Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden son olaylar ile ilgili olarak, "Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyecek. İsrail güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddete karşıyız." dedi.
Ekdoğan'ın konu ile ilgili açıklamaları şu şekilde: "Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyecek. İsrail güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddete nasıl karşıysak İsrailli sivillere karşı şiddete de karşıyız.
Gazze'ye orantısız saldırılar asla kabul edilemez. İsrail şehirlerine yönelik eylemleri de tasvip etmiyoruz. Bir şiddet sarmalına girilmesi acıdan başka bir şey getirmez. İsrail'den bombardımanı durdurmasını istiyoruz. Esir takası dâhil her türlü arabuluculuğa hazırız.
Müslümanlar olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın ve onun içinde yer aldığı Kudüs'ü Şerif'in gönül dünyamızda ayrı yeri vardır. Kudüs merkezli coğrafyadaki her köken ve inançtan insanlar ecdadımızın idaresinde asırlarca barış ve huzur içinde yaşamıştı. Ecdad bölgenin dini zenginliğine El Halil kapısının üzerine La ilahe illallah İbrahim Halilullah ibaresini yazacak kadar özenle ve itinayla yaklaşmıştı. Bu bölge 1. Dünya Savaşı'nın ardından orayı terk etmek zorunda kalmamızla birlikte kanın, çatışmanın, işgalin, gözyaşının eksik olmadığı bir yere dönüştü. BM'nin ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin'le ilgili aldığı kararların neredeyse hiçbiri uygulanmadı. Bizim bu konudaki tavrımız en başından itibaren nettir. 1949 yılından beri İsrail devletini tanıyoruz. Kimi zaman kesintiye uğrasa da diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz.
1967 sınırlarında Başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğine inanıyoruz. Filistin halkını sürekli taciz ederek evlerine ve arazilerine el koyarak, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülemeyeceği açıktır. Böyle bir yaklaşım çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, barış arayışlarının hüsranla sonuçlanmasına yol açar. İsrail'in Filistin halkının temel haklarının hiçe sayan yaklaşımı kendi halkının güvenliğini tehdit etmektedir. İsrail ve Filistin topraklarında tek bir masumun burnunun kanamasına razı olmadığını söylüyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan inanç, kökenine bakmadan insanı bu şekilde savunuyoruz.
İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskı ve zulme nasıl karşıysak İsrail'li sivillere yönelik rastgele eylemlere karşıyız. Gazze'nin hava saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, kadın, yaşlı, çocuk, sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur. İsrail şehirlerinde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları kesinlikle tasvip etmiyoruz. Herşepin olduğu gibi savaşın bir ahlakı ve adabı vardır. Adil barışın kaybedeni olmaz. Şiddet sarmalı ilave acıdan başka bir şey getirmez. İsrail yönetiminden Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanı, Filistinlilerden de İsrailli yerlere saldırılarını sonlandırmasını istiyoruz. Gün devlet aklıyla, soğukkanlılıkla, insanlık vicdanı ile hareket etme günüdür.
Türkiye olarak tarafların talep etmesi dahil esir takası dahil her türlü arabuluculuğa hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Bugün Filistin Devlet Başkanı ve İsrail Cumhurbaşkanı ile son derece verimli telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Sivil ölümlerinden duyduğumuz derin üzüntüden bahsettim. Çatışmaların sonlandırılması için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu belirttim."