Hüseyin Kaya / doğruhaber / haber-analiz
 
Kamuoyunda bir süredir cami-cemevi tartışmasıdır gidiyor.

Fethullah Gülen ile Alevi dedesi İzettin Doğan’ın fikir babalığını yaptığı yan yana cami ile cemevi inşaatının temeli atıldı.
Hem Alevilerden hem de Sünnilerden tepki gösterenler var.

Marksist-ateist ideolojik kimliğiyle beraber Alevi kimliğini de taşımakta bir beis görmeyenlerin tepkisi şiddetli… Hüseyin Aygün ile Aysel Tuğluk mesela…

Aysel Tuğluk bu projenin asimilasyon amaçlı olduğunu iddia ediyor.

Sünni kesim ise daha çok ibadethane tanımına karşı çıkıyor.

İslam’da ibadetin ne olduğu bellidir. Cemevlerinde yapılan etkinliklerin İslami anlamda ibadetle bir alakası yoktur.
Aleviliği farklı bir din olarak görenlerin tepkisi farklı.

İslam’a olan düşmanlıklarını hiç gizleme gereği duymuyorlar.

Odatv’den Murtaza Demir’in yazısından bir bölüm:

“Cemevini inançlarının mekânı kabul eden Aleviler, inancın merkezine insanı koyar, kutsar, sever ve gerektiğinde sorgular. Din dil ırk farkı gözetmez. Oysa cami cemaati Tanrının emirlerini (vahyi) sorgulamayı “küfür” sayar; korkar ve olduğu gibi kabul eder. Ortadoğu ülkelerinin içinde bulunduğu akli, siyasi ve iktisadi sefilliğin başlıca nedenlerinden biri bu kabuldür. Aleviler kadın-erkek eşitliğini savunurken, Sünni kabuller kadını; “aklen ve dinen dün(aşağı) yaratıklar...” görür. Buna inanır, itikat eder; “bir erkeğin şahitliğini iki kadının şahitliğine denk” sayar, meta olarak görür, alır, satar, döver, kovarlar… Mirastan erkeğe bir, kadına yarım verir vb.


Dediğim gibi en temel fark Tanrı kavramı ya da tasavvurudur. Alevilerin ulu ozanlarından Kaygusuz Abdal (1344-1444) vahye şöyle itiraz eder:


“Kıldan köprü yaratmışsın gelsin kulum geçsün deyu


Hele biz şöyle duralım yiğit isen geç e tanrı Fark, bu kadar yalın ve nettir. Bu iki inancın ve bunca temel çelişkisi olan iki cemaatin aynı avluda muhabbet etmesinin tek koşulu vardır; birinin diğerine “eyvallah” etmesi…”

Öncelikle küfür ve inkâr dolu beyiti olduğu gibi aktardığım için Allah’tan af diliyorum.

Murtaza Demir aynı Allah’a inanmadığımızı çok net bir şekilde ifade etmiş.

Onların icabında alay ettikleri bir “Tanrı”ları varmış.

Evet, Sünnilere göre vahye itiraz küfürdür. (Sanırım Alevilerin bir kısmına göre de küfürdür, ama nedense böyle rezil yazılara karşı sesini yükselten Alevilere rastlayamıyoruz)

Vahye itiraz edenlerle, Kur’an’ın açık hükümlerini bile inkâr edenlerle aynı dine inandığımızı söyleyemeyiz.

Müslüman olan Aleviler, bazı farklılıklarından dolayı sıkıntıya düşüyorlarsa kendileri için camiler yapıp namazlarını kılabilirler. Müslüman kimse yanlış ve doğrularıyla Allah’ın huzuruna çıkacak, yaptıklarından ve yapması gerekip de yapmadıklarından sorgulanacaktır.

İslam’ın esaslarında, Allah inancında mutabık olmadığımız kişilerle sadece –eğer kalmışsa- ortak insani değerleri konuşabiliriz.

Ancak mü’minler kardeştir ve mü’minler farklı yorumlarda bulunsalar bile hiçbir zaman vahyi sorgulamazlar.