HABER MERKEZİ - Türkiye’de ilk kez geniş katılımlı hafız icazet töreni, 1461 hafız ve hafizenin katılımıyla Trabzon’da düzenlendi. Türkiye’de bir ilkin Trabzon’da gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, “Sevgili Peygamberimizin ‘Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerdir’ övgüsüne nail olan siz kıymetli hafızlarımızı ve hanımefendi hafizelerimizi gönülden tebrik ediyorum” dedi.

Hayri Gür Spor Salonu’nda gerçekleştirilen törene; Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, eski Bakan Faruk Özak, AK Parti İl Başkanı Sezgin Mumcu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon İl Müftüsü Selami Aydın, kurum il müdürleri ve davetliler katıldı.

“ALLAH’IMIZA SONSUZ HAMDÜ SENALAR OLSUN”

Salonda bulunan katılımcıları selamlayarak sözlerine başlayan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, “Kalplerimize sevgiyi, saygıyı, merhameti, fazileti, iffeti, bağışlamayı, tevazuyu, imanı ve istikameti yerleştiren, rahmetiyle bize hitap eden, vahiy gönderen, kitap indiren, bize sırat-ı müstakimi, dosdoğru yolu gösteren rahmet elçilerini gönderme lütfunda bulunan, bizi rahmet dini, merhamet dini İslâm ile şereflendiren rahman ve rahim olan, insanoğlunu ve bütün kâinatı rahmetiyle var eden, yüce Allah’ımıza sonsuz hamdü senalar olsun. Hz. Âdem’den Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’dan Hz. İsa’ya bütün peygamberlere ve ‘biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik’ hitabının büyük muhatabı, sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya (Sav) selatü selam olsun. Bugün 1461 kardeşimizin çok önemli bir başarısını tebrik etmek ve onların hafız ve hafize olma mutluluklarını paylaşmak için de bir aradayız. Sevgili Peygamberimizin ‘Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerdir’ övgüsüne nail olan siz kıymetli hafızlarımızı ve hanımefendi hafizelerimizi gönülden tebrik ediyorum. Emekleriyle, gayretleriyle, fedakârlıklarıyla sizleri yetiştiren değerli hocalarımıza teşekkürlerimi, şükranlarımı arz ediyorum.” ifadelerini kullandı.

“ HZ. PEYGAMBER BÜYÜK BİR REHBERDİR “

Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Peygamber Efendimizin yaşantısıyla örnek bir şahsiyet olduğunu belirterek, “İnsan özüne ait bütün duyguları bize Peygamberimiz öğretti. O şifayı taşıyan elçi, fırtınalı denizin feneri, kaybolduğumuz dağın pusulasıdır. İnsanlığın muhtaç olduğu adalettir, şefkattir. Büyük bir rehberdir. Davasından vazgeçmesinden, mal teklif edildiğinde ‘bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz de vazgeçmem’ demiştir. Onun reçetesi emsalsizdir, zamansızdır, Onun reçetesi Kur’an’dır. Gelin onu anlayalım. Allah’ın bize gönderdiği mektubu okuyalım. Görünen o ki insanlık bu karanlıktan çıkamayacaktır. Onun gibi yaşamaya en azından niyet edelim. Elimizden geleni yaptık demeye yüzümüz olsun. Allah’ın kelamını öğrenerek kendini bu yola adayan insan doğruya, iyiye yönelmiş olacaktır. 1461 hafız ve hafizemizin kutlu yolculuğuna şehadet edeceğiz. Bugün bizleri bir araya getiren hafızlarımız 1461 yılıyla müsemma kutlu bir yolda devam etmiş olacaklar. Trabzon’un fethi kadar sayısı olan hafızlarımızın görüntüsü gönüllerimizi mest ediyor. Anne babalarını ve hocalarını tebrik ediyorum. Engeller karşısında Allah’a sığınacaksınız, Allah sizi yalnız bırakmaz. Peygamber yolunda devam edeceksiniz. Müslüman öğrenmekten geri duramaz. Sizler de yerinizde duramazsınız durmamalısınız. İki günü eşit olan zarardadır” tavsiyelerinde bulundu.

 “YERYÜZÜNDEKİ CEHALET KUR’AN İLE AYDINLATILMAYI BEKLİYOR”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hayri Gür Spor Salonu'nda düzenlenen "2023 Yılı Mevlid-i Nebi ve 1461 Hafız Toplu İcazet Merasimi" töreninde yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed'in 1452'nci doğum gününün tüm İslam alemine hayırlı ve mübarek olmasını diledi. Erbaş, yeryüzündeki cehaletin Kur'an ile aydınlanmayı beklediğini belirterek, "Yeryüzündeki cehalet Kur'an ile aydınlanmayı bekliyor. Kim aydınlatacak? Kur'an ile bizler aydınlatacağız, Peygamber varisleri. İşte bizler Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın varisleri olarak onun bıraktığı yerden bu davayı devam ettireceğiz inşallah" dedi.

“EN BÜYÜK NİMET MÜSLÜMAN OLMUŞ OLMAMIZ”

Yeryüzüne gönderilen İslam'ın bir ferdi olmanın en büyük nimet olduğunu ifade eden Erbaş, "Bir soru gelse size 'Sizin için en büyük nimet nedir?' diye, cevabınız 'Müslüman olmuş olmak' olmalı. En büyük nimet bizim için Müslüman olmuş olmamız. Çünkü Kur'an bunu nimet olarak değerlendiriyor. Yeryüzünde ne kadar insana nasip oldu Müslüman olmak? Bugün 2 milyar, geçmişte milyarlarca insan Müslüman olarak yaşadı. Ama şu anda 6 milyar insan bu nimetten mahrum. Demek ki yeryüzünün dörtte biri bu nimete ulaşmış durumda." dedi.

“MÜBAREK OLSUN NE MUTLU SİZLERE”

Erbaş, Hafız Abdullah Nazırlı'nın "Eşref-i ümmet olanlar Hafız-ı Kur'an olur, Hafız-ı Kur'an olanın hafızı Kur'an olur" sözünü hatırlatarak, "Sizler de işte bu iki milyar Müslüman içerisinde en şereflilersiniz. Mübarek olsun, hayırlı olsun. Ne mutlu sizlere. Dünyada bir insana bundan daha büyük bir nimet nasip olmaz. Hafız olmak, yürüyen Kur'an olmak, yaşayan Kur'an olmak. Cenabıhak son nefesinize kadar hafızlığınızı muhafaza etmeyi nasip eylesin. Sizler hafızlığınızı muhafaza ederseniz Hafız Abdullah Nazırlı hocamızın dediği gibi Kur'an da sizi korur." diye konuştu.

"SİZ KUR'AN'I KORURSANIZ KUR'AN DA SİZİ KORUR"

Hayatını kaybeden Hafız Abdullah Nazırlı'ya ilişkin bir hatırayı paylaşan Erbaş, "2021 yılında Trabzon'daydık. Rize'de Sayın Cumhurbaşkanı'mızla bir cami açılışında bulunduk. Sonra Trabzon'a geldik, ertesi gün Cumhurbaşkanı'mız Rize ve Trabzon'da çalışmalar yaparken ben de Ordu'ya geçmiştim. Cumhurbaşkanı'mız beni aradı, 'Hocam neredesin?' dedi. 'Ordu'dayım' dedim, 'Hatırlar mısın Elazığ'da hastanede ziyaret ettiğimizde bize demişti ki emri hak muhtemelen yakında vaki olur, emri hak vaki olduğunda isterim ki ikiniz de cenazemde bulunasınız' dedi. 2021 yılı Ocak aylarının sonuydu. Aradan 20 gün geçmeden emri hak vaki oldu, 106 yaşında Hafız Abdullah Nazırlı hocamız. 'Evet efendim, hatırladım' dedim. 'Hadi gel de gidelim, cenaze namazını kıldırılalım gelelim' dedi. Bakınız, bir hafıza verilen değere bakar mısınız? Buradan Elazığ'a gittik, cenaze namazını kıldık. Kur'anlar ve dualarla defnettik. İşte siz Kur'an'ı korursanız, Kur'an da sizi korur. Siz Kur'an'a göre yaşarsınız Kur'an da size öldükten sonra bile hizmet eder." şeklinde konuştu.

“BUNUNLA KALMAYALIM DAHA ÇOK HAFIZLARIMIZ OLSUN”

Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak mihraplarda, minberlerde, kürsülerde ve minarelerde hafızların olmasını istediklerini dile getirerek, "Bununla kalmayalım, İlahiyat Fakültesindeki öğrencilerimiz daha çok hafızlarımızdan olsun. İlahiyat fakültelerinde ana bilim dallarında hocalarımız hafızlarımızdan olsun. Hafız tefsircilerimiz, hadisçilerimiz, hafız kelamcılarımız, tasavvuf hocalarımız olsun. İmam Hatip liselerinde öğretmenlerimiz hafızlardan olsun. Ben 20 sene İlahiyat Fakültesinde hocalık yaptım. Hafızlarımızın bulunduğu sınıflarımızdaki yaptığımız derslerin tadına doyamadım. İlahiyat Fakültesinde her dersin mutlaka Kur'an ile bağlantısı vardır. Tefsir dersi Kur'an'dan ayrı yapılabilir mi? Hadis dersi Kur'an'dan bağımsız yapılabilir mi?" ifadelerini kullandı.

"KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM"

Kavramlara sahip çıkılmasının önemli olduğunu vurgulayan Erbaş, "Hiç dinler tarihi Kur'an'dan bağımsız yapılabilir mi? Biz oryantalist gibi bir dinler tarihçisi değiliz. Biz müsteşrikler gibi felsefeci değiliz. Bizim felsefe hocamız da Kur'an'dan bağımsız felsefe yapamaz. Çünkü felsefenin dinimizdeki adı hikmettir. 1920'li yıllara kadar İstanbul Darülfünun Üniversitesinin ana bilim dallarından birisinin adı hikmetti. Daha sonra hikmet kaldırıldı, sonra yerine felsefe konuldu, içtimaiyat kaldırıldı, sosyoloji konuldu, ilmü'n nefs kaldırıldı, psikoloji konuldu. Kavramlarımıza sahip çıkalım. Sevgili gençler ve hafızlarımız, kavramlarımıza sahip çıkalım. Kendi kavramlarımızla konuşalım." dedi.

“BÜTÜN KİTAPLAR ALLAH'IN KİTABINI DAHA İYİ ANLAMAK İÇİN OKUNUR”

Erbaş, hafızlara daha çok okumaları tavsiyesinde bulunarak, "Her zaman söylüyoruz ya bütün kitaplar Allah'ın kitabını daha iyi anlamak için okunur. Astronomi ile ilgili bir kitap ya da bir makale varsa Yasin Suresi'nde güneş ve ayla ilgili ayetler var. Kur'an-ı Kerim'de göklerden söz eden yüz kadar ayet var. Yerlerden bahseden ayetler var. Dağlardan bahseden ayetler var. Yaratılıştan bahseden ayetler var. Eğer astronomi, jeoloji, sosyoloji, yer bilimleri, gök bilimleri bunlarla ilgili okuduğunuz kitapları, makaleleri 'Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlayayım' diye okursanız sizler nafile ibadet etmiş olursunuz. Biz ne diyoruz? Kur'an ne için okunur? Anlamak ve yaşamak için. O zaman Kur'an kurslarımıza koyduğumuz Kur'an'ı anlama programını bizim daha fazla teşvik etmemiz, daha fazla emek sarf etmemiz gerekiyor. Anlamadığımız takdirde o zaman Kur'an-ı Kerim'den çok fazla istifade edemeyiz." dedi.

“YERYÜZÜNDEKİ CEHALET KUR'AN İLE AYDINLANMAYI BEKLİYOR”

Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek, öğretmek ve yaşamak yolunda ömürlerini geçireceklerine dikkati çeken Erbaş, "Yeryüzündeki cehalet Kur'an ile aydınlanmayı bekliyor. Kim aydınlatacak? Kur'an ile bizler aydınlatacağız, Peygamber varisleri. İşte bizler Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın varisleri olarak onun bıraktığı yerden bu davayı devam ettireceğiz inşallah. Allah Resulü Efendimiz Arafat'ta, Veda Haccı’nda, Veda Hutbesi’nde yer alan şu vasiyeti bizlere yaptı, 'Bunlara sarıldığınız müddetçe yolunuzu sapıtmazsınız, bunlardan birisi Allah'ın kitabı, diğeri de Resulünün sünneti' Kıymetli hafızlarımız işte bizler Allah'ın kitabına sahip çıkacağız, Resulünün sünnetine sahip çıkacağız." diye konuştu.

Konuşmaların ardından icazet merasimi düzenlendi, dualar okundu.