6-8 Ekim 2014 tarihinde Diyarbakır’da kurban eti dağıtırken Kobani olayları bahane edilerek sokaklara salınan vahşiler tarafından şehit edilen Yasin Börü ve dava arkadaşları, şehadetlerinin 9’uncu yılında rahmetle anılıyor.
Bu kapsamda, HÜDA PAR Van Gençlik Kolları tarafından Van TSO Konferans Salonunda anma programı düzenlendi.
Yoğun bir katılımın olduğu program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Günün anlam ve önemine ilişkin konuşmaların yanı sıra sinevizyon gösterimi yapıldı, şehitler için yazılmış ilahi, ezgi ve dualar okundu.
Etkinliğe, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve AR-GE Başkanı Abdurrahman Cevher, HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, partililer, kentteki STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
"6-8 Ekim hiçbir zaman unutulmayacak"
Programın açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, 6-8 Ekim'de yaşanan olayların hiçbir zaman zihinlerden silinmeyeceği ve unutulmayacağına dikkat çekti.
Sayğın, "6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan katliam üzerinden tam 9 yıl geçti. Halen şehitlerimizi anarken yüreklerimizin dağlandığını belirtmek isterim. 6-8 Ekim'de yaşanan olaylar hiçbir zaman zihinlerden silinmeyecek ve unutulmayacak kadar derin izler bırakmıştır. 6-8 Ekim uluslararası baronların hazırladığı kirli planın sert kayaya tosladığı ve gaflet uykusuna bürünmüş halkın da uyanıp kendine gelmesine destek olduğu bir dönüm noktasıdır. Kirli plan tutmamış, top direkten dönmüştür. Bir bayram günüydü, insanlar eğlenip dünyalık keyif peşinde koşarken Yasin ile arkadaşları her zaman olduğu gibi yine mazlum ve mustazafların dertleriyle ilgilenmekteydi. Ellerinde kurban etleri, canlarını Rabb'lerine kurban etmeye gidiyorlardı. Kobani edebiyatı yapanların sözlerine mukabil onlar insanlık dersi veriyordu bu ikiyüzlülere." dedi.
"İkinci bir Kerbela'yı hayal ediyordu zalimler"
Yaşananların, PKK zihniyetinin vahşiliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen Sayğın, "Bayramın dördüncü günü, gözü dönmüş çetelerin Kobani'deki kuşatmayı bahane ederek sokağa inmeleri, birçok mütedeyyin insanın ev ve işyerlerine saldırmaları, yağmalamaları ve yakma girişimleri, tüm Müslümanları hedef tahtasına alan PKK-HDP'li çetelerin sokağı ateşe verip insanları vahşice katletmeleri, PKK zihniyetinin vahşiliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu güruhtan insanlık namına bir beklentisi olanların bir kez daha bu beklentilerini boşa çıkarmıştır. Zalimler yine homurdanmış, yine kirli ellerini ve emellerini bulayacak Müslüman kanı aramışlardı. Yine Uhdudları bu Müslüman millete yaşatacaklardı. İkinci bir Kerbela’yı hayal ediyordu zalimler. Yükselen Hüseyn'i feryatları kesmek ümidiyle ama dinmezdi bu feryat. Yasinleri vardı geride, gözü kan ağlayan Hatice anaları vardı. Bilmiyorum nasıl anlatsam şehitlerimizi. Onları anlatabilme kudreti kime verilmiş ki ben de anlatabileyim. Rüyaları süsleyen bu İlahi makamı ancak yaşayan bilir, ancak onlar anlatabilir kavuştukları nimetlerin büyüklüğünü. Bir Ali olmak lazım, bir Hüseyin, bir Zekeriya, bir Yahya, bir Cafer, bir Musab, bir Molla Zeki, bir Molla Cüneyt, bir Molla Şehmus, bir Turan Yavaş, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş, Cumali Güneş ve Yasin Börü olmak lazım onlar anlayabilmek için. Bu yüce mertebeye ulaşan şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum” şeklinde konuştu.
"PKK 7 Ekim'de bitmiştir, kaybetmiştir, ölmüştür"
PKK'nin 7 Ekim'de kaybettiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve AR-GE Başkanı Abdurrahman Cevher, "Şehitleri anmak, şehitlere ağlamak böyle sıradan bir eylem değildir, gündelik bir eylem değildir. Aslında şehidin mücadelesi kanını ilk döktüğü anda başlıyor. Hepimizin arzu ettiği Allah-u Teâlâ'yı görmek, şehidin kanının ilk damlasıyla gerçekleşen bir hadisedir. Bizler için hesaptan, kitaptan, sırattan sonra o da eğer Allah lütfederse olabilecek bir şey ama şehit bunların tümünden müstesnadır. Şayet başlarımız kesilse, onlardan bir dağ bile yapılsa torunlarımız tarih kitaplarında aziz İslam'ın yüce Kur'an'ın yalnız kaldığını okumayacaklardır. Allah-u Teâlâ o günü göstermeyecektir. Katliam 7 Ekim akşamında gerçekleştirildi. 7 Ekim, katliamın sembol ismi olan 16 yaşındaki bir gencin binlerce militanı olan 35 yıllık silahlı bir örgütü mağlup ettiği gündür. 16 yaşındaki bir genç, o ihlasıyla 35 yıllık silahlı bir örgütü kanıyla mat etmiştir. Mehmet Yavuz Hoca birkaç sefer şunu söylemişti. Demişti ki, ben Yasin'in velayet makamında bir genç olduğuna inanıyorum. Yani 16 yaş mühim değildir. O Allah'ın büyük bir velisi, öyle ki o velinin yüzü suyu hürmetine Allah-u Teâlâ PKK'yi öyle bir çukura düşürdü ki, Yasin'in kanı onları mahkûm etti. Yüzlerine öyle bir kara çaldı ki bütün dünyanın dağları sabun olsa, okyanusları da o sabunla beraber yıkasalar yüzlerini, alınlarındaki o kara lekeyi temizleyemezler. 7 Ekim şehitlerin pak kanının, bütün Avrupa devletlerinin arkasında durduğu bir örgüte galip geldiği gündür. PKK 7 Ekim'de bitmiştir, kaybetmiştir, ölmüştür. O gün onun zirvesiydi. O günden beri sürekli düşüştedir. O bedduasını dinlediniz Hatice annenin. Diyor ki, ben Kâbe’nin duvarına dokunduğumda kim Yasin'in bedenine dokunmuşsa ben onları Allah'a şikâyet ettim. Kimdi onlar PKK idi." diye konuştu.
"21 ilde eş zamanlı olarak HÜDA PAR'a karşı yapıldı"
Yapılan katliamlara karşı sessiz kalanları eleştiren Cevher, "6-7 Ekim, 21 ilde eş zamanlı olarak HÜDA PAR'a karşı yapıldı. Bir linç girişimi, bir soykırım girişimi idi. Yasinlerin katliamı, Bingöl'deki, Kızıltepe'deki, Diyarbakır'daki, Van'daki bu kadar geniş bir yelpazede kaç şehirde olmuş, ta Yüksekova'ya kadar ama ne insan hakları aktivistleri ne insan hakları dernekleri ne barolar ne siyasi partiler ne entelektüeller ne özgürlükçüler bu olayı görmedi. Neden acaba? Neden? Çünkü orada fail, katil PKK idi. Öldürülenler, katledilenler Müslümanlardı. Müslümanlar söz konusu olunca deve kuşu gibi başlarını kuma gömerler. Hiçbir tarihi görmez, hiçbir mazlumiyeti zikretmezler. Onlar için varsa yoksa kendilerine yapılanlardır." diyerek sözlerini tamamladı.
Anma programı, yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)