PKK/HDP'lilerin 6-8 Ekim 2014'teki saldırılarında başta Diyarbakır'da Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş, Turan Yavaş ve Cumali Güneş olmak üzere bölgede birçok dindar insanın katledilmesinin üzerinden 9 yıl geçti.
HÜDA PAR Bursa Gençlik Kolları tarafından merkez Osmangazi ilçesinde bulunan Merinos Kongre Kültür Merkezi'nde, "Şehit Yasin Börü ve Arkadaşlarını Anma" programı düzenledi.
Düzenlenen programa İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, HÜDA PAR Batman Milletvekili ve Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Mehmet Şimşek, partililer, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda şehitlerin hayatının anlatımı ve Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdiği ilahi ve ezgilerle sürdü.
Program salondaki herkesi duygulandıran "6-8 Ekim" tiyatro gösterimi, sinevizyon ve HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Mehmet Şimşek'in selamlama konuşmasıyla devam etti.
Daha sonra İlahiyatçı- Yazar Mehmet Göktaş, günün anlam ve önemine dair yaptığı konuşmada HAMAS'ın gerçekleştirdiği 'Aksa Tufanı' operasyonuna değinerek, bu operasyonun iki putu yıktığını söyledi.
"Vallahi, bu bir putun yıkılışıdır"
Mehmet Göktaş
Dün ve bugün bir put devrildiğini söyleyen Göktaş, "Demir Kubbe. israil terör şebekesinin demir kubbe diye bir putu vardı. Hepimize hatta tüm dünyaya kabul ettirdi ama bizim yiğitlerimiz kevgire çevirdi, kevgir yaptı orayı. Vallahi bu bir putun yıkılışıdır. Bir daha dirilemeyecek, bir daha dünyaya yutturamayacak. Diğer putu ne? MOSSAD'ı yıktı. MOSSAD da dünyada bir put idi. İnsanlar MOSSAD deyince olduğu yerde dururdu. Zavallı Müslümanlar bile böyle inanmıştı. 'MOSSAD deyip geçme, birbirimizin kulağına fısıldadığımız şeylerden bile haberleri var' derlerdi. Öylesine gözlerinde büyütmüş ve putlaştırmışlardı. Allah bu yiğitlerimize öyle bir güç ve kuvvet verdi ki, onu da çuvala çevirdi. Öyle bir çuvalladı ki burnunun dibindeki adamlar harıl harıl çalışarak yapılan ve yola çıkan hiçbir şeyden haberi olmadı. Bir put daha var onu da yıkacağız. O put da ne biliyor musunuz? israilli sivil yerleşimciler! Bize öyle bir put yutturdular. israilli siviller! Külahıma anlat. Demek onlar sivil öyle mi? Vallahi şu anda israil'deki o sivil yerleşimciler, oradaki bütün askerlerden daha gavur, daha zalim, daha vicdansız, daha katildir. israil'de bir tane sivil vardır. Kimdir? Çocuklar. Evet, israil'in yetişkin olmayan çocukları gerçekten sivildir ve onlara dokunmak haramdır. Ama onun dışında kadınları da israil’de askerlik yapmak zorundadır. Hepsi askerdir ve hepsi de Müslüman katilidir, Filistinli kardeşlerimizin katildir." ifadelerini kullandı.
"Yasin Börü ve arkadaşları gibi nice Müslümanlar bölgede şehit edildiler"
6-8 Ekim olaylarında yaşananlara dikkat çeken Göktaş, "Yasin Börü ve arkadaşları gibi nice Müslümanlar bölgede şehit edildiler ve sıkıntılar çektikler. Niceleri zindanlarda öylesine işkencelerden geçti ki vallahi binlercesi ile birebir görüştüm. Ölüp gitmediler daha yaşıyorlar. Yüzlerce, binlerce kardeşimiz İslam için, Allah için, Hasan'ın Yasin'in, Riyad'ın memleketinde Allah davası için öylesine bedeller ödediler ki… Bazıları bizim abarttığımızı zannediyor. Öylesine bedeller ödediler ki inanınız sahabe gibi." dedi.
"Yasin ve arkadaşları zalimlerin, sapkınların, katillerin ne olduklarını da ortaya koydu"
Ashâb-ı Uhud'u örnek veren Göktaş, sözlerine şöyle devam etti: "Onlar, Müminleri o ateş çukurlarına atıp yakarken sevinç çığlıkları atıyorlardı. Yasin'imizi apartmanın yukarı katından aşağı attıkları bıçakladıkları gibi, kurşunladıkları bedeni üzerine benzin döküp yerde yaktıkları gibi, üzerinden arabayla geçmişler. Kardeşler, bu böyle basit bir olay değildir. Size şu müjdeyi vereyim: 'Şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerin canlarını ve mallarını satın almıştır' diyor ya, Elhamdülillah Rabbimiz bizim dünyanın dört bir yanında mallarımızı ve canlarımızı bizden alıp, bize cennet veriyor ve devam ediyor. Salih amel edip, salih amel işleyenler var ya o kullarına öyle sürprizler hazırlanmıştır ki kimsenin aklına, fikrine gelmez. Onun için biz şehitlerimizin arkasından, bu anlamda üzülmeyiz. Yasin'den önce bölgedeki bütün Müslümanların üzerinde siyah bir iftira bulutu vardı. Hileler, tuzaklar öyle bulutlar vardı ki, Anadolu'nun batısındaki kardeşlerimiz bile Yasin'in büyüklerine, hemşerilerine hiç iyi gözle bakmıyorlardı. Bizimle aynı fotoğrafta gözükmek, yan yana gelmek istemiyorlardı. Ne zaman ki Yasin ve kardeşleri bu şekilde bir şehadetle Allah'a yürüdü yani Allah-ü Tealâ, öncelikle müminlerin üzerindeki bütün iftira bulutlarını, siyah bulutları kaldırıverdi. Anadolu'daki bütün Müslümanlar Yasin'in kardeşleri ve hemşerileri ile kucaklaştılar. Bunlar Yasin'in kardeşleri, hemşerileri, Yasin'in yoldaşları diye herkes bağrına bastı. Aynı zamanda Yasin ve arkadaşları zalimlerin, sapkınların, katillerin ne olduklarını da ortaya koydu. Yasinler sayesinde onların maskeleri de indi."
"Şu gördüğümüz manzara karşısında duygulanmamak mümkün değil"
Alinur Aktaş
Daha sonra programa katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ta programda bir konuşma gerçekleştirdi.
Programın her yıl icra edilmesini ve konunun diri tutulmasını çok anlamlı ve kıymetli bulduğunu ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, "Bu şer odakları, fitne tohumlarını ekmek, mazlumların kanını dökmek, huzursuzluk çıkarmak için bazen ASALA, bazen PKK, bazen de FETO adıyla karşımıza çıkıyorlar. Kıymetli kardeşlerim, bizim elimizdeki tek birlik ve beraberliğimiz yüce dinimiz İslamiyet ve Müslümanlıktır. Aradan dokuz yıl geçti. Şu gördüğümüz manzara karşısında duygulanmamak mümkün değil. Bayramın üçüncü günü kurban eti dağıtmak üzere hocalarıyla ve arkadaşlarıyla sokağa çıkmış bir sabi ve onları hunharca katleden ve hatta cesedine işkence yapan zalimler. Bu güzel program için HÜDA PAR İl Başkanlığı'na ve emeği geçen kardeşlerime çok teşekkür ederim. Rabbim birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Rabbim Yasin Börü ve arkadaşlarını, kıymetli hocalarını cennetin en güzel köşesinde ağırlasın. Bizleri de inşallah onlara komşu eylesin. Hepinize saygılar sunuyorum." ifadelerini kullandı.
"Hakikat bir güneş gibi doğdu ve inşallah bütün ülkeyi ısıtmaya adaydır"
Serkan Ramanlı
Programa konuşmacı olarak katılan HÜDA PAR Batman Milletvekili ve Parti sözcüsü Serkan Ramanlı ise, "Bizler öldürülürsek de, sürgüne gitsek de, darağaçların da asılsak da inşallah davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz bir Rabbe inanan, o kutlu peygamberin ümmetiyiz. Bizi birbirimizden ne kadar ayırmaya, birbirimize ne kadar düşman etmeye çalışsalar da gün geliyor işte bugün Bursa'da, Türkiye’nin farklı illerinde olduğu gibi kardeşliğimizi yeniden tahkim ediyoruz, yeniden hatırlıyoruz ve ahdimizi yeniliyoruz. Bunun önüne hiç kimse geçemeyecektir. On yıllardır bu ülkenin birlik ve beraberliğe ulaşmaması, medeniyet değerlerimize, o şanlı tarihimize o mukaddes köklerimize yeniden erişmememiz için Türkiye'nin doğusuyla batısını birbirinden ayırmaya çalıştılar. Türlü türlü örgütlerle türlü türlü projelerle Müslümanları birbirinden habersiz kılmaya çalıştılar. Yasin ve arkadaşlarında olduğu gibi onlarca, yüzlerce hatta binlerce Müslüman, Doğu'daki kardeşlerinden hiçbir haber alamadılar, seslerini onlara duyuramadılar ama inancıyla, iradesiyle dimdik durarak bugünlere geldiler. FETÖ'cüsü, PKK'lısı, 28 Şubatçısı Doğu'daki Müslüman kardeşlerin önüne, batıdakilere sesi ulaşmasın diye perdeler ördüler. Munzur'un, Toroslar'ların, Süphan'ın, Ağrı'nın o temiz suları Küre'nin, Kaçkar'ın, Erciyes'in, Uludağ'ın sularına karışmasın, birbiriyle mayalanmasın diye çok çaba sarf ettiler ama emellerine ulaşamadılar. Hakikat bir güneş gibi doğdu ve inşallah bütün ülkeyi ısıtmaya adaydır. 28 Mayıs'ta gösterdiğimiz birliğin ve beraberliğin ne kadar kıymetli olduğunu seçimden birkaç hafta sonra hepimiz idrak ettik. Ülke adeta neredeyse eski bir bataklığa saplanmak üzereydi. O tek parti zihniyeti neredeyse bütün ülkeye yeniden musallat olmaya adaydı. Elhamdülillah başaramadılar, buna sizler geçit vermediniz. O koydukları bentler o diktikleri barajlar 14 Mayıs akşamında patladı. Munzur'un da, Toroslar'ın da, Ağrı'nın da, Süphan'ın da suları inşallah bir daha birbirinden ayrılmamacasına Erciyes'in, Küre'nin, Kaçkar'ın ve Uludağ sularına karıştı. Bir daha hiç kimse bizi birbirimizden ayıramayacak" diye konuştu.
"İnsanüstü bir gayretle işgalcilere dünyayı dar etmeye ahdetmişler"
Yaşanan Aksa Tufanı Operasyonu'na ve israil sorununa değinen Ramanlı, "İşgal altında onlarca yıldır inim inim inleyen Müslüman kardeşlerimizin, bir nebze olsun direnişine şahit oluyoruz. Bütün yoksunluklara bütün yoksulluklara bütün yalnız bırakılmışlıklara rağmen, ellerindeki imkanlarla, insan üstü bir gayretle işgalcilere dünyayı dar etmeye ahdetmişler. Rabbim yardımcıları olsun, o zalimleri kahretsin, o siyonist çetenin çöküşünü bizlere göstersin. siyonist çetelerin ne kadar da seveni varmış içimizde, gördünüz değil mi? Nasıl da üzülüyorlar, nasıl da insancıl davranıyorlar, nasıl da insan haklarını dillerine dolamaya başladılar. Filistinli kardeşlerimiz sahillerde katledilirken, binalarda çoluk çocuk parça parça, lime lime edilirken hiç sesleri çıkmıyordu. Ne zaman ki Müslümanlar biraz gayrete gelse, biraz sesini yükseltse, biraz mücadelesini arttırsa herkesten ve o siyonistlerden önce bizim içerimizdeki sevicileri birden bire insan haklarından, merhametten, sivillerden bahsetmeye başlıyorlar. Sizin kardeşleriniz onlarca yıldır katledilirken, şehit edilirken sesiniz çıkmıyordu da insanlığınızı yeni mi hatırladınız? şeklinde konuştu.
"Bu ülkeye yeni bir anayasayı hediye etmek istiyoruz"
"Hiçbir beşeri güç Rabbimizin gücüne boyun eğdiremez" diyen Ramanlı, darbe anayasasını değiştirmek istediklerini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Biz buna iman etmişiz ve Yasin gibi kardeşlerimizi sokakta yardım dağıtırken, camilerde ibadet ederken, köy meydanında hakkı haykırırken şehit eden o örgütçüler var ya hasetlerinden tırnaklarını kemiriyorlar. Çünkü onlar bizi, bırakın mecliste görmeyi nefes almamıza dahi tahammül etmiyorlar ama Allahın izniyle daha çok alışacaklar. Biz zulümle, kanla, gözyaşıyla ve yıkımla değil, adaletle, merhametle, iyilikle, güzellikle inşallah bütün bir meclise de örnek olmak istiyoruz. Bu ülkeye yeni bir anayasayı hediye etmek istiyoruz. Adeta bize deli gömleği gibi giydirilmiş bu darbeci, 1982 anayasasından bu milleti artık kurtaralım istiyoruz. Geçmişte hangi siyasi parti adı adına milletvekili olmuş olursa olsun, bugün hangi siyasi isim altında siyaset yapıyorsa yapsın tamamı bizim kardeşimizdir. 14 ve 28 Mayıs akşamı geride kaldı. Herkes eteğindeki taşı döktü ve millet kararını verdi. Bundan sonra önümüze bakmamız gerekiyor. Filistin'deki kardeşlerimizin toprakları işgal altında zihinleri değil, bağları ve bahçeleri işgal altında duyguları değil, zihinleri de duyguları da dipdiri ve ayakta ama maalesef dönüp kendimize baktığımızda… Biz kurtuluş savaşında doğusuyla batısıyla, kuzeyi ve güneyi ile işgal ordularını tek tek yurdumuzdan kovduk. Elhamdülillah toprağımızı işgal altında bırakmadık. Bağımsızlığımızı koruduk ama gün geçtikçe zihinlerimiz ve duygularımız işgal altına girdi. Allah aşkına size soruyorum, kaçımız kanunlarımız medeniyetimize uygundur, eğitim sistemimiz bizim medeniyetimizi yansıtıyor, içtimai hayatımıza medeniyet değerlerimiz hakimdir, aile yaşantımız medeniyet değerlerimize uygundur? diyebiliyoruz. Maalesef, hiçbirimiz uygundur diyemiyoruz. O halde gelin bu zihinsel ve duygusal bir işgale karşı da yeni bir kurtuluş savaşı başlatalım. Evet, topraklarımız işgal altında değil ama zihinlerimiz ve duygularımızı işgalden kurtaralım. Kurtaramadığımız için Yasinleri kurban vermeye devam ediyoruz, kurtaramadığımız için 15 Temmuzları yaşıyoruz, kurtaramadığımız için gezi olaylarını yaşıyoruz. O yaban otları da, dikenler de maalesef bizim bahçemizde yetişiyor. Onları da birer güle, mis kokan bir kişiye dönüştürmek bizim elimizde. Gelin hep beraber bütün bir ülke olarak, nasıl ki geçmişte bizim Kürt ve Türk diye ayrıştırmaya azmettiler başaramadılar, Alevi ve Sünni diye bizi ayrıştırıp çatıştırmaya çalıştılar başaramadılar. Gelin bugün itibari ile medeniyet değerlerimize saldırmaya çalışan, güruhlara da medeniyetimizin adaletini, merhametini, kardeşliğini, dayanışmasına yücelterek ve yükselterek güzel örnek olalım ve o dikenleri de birer güle birer çiçeğe dönüştürelim." ifadelerini kullandı.
Program yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)