Gazze'de dün gece gerçekleştirilen ağır bombardımanın ardından HÜDA PAR Mardin Kadın Kolları İl Başkanlığı, 'Anneler Gazze İçin Yürüyor' pankartıyla yürüyüş gerçekleştirerek siyonist işgal çetesini protesto etti.
Filistin ile Tevhid bayrakları taşıyan ve yürüyüş esnasında sık sık tekbir getiren kadınlar; "Kahrolsun israil, kahrolsun Amerika", "Katil israil Filistin'den defol", "HAMAS'a selam direnişe devam", "Zalimler için yaşasın cehennem" sloganları attı.
Yürüyüş 15 Temmuz Meydanı Kızılay yanında başladı ve Umut Kervanı'nın Gazze Yardım için kurduğu kermesin önünde son buldu.
Yürüyüşün ardından Gazze'de yaşanan kadın ve çocuk katliamlarına tepki amaçlı basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklaması metnini HÜDA PAR Mardin Kadın Kollar İl Başkanlığı adına Fatima Geşgin okudu.
"Gazze'nin yetimleri büyümüş ve şanlı bir mücadeleye imza atmışlardır"
Gazzeli yetim çocuklarının büyüyüp 7 Ekim'de şehit anne, baba ve akrabalarının mücadelesini devam ettirdiklerini ifade eden Geşgin, "Filistin toprakları, 1948 yılından bu yana terör şebekesi tarafından işgal edilmiş, milyonlarca Filistinli sistematik olarak zulme ve tehcire maruz bırakılmıştır. Ne insana ne de kutsala saygısı olan bu barbar siyonist çete, zulümlerinin dozunu artırarak sürdürmektedir. Filistin, şu sözde uygar dünyanın iki yüzlülüğünü her daim ifşa etmiştir. 75 yıldır devam eden bu siyonist işgalin ve zulmün ardından Aksa Tufanı operasyonu ile 7 Ekim günü, siyonizmin ve onun uşaklarının kara günü, Müslümanlarının ise iftiharı olmuştur. Gazze'nin yetimleri büyümüş ve şanlı bir mücadeleye imza atmışlardır. İşgalci korkak çete ise yalnızca masum sivilleri, çocuk ve kadınları hedef alarak insanlık tarihinin en barbar, en cani katliamlarını gerçekleştirmektedir. Sözde medeniyet timsali Batı ise bu katliamlara alenen destek olmuş ve elini bebeklerin kanına bulaştırmıştır. Tarih bir daha göstermiştir ki Batı’nın insan hakları adına ortaya koyduğu her şey çocuk masalı olmayacak kadar kirli ve iki yüzlüdür. Filistin meselesi bir kez daha göstermiştir ki uluslararası hukukun uygulanması isteğe, insan hakları ise ırka ve inanca bağlıdır. Zira 20 günden bu yana Dünya, Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma şahit olmaktadır." dedi.
"Gazze’de her sabah kefenlerini giymiş bebeklerin cenaze namazı kılınmakta, anne karnındaki henüz doğmamış bebekler bile katledilmektedir"
Gazze'de binlerce bebeğin sadece 22 günlük sürede şehit edildiğini ifade eden Geşgin sözlerini şöyle sürdürdü:
"7 Ekim’den bu yana katledilen 2 bin 700 çocuğumuz için kalplerimiz kan ağlamaktadır. Her gün çocuklarını bombalar altında şehit veren Gazzeli annelerimizin feryatları yürekleri dağlamaktadır. Henüz insanlığını kaybetmemiş tüm Dünya anneleri gibi biz Mardinli anneler de bu acıları yüreklerimizde derinden hissediyoruz ve bu vahşete lanet okuyoruz. Gazze’de anneler çocuklarını aç olarak toprağa vermekte, çocuklarının uyanıp korkmadan sükûnet içerisinde canlarını teslim etmeleri için Allah'a dua etmektedir. Gazze’de her sabah kefenlerini giymiş bebeklerin cenaze namazı kılınmakta, anne karnındaki henüz doğmamış bebekler bile katledilmektedir. Gazze’de anneler evlatlarını bir bir toprağa verirken aslında toprağa gömülenin insanlık olduğunu Dünyaya haykırmaktadır. Evet, bugün Dünya insanlığını Gazze'de kaybetmiş durumdadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki bir kadın için ayaklanan sözde kadın hakları savunucuları, mesele Gazzeli anneler olunca sus pus olmaktadırlar. Çocuklar konusunda ahkam kesenler, çocuk haklarından dem vuranlar mesele Gazzeli çocuklar olunca kulaklarını tıkamaktadırlar. Bebekler beşiklerinde katledilirken Birleşmiş Milletler ve UNICEF kınamanın ötesine geçmemektedir."
"Geride evladını emanet edecek kimseyi bulamayıp onu Allah'a emanet edip şehit olan annelerin emaneti bizlerin emanetidir"
Dünyanın Gazze'de yaşanan katliama ve soykırıma sessiz kalmaması için kaç çocuğun daha ölmesi gerektiğini soran Geşgin, "Buradan henüz vicdanını kaybetmemiş olan bütün insanlara özellikle annelere sesleniyoruz. Daha ne kadar bu sessizlik devam edecek? Daha kaç annenin bedeninin çocukları ile birlikte parçalanmasına seyirci kalacağız! Kaç çocuk annesine son kez bakıp onu cennete uğurlayacak! Kaç tane abla, abi kardeşine kefen almak için sıraya girecek. Kaç çocuğun adı eline, ayağına yazılacak? Kaç çocuk beninden tanınacak? Soruyoruz ey dünya! Daha kaç tane çocuğun kanının akması lazım uyanman için? Ve buradan ilan ediyoruz ki; hangi evladının acısına yanacağını bilmeyen Gazzeli annelerin acısı biz Mardinli annelerin de acısıdır. Geride evladını emanet edecek kimseyi bulamayıp onu Allah'a emanet edip şehit olan annelerin emaneti bizlerin emanetidir. Bizler bu emanetlere sahip çıkıp çocuklarımızı Filistin davasıyla büyüteceğiz. Evlerimize siyonistlerin silah sermayesini sağlayacak ürünleri almayacağız. Kararlılığımızla bu zulmün bir bedeli olacağını onlara göstereceğiz. Allah’ın izniyle bu mücadeleye omuz vererek tıpkı Filistinli annelerin yiğit evlatları gibi bizlerin de yetiştirdiğimiz evlatlar Ümmetin gururu olacaktır." şeklinde konuştu. (İLKHA)