korunması, savaş suçlarının önlenmesidir. Uluslararası Ceza Mahkemesinin birincil görevi savaş suçu işleyenleri cezalandırmaktır. BM güvenlik konseyinin birincil görevi dünyada güvenliği sağlamak, işgalleri engellemektir. Basının ilk ahlaki ilkesi gerçekleri yazmaktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün birincil amacı insanların sağlığa erişimini sağlamaktır. Avrupa Birliği’nin temel ilkesi demokrasi ve insan haklarına saygıdır. İslam İş birliği Teşkilatı’nın birincil görevi İslam dünyasının haklarını korumaktır. Ama belli ki Filistin söz konusu olunca, bu kurumlar birincil ilkelerini yok sayıyorlar. Belli ki kuruluş metinlerindeki insan, hak ve koruma kavramı Filistinlileri kapsamıyor! Belli ki Filistinlilere soykırım yapmak savaş suçu kapsamına girmiyor! Belli ki Filistinli çocukların hayatı bir değer ifade etmiyor! Biz bu iki yüzlülüğü, bu küresel riyakarlığı reddediyoruz! Biz bu çifte standarda hayır diyoruz! Biz buradan 'Dünya 5’ten büyüktür ve büyük olmak zorundadır' diyoruz." dedi.
"Yaşasın Gazze direnişi ve yaşasın özgür Filistin"
Son olarak Tonbul, "Biz buradan bütün insanlığı bu çağda yaşanan, yeni yüzyılın en büyük utancı olan soykırıma dur demeye çağırıyoruz. BM’yi, BM Güvenli Konseyi’ni, AB’yi, İslam İş birliği Teşkilatı’nı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni, Lahey Adalet Divanı’nı, Dünya Sağlık Örgütü’nü görevini yapmaya çağırıyoruz. Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. Elbette zalimler yenilecek, zulüm bitecek, Emperyalist dünya yenilecek, insanlık kazanacaktır. Geriye insanlık tarihine yazılacak olan utanç görüntüleri kalacaktır. Bizler, Memur-Sen’e bağlı Enerji Bir-Sen, Ulaştırma Memur-Sen ve Bayındır-Sen olarak; soykırımcı zalimlere karşı Filistin’le direniş içinde olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Bizler, emperyalistlerin, yüksek silah teknolojilerine karşı haklı olmanın ahlaki üstünlüğü, inancın verdiği moral üstünlüğü ile mücadeleye devam edeceğiz. Küresel kirli propaganda düzenine karşı hakikati haykırmaya, Gazze’nin yiğit evlatlarının, kutlu direnişlerinin yanında olmaya devam edeceğiz. Ankara’dan Gazze’deki kahraman direnişi selamlıyoruz. Kahrolsun soykırımcı israil, kahrolsun soykırım mühendisliği. Yaşasın Gazze direnişi ve yaşasın özgür Filistin." ifadelerine yer verdi.
Basın açıklaması Memur-Sen İmamı Salih Pirinçci Hoca'nın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)