PKK'nin, 28 Eylül 1993 yılında katlettiği Şehid Molla Şükrü Yavuz ve Molla Muhyeddin Demir, sevenleri tarafında mezarları başında rahmetle yad edildi.
Halk tarafından sevilen, saygı gösterilen Molla Şükrü ve Molla Muhyeddin isimli iki âlim, 30yıl önce, yatsı namazı sonrası PKK tarafından kurulan pusuda katledilmişti. Acıları henüz tazeliğini korurken, yakınları ve sevenleri, Remél köyü mezarlığındaki kabirleri başında şehitleri andı.
Dava arkadaşları, iki şehidin kabri başında Kur'an-ı Kerim okuyup dua etti.
Şehid Molla Şükrü'nün kardeşi Halil Yavuz
Şehid Molla Şükrü'nün kardeşi Halil Yavuz, gözyaşları içinde ağabeyini anlattı. Yavuz, "Bunlar Allah’ın muttaki dedikleridir. Şehidler gece kalkıp nafile ibadet edip oruç tutuyorlardı. Fakir fukarayı tespit edip arkadaşları ile yardım ediyorlardı. Günü geldiğinde Allah yolunda ceht ve cihat ediyorlardı. Zalime, zulüme, küfre, tağutlara baş eğmiyorlardı. Şehid molla Şükrü diyordu ki âlimlerin kanı toprağa Allah için akmayana kadar Allah’ın dini hâkim olmaz. Bu uğruda kanını döktü. Ben onların hakkında ne söyleyebilirim. Bir damla kanı vardı onu da Allah için döktüler. Ben komşusu idim bana diyordu kalk kalk camide sabah namazını kılalım. Bu saate kadar uyuduğun yeterdir. Ömür kısadır erken bitecek. Gerçekten de öyle şu an pişmanım keşke bende hayatımı onun gibi geçirseydim. Elhamdülillah onun yolunda yürüyoruz. Siz onların dostları arkadaşları hepiniz baş göz üstüne geldiniz şehit şu an sizleri görmektedir. Allah hepinizden razı olsun Allah’ın rahmeti siz ve hepimizin üzerine olsun. Allah kıyamaet gününe kadar bizi onun yolunda yürütsün. Bunlar Şehidi şüheda Hazreti Hamza gibi ve tüm şehitler unutulmadı. Bu şehitlerde kıyamete kadar unutulmazlar." dedi.
Şehidlerin kabri başında bir konuşma yapan Molla Sinan Ünel ise şehidler kervanının durduğu günün şehadet mektebinin talebesiz kaldığı gün olduğunu ifade etti.
"Şehidlerin mezarının başına gelmek; sıradan vefat etmiş bir ölünün mezarına gitmek gibi değildir"
Şehidler gibi gerektiğinde canımızı ve kanımızı vererek bir sonraki nesle aktaracağımıza dair şehidlere söz vermek için toplandıklarını belirten Ünel, "Yıllar önce bu topraklarda İslam için, Allah'ın dini için, Kur'an'ın susmaması için, imanın gitmemesi için, İslam'ın bu topraklarda hayatiyetini devam etmesi için aziz canlarını, feda eden iki üstadımızın, seydamızın, iki büyük peygamber varisinin şehadet yıl dönümlerini idrak etmek, hayırla yad etmek için bir araya geldik. Şehidlerin mezarının başına gelmek; sıradan vefat etmiş bir ölünün mezarının başına gitmek gibi değildir. Bizler buraya gelerek Şehidlerin davasına sahip çıktığımızı, uğrunda aziz kanlarını verdikleri o müthiş davalarının sönmediğini, bize emanet olarak bırakılan bayraklarını yere düşürmediğimizi ve bugüne kadar bu mücadeleyi sürdürdüğümüzü, bundan sonra da onların aziz kanlarını uğruna döktükleri bu mübarek ve aziz davayı bundan sonraki nesillere aynen onlar gibi gerektiğinde canımızı ve kanımızı vererek bir sonraki nesle aktaracağımıza dair şehidlere söz vermeye geldik." ifadelerini kullandı.
Ünel, sözlerine şöyle devam etti:
"Kalu Bela'nın cevabı Allah yolunda verdiğimiz sözü kanımızla ispatlamaktır. İşte Şehid Şükrü ve Molla Muhyeddin Allah'a verdikleri sözde durdular. Allah onları öyle tabir ediyor. Buyuruyor ki 'Bir kısmı da sözlerini, adaklarını yerine getirmeyi bekliyorlar.' İnanıyorum ki bunlar da sizlersiniz. Buradaki her bir ağabeyim, her bir kardeşim Allah'a verdiği sözü yerine getirmek için Şehid Molla Şükrü ve Şehid Molla Muhyeddin gibi bu adağını yerine getirmek için her birinizin sırasını beklediğini; yeri, zamanı ve vakti geldiğinde bu aziz dava uğruna kanınızı, canınızı, bütün sevdiklerinizi seve seve feda edeceğinden hiçbirimizin şüphesi yoktur."
"Şehid Sacit'imizi secde halindeyken yine Allah'a kurban verdik"
Şehadet mektebinin sürdüğünü belirten Ünel, "Şehidler kervanı hiçbir zaman durmuyor. Şehidler kervanı durmasın diye her zaman dua etmeliyiz; çünkü şehidler kervanının durduğu gün, şehadet mektebi talebesiz kaldığı gün ümmetin helak olacağı gündür, ümmetin zilleti yaşayacağı gündür, ümmetin ezileceği gündür; bugün bunun tablosunu da görüyoruz. Bu mektep hiç kapanmamalı. Allah'a hamd olsun bugüne kadar bu mektep hiç kapanmamıştır. En son coğrafyamızdaki şehidimiz Şehid Sacit'imizi secde halindeyken yine Allah'a kurban verdik. Biz buradan Şehid Molla Şükrü ve Şehid Molla Muhyeddin'e müjdeler veriyoruz. Açtığınız şehadet mektebi asla kapanmıyor. Bırakmış olduğunuz bayrak hala dalgalanıyor. Biz buradan onlara selam söylüyoruz ve onun müjdesini veriyoruz." diye konuştu.
"Göğüslerini o mermilere açmasalardı bu topraklarda İslam'dan bahsedemezdik"
Yeter ki bu topraklar İslam'sız ve Kur'ansız kalmasın diye şehidlerin canlarını verdiğini vurgulayan Ünel, "Eğer o gün bu azizlerimiz canlarını feda etmeselerdi, kanlarını feda etmeselerdi, göğüslerini küfrün bela ve musibetlerine açmasalardı, göğüslerini o mermilere açmasalardı bugün biz bu topraklarda İslam'dan bahsedemezdik, Kur'an'dan bahsedemezdik. Alınlarımız secdeyle buluşmazdı. Nesillerimiz, evlatlarımız, ciğerparelerimiz bugün Allah'ı tanımazdı. Bu toplum cehenneme yürüyen bir toplum olacaktı ama aziz kanlarımızın yüreği buna dayanmadı. Canlarını siper ettiler, hayatlarını siper ettiler, sevdiklerini feda ettiler. Yeter ki bu topraklar İslam'sız ve Kur'ansız kalmasın diye.." ifadelerini kullanarak sözlerini dua ile sonlandırdı. (İLKHA)