KUŞATMA ALTINDAKİ GAZZE’DE BOMBALAR YAĞARKEN AÇ-SUSUZ DİRENİŞ

1967 yılında Siyonist Yahudilerin işgaline uğrayan Gazze şehri, 38 yıl sonra işgalden kurtuldu. Ancak 2005 yılından bu yana kara, deniz ve hava ablukası altında. İşgalcilerin kuşatması ve saldırgan politikasının gölgesinde yaşayan Filistinliler, zor koşullara rağmen hayata tutunmaya çalışıyor.

Filistin'de 2006'da yapılan seçimleri HAMAS'ın kazanmasının ardından işgalci Tel Aviv yönetiminin gayrimeşru ablukası altında ezilen Gazze, son 17 yılda 5 büyük saldırının hedefi oldu.

7 Ekim 2023’de İzzeddin el-Kassam Tugayları karşısında hezimete uğrayan ve birçok karakolunu kaybeden işgal rejimi, bunun intikamını sivillerin üzerine bomba yağdırarak almaya çalışıyor.

İşgal rejimi, Gazze halkını bölgedeki insanları yerlerinden etmek için yeni bir saldırıya hazırlanıyor. Şehirde katliamlarına devam eden ve ‘Bölgeyi terk edin’ tehdidinde bulunan işgal rejimi, "Gazze şehri askeri operasyonların yürütüldüğü bir bölge. Önümüzdeki günlerde önemli operasyonlar yapılacak. İkinci bir duyuruya kadar bölge sakinleri Gazze'ye dönemeyecek.” açıklamasını yaptı.

Kara operasyonu düzenleyeceğini duyuran işgal rejimine Gazze halkından rest geldi. Hiçbir yere gitmeyeceklerini belirten Gazzeliler, "Yüce Allah’a yemin ederiz ki biz burada kalacağız. Vatanımızı ve toprağımızı koruyacağız. Çıkarsak da sadece cennete gideriz. Bu dediklerimize Allah şahit olsun. Kudüs’e milyonlarca şehit feda olsun.” ifadelerinde bulundu.

ELEKTRİK VE SU KESİLDİ

HAMAS’ın Aksa Tufanı adını verdiği operasyonun adından İşgalciler ‘Savaş ilan ederek Demir Kılıç Operasyonu başlattığını belirtmişti.

Ancak siyonist Yahudiler tabiatlarının gereğini yaparak her türlü insan hakkını ayaklar altına almaktan çekinmemekte.

Coğrafik olarak küçük sayılabilecek bir alandaki 2,5 milyona yakın insanı kuşatma altında tutup açlık ve susuzlukla dirençlerini kırmaya çalışmak Ortaçağ’da uygulanan bir taktik olsa da bugün insanlık için utanç verici bir gelişmedir.

Siyonistlerin kuşatmasıyla beliren imkansızlıklar hastaların bakımsızlıktan ölmelerine, susuzluktan ölümlere ve ölülerin enkaz altından çıkarılamayan ölülerden kaynaklı bulaşıcı hastalıkların baş göstermesine yol açmasından endişe ediliyor.

İşgal çetesi daha önce de ‘Tahliye’ adını verdiği Gazzelileri sürme ve zorunlu göçe tabi tutma neticesinde bugün Ürdün’de 2,5 milyon ve Lübnan’da yaklaşık 1 milyon Filistinli Mülteci durumunda yaşamak zorunda kalmıştır.

Bu tarihi gerçeği bilen Filistinliler, bu defa aynı oyuna gelmemek için direnmekte ve açlık-susuzluğa rağmen ölüme meydan okuyarak “HİÇBİR YERE GİTMEYECEĞİZ” diyorlar.

Siyonistlerin sözde Enerji Bakanı Yisrael Katz, elektriğin ardından İşgal topraklarından Gazze Şeridi'ne giden su borularındaki su akışının durdurulduğunu belirtti.

BM, İşgalci israil'in Gazze'deki elektrik ve suyu kesmesinin, enerji santralini birkaç günde yakıtsız bırakabileceğini ve 610 binden fazla kişi için içme suyu kıtlığına neden olabileceğini duyurdu.

BM: GAZZE'DE ARTIK İNSANİ YARDIM SAĞLAYAMIYORUZ

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, "Gazze'de artık insani yardım sağlayamadıklarını" bildirdi.

Lazzarini, düzenlediği basın toplantısında, İşgalcilerin, 8 Ekim'de Gazze'ye yönelik su, elektrik, gıda ve diğer temel hizmetleri kesme kararının ardından yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gazze'de su, elektrik ve yakıt olmadığını söyleyen Lazzarini, "UNRWA meslektaşlarım artık Gazze'deki kişilere insani yardım sağlayamıyor." dedi.

Lazzarini, "Okullarımıza ve diğer UNRWA tesislerine sığınmak isteyen insanların sayısı çok fazla ve artık bunlarla başa çıkabilecek kapasitemiz yok." diye konuştu.

Genel Komiser Lazzarini, yakında bölgede yiyecek ve ilaç da kalmayacağını düşündüğünü söyledi.

Savaştan önce de Gazze'nin 17 yıldır abluka altında olduğunu ve nüfusun yüzde 60'tan fazlasının uluslararası gıda yardımına muhtaç olduğunu vurgulayan Lazzarini, "Gazze boğuluyor ve dünya insanlığını kaybetmiş gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.

Lazzarini, "Gazze'ye şimdi malzeme tedarik edilmezse UNRWA ve yardım çalışanları insani yardım operasyonlarına devam edemeyecek." diyerek tüm taraflara insani yardım koridorunun açılması çağrısında bulundu.

SİYONİT SALDIRININ 11. GÜNÜNDE VAHŞET SÜRÜYOR

Gazze, hem havadan hem de denizden bombalanıyor. Filistinli kaynaklar 3 bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor. Siyonistlerin hedef gözetmeden yaptığı saldırılarda yaralı sayısının 10 bini geçtiği ve bu rakamların elde kayıtlı olanlarla sınırlı olduğu gerçek rakamların ise bilinmediği belirtildi.

UNRWA: Bu tam bir rezalet:

İNSANLIK ONURU AYAKLAR ALTINDA

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), "Yaşlılar, çocuklar, hamileler, engelliler en temel insanlık onurlarından mahrum bırakılıyor. Bu tam bir rezalet." açıklaması yaptı.

Siyonist işgal rejiminin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki gösteren Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), kendilerine bağlı okul ve binalarda en az 400 bin yerinden edilmiş kişinin bulunduğunu duyurdu.

UNRWA, X platformundan yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:

"UNRWA olarak 14 arkadaşımızı kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Şu anda en az 400 bin kişi okullarımızda ve binalarımızda Gazze'de yerinden edildi. Yaşlılar, çocuklar, hamileler, engelliler en temel insanlık onurlarından mahrum bırakılıyor. Bu tam bir rezalet."

Ajanslar ateşkesten söz etti

İŞGALCİ REDDETTİ HAMAS CİDDİYE ALMADI

HAMAS’ın Siyonistleri rezil eden operasyonundan sonra başlayan savaşta 11. güne girildi. Çatışmanın tüm Ortadoğu'ya sıçramasından endişe edilirken. ABD, Siyonistler ve Mısır'ın, Gazze'nin güneyi için ateşkes anlaşmasına vardığı öne sürüldü. Binyamin Netanyahu'nun ofisi iddiaları yalanlarken, HAMAS söylenenleri ciddiye almadı.

"MISIR, REFAH SINIR KAPISI İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEDİ"

HAMAS, Refah Sınır Kapısı'nın açılacağına ilişkin Mısır'ın herhangi bir şekilde kendileriyle iletişime geçmediğini açıkladı. HAMAS'a bağlı Gazze'deki Filistin Hükümeti Sözcüsü Selame Maruf, ateşkes iddialarına ilişkin, "israil basınında çok fazla şeyin dolaşıma sokulduğunu ve bunların temelsiz olduğunu" söyledi.

İşgalci Yahudilerin Gazze'ye 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 80 artarak 2 bin 750 oldu.

İşgalciler Pazartesi günü, komşu Mısır'daki güvenlik kaynaklarının böyle bir anlaşmanın uygulanacağını söylemesinden sonra, güney Gazze'de ateşkesin olduğunu yalanladı. Reuters, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinin Gazze'nin güneyinde ateşkes olmadığını söylediğini duyurdu.

Tepkiler etkisini gösteriyor

BLİNKEN: REFAH KAPISI AÇILACAK

Dünyadan yükselen tepkiler ABD’yi yeni arayışlara doğru itiyor. Öyle ki ‘Bir Yahudi’ olduğunu söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı'nın yeniden açılacağını açıkladı.

Mısır'a düzenlediği ziyareti sonlandırırken açıklamalarda bulunan Blinken, "Refah Sınır Kapısı tekrar açılacak." diyerek, Birleşmiş Milletler (BM) ve Mısır'ın yardımın Gazze'ye ulaştırılması için bir mekanizma oluşturulacağını kaydetti.

"ABD Orta Doğu İnsani Meselelerden Sorumlu Özel Temsilcisi" olarak bugün göreve atanan Büyükelçi David Satterfield'in de bu konuya odaklandığını belirten Blinken, "Kendisi teknik detayları düzenlemek için yarın sahada olacak" dedi.

Fransa ve Almanya’dan Siyonist’e tam destek

FİLİSTİNE DESTEĞE SINIR DIŞI KARARI

AB’nin iki önemli ülkesi olan Fransa ve Almanya, Siyonistlere karşı kayıtsız desteğini açıklarken Filistin halkının kaderinin Batılı hükümetlerin umurunda olmadığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, HAMAS destekçilerini sınır dışı etmek için tüm yasal yolları kullanacaklarını söyledi.

Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan Faeser, Alman Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, "HAMAS destekçilerini sınır dışı etmek için tüm yasal olanakları kullanacağız." dedi.

Almanya'daki Yahudilerin korunmasının en büyük öncelikleri olduğunu belirten Faeser, ülkedeki Yahudi kurumlarının güvenliğinin daha da sıkılaştırıldığını kaydetti.

HAMAS destekçilerine karşı "kararlı" adımlar atılacağını vurgulayan Faeser, antisemitizme, israil karşıtı söylemlere ve şiddete karşı sıfır tolerans gösterileceğini belirtti.

"HAMAS'I KUTLAYAN SINIR DIŞI EDİLMELİ"

SPD Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil de Funke Medya Grubu'na yaptığı açıklamada, "Almanya sokaklarında HAMAS'ı kutlayan biri Alman vatandaşlığına sahip değilse, ülkeden sınır dışı edilmelidir." diye konuştu.

Klingbeil, Almanya'da vatandaşlık yasasında reform sürecinde olduğunu hatırlatarak "Vatandaşlığa kabul, ülkemize karşı en güçlü bağlılıktır. Değerlerimizi paylaşmayan, antisemitizmi ve terörü destekleyen herkese Alman pasaportu verilmeyecek." ifadesini kullandı.

Almanya'nın Bayern Münih takımında forma giyen Fas kökenli Hollandalı futbolcu Noussair Mazraoui, yaptığı Filistin paylaşımıyla tepkilerin hedefi oldu. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili milletvekili Johannes Steiger futbolcunun kulüple ilişiğinin kesilmesi ve sınır dışı edilmesini istedi

Almanya'daki İslami derneklerden HAMAS'a karşı net tutum sergilemelerini talep eden Klingbeil, "Almanya'daki tüm Müslüman derneklerden de bunu bekliyorum. Bunu yaparak duyarlı olanlara seslerini duyurmuş olurlar." şeklinde konuştu.

FRANSA'DA FİLİSTİN'E DESTEK GÖSTERİLERİNİN TAMAMINA YASAK GETİRİLDİ

Siyonsitlerin saldırısının ilk günlerinde, Fransa'nın Paris ve Strazburg kentlerinde İşgal yanlısı gösterilere izin verilirken, Filistin'le dayanışma gösterileri ise "kamu düzenini bozma riski taşıdığı" gerekçesiyle Paris, Strazburg, Lyon ve Marsilya'daki yerel makamlarca art arda yasaklandı.

Yasaklara rağmen Filistin ile dayanışma gösterilerinin düzenlendiği Strazburg'da 13 kişi, Marsilya'da 4 kişi ve Lyon'da 1 kişi gözaltına alındı.

Filistin'e destek gösterilerinin ülke geneline yayılmaya başlamasının ardından Fransız hükümeti, 12 Ekim'de aldığı kararla "Filistin yanlısı tüm gösterilere" kamu düzenini bozabileceği gerekçesiyle yasak getirdi.

Abbas: HAMAS halkı temsil etmiyor

İŞGALCİYE SESSİZ KALDI DİRENİŞE DİL UZATTI

Siyonist’le her şartta görüşüp direniş gruplarını arkadan vurmayı ahlak haline getiren Mahmud Abbas: HAMAS’ın eylem ve politikalarının Filistin halkını temsil etmediğini söyleyerek direnişçilerin yanında yer tutmayarak Filistin toprağını işgal etmeyi hedefleyen Siyonistlere göz kırpmış oldu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile telefonda görüştü.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre, Abbas görüşmede, HAMAS hareketinin eylem ve politikalarının Filistin halkını temsil etmediğini söyledi.

Abbas, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) ‘Filistin halkının tek meşru temsilcisi’ olarak nitelendirdi.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, her iki taraftan da sivillerin öldürülmesine karşı olduğunu belirterek, her iki tarafa da tutuklu, esir ve sivillerin serbest bırakılması çağrısı yaptı.

Gelen yoğun tepkiler sonrası Mahmud Abbas açıklamasını geri çekmek zorunda kaldı.