İşte o yazı!
Kürt Ulusal Kongresi’nin projesi 1980’lerde atılmasına karşın bir türlü bu proje başarıya ulaşamadı. En son 24 Ağustos’ta yapılmasına karar verilen kongrenin Goran ve Yekgırto İslami’nin talebiyle delege anlaşmazlığı gösterilerek ...
Kürt Ulusal Kongresi’nin projesi 1980’lerde atılmasına karşın bir türlü bu proje başarıya ulaşamadı. En son 24 Ağustos’ta yapılmasına karar verilen kongrenin Goran ve Yekgırto İslami’nin talebiyle delege anlaşmazlığı gösterilerek, 15 Eylül’e ertelendi. Eylül ayının başlarında daha kongreye iki hafta kala gene bir takım delege sorunları ve Fedaral Kürdistan’daki seçim dönemi nedeniyle 21 Kasım’a ertelenmiş bulunmaktadır.
Aslında bu kongrenin tam sağlıklı işlemesi ve Kürdistan’ın tüm dinamiklerinin katılım sağlaması açısından ve katılımı sürekli Türk solu tarafından engellenen HÜDA – PAR’ın kongreye dâhil edilmesi için ertelenmesi bence güzel olmuştur.
Nitekim Sayın Sıtkı Zilan da “Kürt Ulusal Konferansı ve Beklentiler” yazısında HÜDA – PAR’ın Kürdistan’ın ev sahibi olduğu halde bu kongreye davet edilmemesinin engelleme nedenini BDP değil de dolaylı olarak BDP içinde öbekleşmiş Türk solunu gösteriyor.
“Bu kongreye tüm Kürdistan-i siyasi yapılar ile toplum nezdinde temsil kabiliyeti olan taraflar davet edilmelidir. Bu konuda Türkiye Kürdistan’ının eksik temsil edildiği görülmektedir. Bu eksiklik de HÜDA – PAR’ın kongre hazırlık heyetinde yer almaması ve haliyle katılmaması tehlikesidir. Belirtmeliyim ki bu durum HÜDA – PAR’dan değil, diğer siyasi yapıların tavrından kaynaklanmaktadır. BDP ve Azadi İnisiyatifi’nin desteğine rağmen, diğer siyasi parti ve oluşum temsilcilerinin olumsuz tutumu nedeniyle bu gerçekleşmedi. İşin acı tarafı, BDP hariç diğer tüm tarafların toplam temsil gücü HÜDA – PAR’ın çeyreği bile değildir. Ortada tek bir fırsat kalmıştır. O da Kongre Hazırlık Heyeti’nin kuzeyi temsil eden bileşenlerinin HÜDA – PAR’ı kongreye davet etmesi ve bunun için ikna etmesidir. Eğer bu yapılmazsa, Kuzey Kürdistan açısından kongrenin temsili eksik kalacaktır. Haliyle alınan kararların HÜDA - PAR ve kısmen İslami camiayı bağlayıcılığı da olmayacaktır”
Evet, gerçekten de amaç üzüm yemekse Kürdistan’da bir ulusal birlik sağlamaksa Türkiye Kürdistan’ında HÜDA - PAR olmasa olmazdır. Tüm Kürt oluşumlarının içinde olmadığı bir kongre kararları meşru olmaz ve tüm Kürtleri temsil etmeyeceğinden ulusal bir kongrede olamayacaktır.
Coğrafi, siyasi ve dini farklarıyla bütün Kürtleri bir araya getirmeyi hedefleyen ilk Kürt Ulusal Kongresi’nin iki kez ertelenmesi, ayrıca bileşimi ve temsiliyet konusunda gösterilen titizlik gruplar arası rekabetin de işaretini gösteriyor.
Madem bu kongrede sakat bir çocuk doğmasını istemiyoruz Kürdistan’ın bir gerçeği olan ve Kürdistan’da Müslüman Kürtlerin temsilcisi konumundaki HÜDA – PAR ve Kürt Hizbullah’ı da davet edilip, kendi temsillerine göre temsilci ve delege hakları sağlanmalıdır.
Ortak Kürt pozisyonunun oluşmasını istiyorsak bu tarihi hatadan dönülmeli. Birileri HÜDA – PAR’ın Diyarbakır’daki kongreye katılmadığı için, Hewler kongresine katılmaması için diplomasi yürütmüştür. Aslında HÜDA – PAR Diyarbakır kongresine katılmamakla Kürdistan-i duruşunu sergilemiştir, tüm baskılara rağmen...
Çünkü Diyarbakır’daki ulusal konferans değil bir grubun denetiminde ve baskısında o gruba bir nevi sadakat ve bağlılık kongresi olmuştur. Ama Hewler’deki konferans öyle değil tüm Kürt dinamikleri içindeyse elbette HÜDA – PAR’ın en önde olması Kürdistan-i hakkıdır.
Kürtler parçalanmanın acısını yaşamın her alanında ve zamanın her saniyesinde çekiyorlar, birlik olamamanın bedelini çok ağır ödüyorlar. Birlik olamadıkları için ülkeleri dört parçaya, duygu ve düşünceleri atomlarına kadar parçalandı. Halepçe gibi toplu katliamlara maruz kaldı ve kesintisiz olarak hep öldürüldüler.
Artık Kürtler bu parçalanmışlığa son vermek zorundalar bir dönem laik devletin Kürtlere uyguladığı zulmü bugün PKK, HÜDA – PAR ve Hizbullah gibi Müslüman Kürtlere uyguluyor. Bir türlü HÜDA – PAR gerçekliğini kabullenemiyor. Ama bu bir realitedir, kabul etmek zorundasın ve bana göre HÜDA – PAR Kürt kongresinde ki yerini almalıdır
Bu gün Kürtlerin aksak yürümesi hep sol ayakla yürümek istediklerinden, hâlbuki unutmayın sol ayakla ancak zıplarsın yol alamasın. Eğer bizler yani Kürtler diğer uluslar gibi yol almak istiyorsak her iki ayağımızı da kullanmak zorundayız. Sağı da solu da…
Umarın HÜDA – PAR bu konferansta ki yerini alır. Bu vesileyle BDP ve HÜDA – PAR, PKK ile Hizbullah arasında ki kan davası da bitmiş olur.
Azadi Niştiman / YÜKSEKOVA AJANS