HÜDA PAR, Gazze'de işgalci siyonist rejiminin katliamlarını telin etmek ve direnişin Aksa Tufanı operasyonuna desteklerini bildirmek üzere kitlesel bir miting tertip etti.
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Vedat Turgut da mitingde bir basın bildirisi paylaştı.
Açıklamasına, "Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rezil rüsvâ etsin, onlara karşı size yardım ve zafer ihsân buyursun, baskı ve zulüm altında inleyen mü’min toplulukların gönüllerini ferahlatsın!' Tevbe /14" ayetine atıfta bulunarak başlayan Turgut, Mescid-i Aksa’nın çevresinde bulunması hasebiyle Filistin topraklarının Allah tarafından mübarek kılındığını belirtti. Turgut, bu nedenle Aksa’nın kudsiyetini muhafaza etmenin sadece Filistinlilerin değil, bütün ümmetin ortak sorumluluğu olduğunu belirttti.
"Vatanını katil sürülerinden kurtarmaya çalışan mazlum bir halk var"
Turgut, "Önce olayı doğru tanımlamalıyız; yaşanmakta olan savaş iki denk tarafın olduğu bir savaş değildir. Bu nedenle her iki tarafa da aynı çağrıyı yapmak, yaşanan mezalime karşı zalimin yanında olmak anlamına gelir. Eğer iki taraftan söz edilecekse; bir tarafta hiçbir kural ve kutsiyeti tanımayan, güçten ve zorbalıktan başka bir dilden anlamayan, dünyanın değişik yerlerinden Filistin topraklarına üşüşen vahşi katiller sürüsü; diğer tarafta gasp edilmiş vatanlarını canları pahasına savunan, kendi vatanlarında hapis hayatı yaşatılan, Rabbine dayanıp vatanını bu katil sürülerinden kurtarmaya çalışan mazlum bir halk vardır." dedi.
Hiçbir uluslararası sözleşme ile hukuk düzeni ve hiçbir vicdanın bu iki tarafı eşit ve denk olarak kabul edip aynı muameleyi yapmaması gerektiğini vurgulayan Turgut, şart ve imkânlar bakımından kıyas kabul etmeyen bir dengesizliğin olduğunu kaydetti.
Turgut, "Bugün silah ve teknolojik imkânlar bakımından en donanımlı devletler, Siyonistlerin yanında yer aldıklarını açıkça beyan etmekte ve bu desteklerini fiilen icra etmektedirler. Buna karşılık vicdan sahibi insanlığın büyük bir kısmı, yaşanan bu zulme karşı Filistin’i desteklemelerine rağmen ülkeleri idare edenler Filistin halkının katliamdan kurtarılması için sadra şifa bir uğraş vermemektedir. Bu yalnızlık ve imkânsızlık içerisinde Filistin ve Gazzeli kardeşlerimiz büyük bir fedakârlık göstermektedir." diye konuştu.
"Ümmet, Filistinli kardeşlerinin tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamaya muktedirdi"
Bugün, insanlığın büyük bir imtihan ile karşı karşıya olduğunu belirten Turgut, "Ya bir halkın topyekûn yok edilmesine sessiz kalan gayretsiz insanlar yığını olarak anılacak, ya da kardeşlerinin göz göre göre ölümüne rıza göstermeyip mazlumun yanında yer alarak tarihte şerefli yerini alacaktır." dedi ve şunları ekledi:
"Filistinli kardeşlerimiz bizden fazla bir şey istememektedir. Öncelikli olarak zalimle mazlumun mücadelesinde mazlumun yanında olduğumuzu açıkça göstermemiz, sonra da direnişin ihtiyaçlarının teminini istemektedir. Bu ümmet, Filistinli kardeşlerinin tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamaya muktedirdir.
Gazzeli bir avuç imanlı genç 'Aksa Tufanı' harekâtıyla onlarca yıldır basın, yayın ve küresel emperyalizmin yaymaya çalıştığı Siyonistlerin üstün askeri güç oldukları, Demir kubbelerinin delinemez olduğu efsanesinin bir balon olduğunu göstermiştir. Demir kubbe kevgire dönüşmüştür. Aynı zamanda siyonistlerin, Kur’an-ı Kerim’de Haşr suresinin 14. ayetinde de belirtildiği gibi 'Ancak müstahkem yerlerde ve siperler ardında, yani 'demir kubbeler' arkasında savaşabiliyorlar. Yine Kamer suresinde müjdelendiği gibi 'Yoksa onlar biz yenilmez bir topluluğuz mu diyorlar, yakında o topluluk da yenilecek ve arkalarını dönüp kaçacaklar.' Bugün bu ayetlerin tecelli ettiğine şahit oluyoruz. İnşallah siyonist katillerin toplu bir şeklide arkalarını dönüp Filistin topraklarından defolduklarını da göreceğiz."
"İslam ülkeleri acilen müdahale etmeli"
Bunun için herkese düşen görev ve hizmetlerin olduğunu vurgulayan Turgut, "İslam ülkeleri acilen bir araya gelip siyonistlerin yetmiş yıldan beri rutin haline getirdiği soykırımın engellenmesi için acilen müdahale etmelidir. Filistin halkının yaşadığı meskûn mahallere havadan ve karadan yaptığı saldırılar ve bombalamalar durdurulmalıdır. Gazze’nin tamamıyla yakılıp yıkılmasına engel olunmalıdır." çağrısında bulundu.
"Siyonist işgal rejimi ile tüm ilişkilere son verilmeli"
Turgut, çağrısına şunları ekledi:
"Gazze’de yaşayan iki buçuk milyona yakın mazlum insanın hayatlarının idamesi için gerekli su, gıda, ilaç, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanması için 'insani yardım koridoru' acilen açılmalıdır.
Filistin’i devlet olarak tanıyan ülkeler, Filistin topraklarından bir parça olan Gazze’ye denizden, karadan ve havadan ulaşmak için siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır. Uluslararası hukuka uygun olarak Filistin’i devlet olarak tanıyan ülkeler Filistin yönetimi ile her alanda siyasi, ekonomik ve askeri iş birliği yapmalıdırlar.
Filistin halkının yaşadığı topraklarda uydu kentler şeklinde işgalci Siyonistlerin yerleştirilmesinden vazgeçilmeli, 'yerleşimciler' adı altında meşru görüntü verdirilen bu silahlı çetelerin işgallerine son verilmelidir.
İşgal tamamıyla son bulana kadar siyonist işgal rejimi ve ticari kurumları ile askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm ilişkilere son verilmeli, asla yeni iş birliği yapılmamalıdır."
Tarihe Kudüs fatihi olarak geçen Selahaddin Eyyubi'nin, Kudüs’ün işgalden kurtarılması için ümmetin birliğini sağlayarak aynı zamanda çağının ümmet önderi ve lideri olduğunu ifade eden Turgut, Bugün de kim Kudüs’ün kurtarılması için ümmeti bir araya getirir ve buna rehberlik ederse doğal olarak Ümmetin lideri ve önderi olacaktır." diye belirtti.
"Siyonistler ancak güçten anlar"
70 yılı aşkın bir süreden beri siyonist rejimin yaptığı tüm katliamlara ve hukuk tanımaz icraatlarına İslam ülkelerinin “kınama” dışında bir yaptırım uygulamadığını kaydeden Turgut, "Kınamaların siyonistleri caydırmadığı açık bir şekilde kendini göstermektedir. Bu nedenle siyonistlerin her bir saldırı, katliam, cürüm ve hukuk tanımayan uygulamalarına karşı mutlaka caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Siyonistler ancak güçten anlar, İslam ümmeti bu gücünü göstermelidir." diye konuştu.
"Müslümanlar ihtilafları bir kenara bırakıp birliklerini kurmalıdır"
Turgut, "Siyonistlerin, yeryüzünde iki milyarı aşkın mensubu olan İslam alemine rağmen, İslam ümmetinin üç mukaddes şehrinden birinin bulunduğu Filistin topraklarında bu barbarlığı yapabilmesinin en büyük etkeni Müslümanların dağınık görüntüsü ve yaşadığı ihtilaflardır. Müslümanlar izzetli bir şekilde yaşamak istiyorsa aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp siyasi, ekonomik ve askeri birliklerini kurmalıdırlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu savaşta tarafsız kalmak zulme razı olmaktır"
Siyonistlerin Filistin coğrafyasındaki işgalini, Filistin ile siyonistlerin sorunu ya da Arap-Yahudi savaşı olarak görmenin ya da göstermenin meseleyi basitleştirmek olduğunu vurgulayan Turgut, "Bu savaş bir hak ve batıl savaşıdır. Zalim ile mazlumun savaşıdır. İşgale uğramış vatanlarını kurtarmaya çalışan kahramanlar ile dünyanın tüm askeri, ekonomik ve siyasi güçlerini arkalarına alarak bir halkı soykırımla yok etmek isteyen zorbaların savaşıdır. Bu savaşta tarafsız kalmak zulme razı olmaktır. Zulme razı olmak zulümdür. Filistin davası ümmetin ortak davasıdır. Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır. Ümmetin tüm kurumları için en önemli hedef bu olmalıdır." şeklinde konuştu.
Turgut, açıklamasına şu sözlerle son verdi.
"HÜDA PAR olarak, Selahaddin-i Eyyubi El Kurdi'nin torunları olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; canımızla, kanımızla, malımızla ve evlad-u iyalimizle ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız.
Filistin halkına selam olsun!
Aksa Tufanı operasyonuna selam olsun!
Kahraman mücahitlere selam olsun!
Direnişe ve dirilişe selam olsun!
Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab!" (İLKHA)