Kızıltepe Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Hamas'ın, Siyonist işgalcilere karşı başlattığı 'Aksa Tufanı’ operasyonuna destek için basın açıklaması yaptı.
Otogar Meydanı Şakir Nuhoğlu Camii'nde kılınan yatsı namazının ardından başlayan program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı, gıyabi cenaze namazının kılınmasıyla devam etti.
Filistin bayrakları taşıyıp, 'Kudüs emanettir, sahip çıkmak izzettir’ yazılı pankartlarla sık sık tekbir getiren grup, Filistinlilere destek için dua etti. Gruptakilerden bazıları da, işgalcilere ait sözde bayrağı yakıp çiğnedi.
Grup adına basın açıklamasını Rauf Memiş okudu.
Allah'a hamd ve mücahitlere selam ile başlayan basın açıklamasında Memiş, "Yüz yıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen israil, bu sabah pervasız eylemlerinin karşılığını, mutlak başarıya ulaşan aksa tufanı operasyonu ile acı acı tecrübe etmiş oldu. Bir kere daha bu güzel sabahı bizlere bahşeden Allah’a hamd ediyoruz!
Bunca zamandır meydanlarda israil’in zulümlerini tel’in için toplandık, zalimlere karşı nefretimizi haykırdık. Kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissederek duaya durduk, kıyama kalktık.
İşte bugün büyük bir sevinçle, Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden yolda elde edilen bu büyük başarıyı kutlamak, Filsitinli kardeşlerimizle ve mücahitlerle omuz omuza olduğumuzu haykırmak için buradayız! İlk kıblemiz, haremimiz, etrafı mübarek kılınmış Mescidi Aksa’mız, her gün terörist israil ve yahudi işgalciler tarafından düzenlenen baskınlarla taciz ve tahkir ediliyorken, sokaklarda masum siviller kurşuna diziliyorken, on yaşında çocuklar tutuklanıyorken, Gazze’de ambargo ve abluka şiddetini artırmışken, sadece Filistinli kardeşlerimizin değil tüm Müslümanların izzeti hergün her an çiğnenmeye devam ediyorken gerçekleşen bu operasyon, yalnız israil’e değil, dünyayı kana boğan tüm zalimlere verilmiş bir cevaptır." dedi.
Memiş sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyayı zulüm kulelerinden tahakküm ile yöneten kâfirlere karşı bir avuç mücahit, bugün bir kere daha; arzın yegâne ve mutlak sahibinin Cenâb-ı Allah olduğunu hatırlatmış, delinemez, geçilemez, yapılamaz denilen ne varsa hepsini yapmıştır. Milyarlarca dolar harcanan sistemler, uydular, istihbarat ağları, silahlar ve hepsinden önemlisi yenilmezlik algısı yerle yeksan olmuştur.
Merhum Erbakan hocamızın "israil ancak güçten anlar" ifadelerini hakkıyla anladığımız bir günü yaşıyoruz. Sivil veya asker fark etmez, tüm İsrailliler, Filistin topraklarında işlenen her suça ve işgale doğrudan ortaktır. Evlerinden kovulan Filistinlilerin mülklerine istilacı böcekler gibi koşuşturarak doluşan genç/yaşlı, kadın/çocuk tüm yahudiler işgalcidir, zalimdir, katildir. Bu kadar zulme ortak olmalarına rağmen Filistinli kardeşlerimizin büyük bir hassasiyetle merhametli tavırları ortadadır. Bu mesele bahane edilerek ortaya konulmaya çalışılan algı zalimlerin zulümlerini gölgelemeye çalışmaktadır. On yıllardır, dünyanın her yerinden Filistin'e gelerek ben çalmazsam başka bir yahudi çalacak diyerek Filistinlilerin hayat hakkını çalan, Kudüs’ün tarihi sokaklarında Filistinli ninelere saldıran, çocuk yaşlarından itibaren silah eğitimleri alan bir topluluk, sivil değildir. Milis kuvvetlerdir.
Atılan yanlış siyasi adımların bedelini Filistin halkı ödemektedir. Müslüman toprağı olan Kudüs’ü başkent olarak ilan eden israil, Kudüs'te mahalleleri boşaltmakta, Gazze’de ablukayı sürdürmekte, Batı Şeria’da Müslümanların arazileri üzerinde yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmekte, Mescidi Aksa’ya yönelik tecavüzlerini günbegün arttırmaktadır."
Memiş, son olarak sözlerini şöyle tamamladı: "Eski Amerikan başkanı Trump döneminde, israil’in başkentinin Kudüs olarak ilan edilmesi, yüzyılın antlaşması ve İbrahim antlaşması gibi, özelde Filistin'in genelde İslam dünyasının aleyhine olan normalleşme çalışmaları başlatılmıştır.
Daha önce haykırdığımız gibi yine buradan haykırmayı bir vazife biliyoruz: İsrail’in başkenti ne Kudüs, ne de tel Aviv'dir. israil’in başkenti cehennemin dibidir! Ey Allah'ın lanetlediği kavim, ey israil! Ne kadar zulmederseniz edin, ne kadar kan dökerseniz dökün, Mescid-i Aksa’yı, Kudüs'ü, Filistin'i bizden koparamayacaksınız! İşte biz Selahaddin'i Eyyubi'nin torunları olarak Qoser'den aksa için canını vermeye hazır on binler yüzbinler milyonlar olarak daima karşınızda olacağız. Tarih sahnesinden silinip gideceğiniz güne kadar sizinle mücadele edecek, kanımızın son damlasına kadar savaşacağız.
İşte bu sabah olduğu gibi hiç beklemediğiniz bir anda sizi bu coğrafyadan söküp atacağımız günler yakındır.
Amerika’dan, israil’den, Avrupa'dan, Rusya'dan, Çin'den değil, Allah’tan korkun, Allah’tan korkun, Allah’tan korkun!"
Basın açıklamasından sonra Molla Ali Özgüç Filistin halkı ve mücahitler için dua etti.
Toplanan halk daha sonra araçlarla, konvoy şeklinde şehir turu attılar. (İLKHA)