Siyonist işgalciler tarafından 7 Ekim’den beri Filistin’in Gazze şehrinde çocuk, kadın ve sivillerin olduğu evler bombalanıyor. Dün gece boyunca yaklaşık 100 savaş uçağıyla siviller sabaha kadar bombardıman altındaydı. Siyonistler hastaneler vuruluyor ve doktorlar ölüyor. Katledilen siviller tüm uluslararası sözleşmelerde en temel haklardan kabul edilen sağlık hizmetini alamıyor.

Filistin’de yaşanan katliamlara dur demek ve başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile DSÖ olmak üzere vicdan sahibi herkesin harekete geçmesi gerektiğini belirtmek için sağlıkçılar tarafından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi önünde basın açıklaması düzenlendi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sağlık ve Medeniyet Derneği Ankara, Hayat Vakfı Ankara Şubesi, Ankara Tıbbiyeliler ve Pusula Topluluğu tarafından yapılan basın açıklamasına doktor ve sağlık çalışanları beyaz önlükleriyle katılım sağlayarak yaşanan insanlık dışı vahşete dikkat çektiler. Açıklamanın yapıldığı alana kanlar içindeki temsilci bir doktor önlüğü bırakıldı.

Basın açıklaması okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Sağlıkçılar adına Uzm. Dr. Muhammed Ali Ekşi tarafından basın açıklaması okundu.

Ali İmran Suresinin 139 ayeti kerimesini (Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.) okuyarak açıklamaya başlayan Ekşi, "Filistin’de yaşanan soykırıma karşı bir araya geldiğimiz bu birlikteliğin hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ederek sözlerime başlıyorum. Bizler, bu aziz vatanda doğmuş; Müslümanlığı ve Müslümanca yaşamayı en büyük izzet kabul etmiş, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları kendimize kardeş bellemiş hekimler olarak bugün buradayız. İnsanoğlu var olduğu günden bu yana hak ile batıl mücadele etmiş ve er ya da geç hak batıla üstün gelmiştir. Bugünlerde Gazze’de işlenen Müslüman kıyımı vicdan sahibi herkesi derin üzüntülere boğmuştur." dedi.

"Allah'ın lanetlediği kavmin terörü ama bugün ama yarın bitecektir"

Zulüm ile abad olanın, ahirinin berbad olacağını belirten Ekşi, "Allah'ın lanetlediği kavim olan israil halkının terörü ama bugün ama yarın bitecektir ve tarihin kanlı sayfalarında zalim, hain, bebek katili ve savaşlarda dokunulmazlığı olan hastaneleri, ambulansları, okulları, mabedleri bombalayan aşağılıklar olarak anılacaklardır. Gazzeli mazlumların ahı arşa çıkmaktadır. Kadınlar ve çocuklar katledilmektedir. Yaşıtları bilgisayar oyunları oynayan küçücük çocuklar 'Şehidçilik oyunu' oynamaktadır. Saçının teline kıyamadıkları evlatlarının parçalanmış bedenlerinin teşhisini, anne babaları koymaktadır. Anne babalar bombardımanda kim oldukları belli olsun diye evlatlarının kollarına isimlerini yazmaktadır. Ve maalesef bütün bu olan bitenler dünyanın huzurunda 7/24 canlı olarak izlenmektedir. Gazze’de yaşayan Müslümanlar tek bir soru sormaktadır: 'Kardeşleriniz öldürülüyor, neredesiniz ey Müslümanlar?' Bu sorunun utancı ile yaşamaya çalışıyoruz. Orada bedenen bulunamasak da kalbimizle, duamızla ve elimizden gelen imkanlarla onların yanında olduğumuzu söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz inşallah." ifadelerine yer verdi.

"Yüzlerce yıldır ehli küfür Afrika'yı, Asya'yı, Güney Amerika'yı kana bulamıştır"

Bu zulmün 2 hafta öncesi ile başladığını söylemek elbette büyük bir gaflet olacağını belirten Ekşi, şunları aktardı:

"Yüzlerce yıldır ehli küfür Afrika'yı, Asya'yı, Güney Amerika'yı kana bulamıştır. Cezayir'de, Kongo'da, Vietnam'da, Balkanlar'da, Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da Doğu Türkistan'da milyonlarca insana işkence eden ve öldüren kokuşmuş zihniyet yalnızca zulüm ile hatırlanmaktadır. Allah'ın (celle celalühü) çevresini mübarek kıldığı ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın ve çevresinin; 1917'de İngilizler tarafından işgali ile başlayan süreç ise geriye sadece kan ve gözyaşı bırakmıştır. Yüz binlerce Yahudi nüfus politikası olarak Filistin'in çeşitli şehirlerine yerleştirilmişlerdir. Kendi topraklarından binlerce kilometre ötesinin taksimatını yapanlar, bu süreç içerisinde siyonizme her yönüyle destek olmuşlar ve mazlum Müslüman halkını abluka altına almışlardır."

"Gazze'de yaşayan halk karadan, havadan ve denizden abluka altına alınarak yalnızlığa terk edilmiştir"

Ekşi açıklamasının devamında, "2. Dünya savaşı döneminde Avrupa'dan Filistin topraklarına göç ettirilen işgalci zihniyet, toprakların yalnızca yüzde 6'sına sahip olmasına rağmen 1948'de devlet! olduğunu iddia etmiş ve 1948'den bu yana ise aşamalı olarak milyonlarca Müslümanı evlerinden çıkarmış, mülteci statüsüne düşürmüş, yurtlarından etmiştir. Siyonistler tarafından yapılan işkencelerde on binlerce Müslüman son nefesini vermiştir. Filistin halkının canına, malına, vatanına bütün dünyanın gözü önünde kast edilmiştir. İşgalci zihniyet; dünyanın kilometrekare başına en çok nüfusa sahip olan Gazze’de 2.5 milyon insanı 365 kilometrekarede 17 yıldır açık hava hapishanesinde tutmaktadır. Karadan ve denizden gelen mama, bez gibi en temel insani gıdaların bile girişine yıllardır izin verilmemektedir. Gazze'de yaşayan halk karadan, havadan ve denizden abluka altına alınarak yalnızlığa terk edilmiştir." ifadelerine yer verdi.  

"Kendi imzaladıkları mutabakatları uygulamaya koyamayan iki yüzlü Batı sınıfta kalmıştır"

22 gündür Gazze'de sivillerin bombalandığına dikkat çeken Ekşi, "7 Ekim 2023 tarihinde başlayan işgalci israil harekatında havadan, karadan ve denizden kilometrekareye 33 ton bomba atılmıştır. Binlerce çocuk, kadın, genç, yaşlı şehid olmuşlardır. Binlercesi yaralanmış; kimisi uzvunu kaybetmiştir. Siyonist yönetim mabedleri, hastaneleri, okulları, ilaç depolarını, ambulansları acımasızca bombalanmıştır. Sadece El-Ahli Hastanesinin bombalandığı saldırıda 500’den fazla Müslüman şehid edilmiştir. 1949'da imzalanan Cenevre Sözleşmesi madde 18'de 'Yaralıları ve hastaları tedavi için teşkil eden sivil hastaneler hiçbir vecihle taarruza uğrayamaz.' ifadesi geçmektedir. Kendi imzaladıkları mutabakatları uygulamaya koyamayan iki yüzlü Batı sınıfta kalmıştır. Su, elektrik, ilaç, bez, mama gibi en temel insani ihtiyaçların Gazze'ye giriş çıkışı engellenerek 2.5 milyon insana her haliyle soykırım uygulanmaktadır. Dünya ve maalesef İslam alemi sessizdir. Gazze'deki Müminler kimsesizdir. Gazze'deki hastanelerin jeneratörleri bitmek üzeredir. Gazze'de ilaçlar bitmek üzeredir. Gazze'deki Mücahid doktorların ve sağlıkçıların enerjileri bitmek üzeredir." şeklinde belirtti.

"Gazzeli Mücahid hekimlerin imanlarının güzelliği karşısında hayrete düşüyoruz"

"Halka hizmeti Hakk'a hizmet şuuru olarak gören, hekimliğin gayesini hikmete ulaşmakta arayan, mesleğimizi yalnızca geçim kaynağı olarak değil Cennete uzanan bir köprü olarak gören hekimler olarak bugün buradayız." diyen Ekşi, devamında şunları aktardı:

"Allah (celle celalühü) Şuara Suresinde 'Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.' buyuruyor; biz doğruluğuna iman edip tasdik ediyoruz. Şifanın vesilesi hekimliğin yeryüzünün en şerefli mesleklerinden birisi olduğuna inanıyoruz. Aynı hassasiyetin çok daha fazlasına sahip Gazzeli Mücahid hekimlerin imanlarının güzelliği karşısında hayrete düşüyoruz, sahip oldukları sabrın ve teslimiyetin karşısında kendi acziyetimizi derinden hissediyoruz. Bu zulmün bir an önce bitmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyoruz. Üzerimizde giyili olan beyaz önlüklerimiz bugün maalesef Gazze'de mazlum kanlarına boyandı. Hastanede görev yapan hekimler, yaralı taşıyan ambulanslar ve binlerce masum israil terörünün hedefi oldu. Allah'tan vefat eden kardeşlerimize mağfiret, geride kalanlara sabrı cemil niyaz ediyoruz. Üzerimizdeki sorumluluğun ağırlığı altında eziliyoruz, çok çalışmamız gerektiğini biliyor; hekimlikte, insanlıkta ve ahlakta en iyisi olmak için çabalıyor ve dua ediyoruz."

"Hekimler olarak çağrımızdır Gazze’ye acilen yaşam koridoru açılmalıdır"

Hekimler olarak Dünya Sağlık Örgütüne seslendiklerini belirten Ekşi, "Soykırım yaşanırken, insanlar gencecik yaşta hayattan koparılırken, fosfor bombaları sivillerin üzerine yağarken, hastaneler, ambulanslar hedef alınırken, yüzlerce sağlıkçı ve hekim vefat ederken neden susuyorsunuz? Yapmanız gerekeni yapın ve uluslararası hukukun ve sözleşmelerin gereğini yerine getirin. Hekimler olarak çağrımızdır Gazze’ye acilen yaşam koridoru açılmalıdır. Gönderilen tıbbi yardımlar bir an önce Gazze’deki hastanelere ulaştırılmalıdır. Gönüllü sağlıkçıların bölgeye yardımları ve hasta transferleri için sağlık koridorları açılmalıdır. Batı medyasında 'Evcil köpekler bombalardan korkuyor.' başlığı atılırken Filistinli Müslümanların hayvanlar kadar değerli görülmemesini lanetliyoruz. Aşağılık zihniyetlerinin sonunun yaklaştığını biliyoruz." dedi.  

"Özgür Kudüs, Özgür Filistin'i en yakın vakitte görmeyi Rabbim bizlere nasip etsin"

Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle buğzetsin, bu da imanın en zayıf derecesidir.' Hadis-i Şerifi hatırlatan Ekşi, son olarak, "Her daim kalbimizle buğzediyoruz, bugün burada dilimizle sesleniyoruz ve Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz: Zalim israilin, katil Amerika’nın ve bütün zulüm taraftarlarının zulümlerinin sona ermesinde Allah-u Teâlâ bizleri memur kılsın. Yalnızca kalben buğzetmekle kalmayıp zulmü elimizle durdurabilmeyi nasip etsin. Rabbimiz mücahid, muvahhid, mümin, Müslüman Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Özgür Kudüs, Özgür Filistin'i en yakın vakitte görmeyi Rabbim bizlere nasip etsin. Bugün buraya gelen hekim ve hekim adayı bütün kardeşlerimize şükranlarımızı iletiyoruz. Bu dik duruşun bundan sonrasında da devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde belirtti. 

Aynı açıklama Arapça ve İngilizce olarak da basına yazılı bir şekilde dağıtıldı. (İLKHA)