İTTİHAD ULEMA, her yıl İslam coğrafyasından âlim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlediği Alimler Buluşması'nın sekizincisi devam ediyor.
Bu yıl "İslami Uyanışa Rehberlik Etme" temasının öne çıktığı buluşma, dün İTTİHAD'ın Diyarbakır'daki Genel Merkezi'nde başladı.
Dün iki oturumun ardından ara verilen buluşma, bugün yine iki oturumla devam ediyor.
Bugünkü oturumda Tıp doktoru Yasir Hasan "Cinsiyet, Fıtrata Müdahale ve İnsanlık Değerlerine Yönelik Tehlikeler" konulu konuşmasını yaptı.
İnsanın, kimi ulemaya göre; "ruh, ceset, akıl ve kalp"ten oluşan bir canlı olduğunu belirten Hasan, fıtratta yardımlaşma ve dayanışma gibi hasletlerin de olduğunu ifade etti.
Aile kurumunun, çeşitli tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ve her ülkede farklı imtihanlara duçar olduğunu belirten Hasan, "Kur'an-ı Kerim'de fıtrat kelimesinin icabi anlamları vardır. Her cisim, iki cins olarak zikredilmiştir. İnsanın, uzmanların da dediği gibi sadece akıl olarak değil, kendi nefsani boyutuyla sürüklendiği çok farklı durakları vardır. Bu tabi psikolojik bakımdandır. Bu mesele burada kapanmıyor. İnsanın, mantıksal bakımdan birçok noktada iyi gördüğü ancak iyi olmadığı noktalar da vardır." dedi.
Hasan, "İnsanoğlunun fıtratı en güzel şekilde yaratılmıştır. Erkekler kadınlara; kadınlar da erkeklere meyleder. Anne babalar çocuklarını severler, insanın fıtratında bu tür şeyle vardır. Dolayısıyla erkek kendi erkekliğinin, kadın da kadınlığının farkına varması gerekiyor. Aynı şekilde insanın bedensel olarak da meyilleri vardır. Aile kurma, sevme gibi duygular. Şayet bu söylediklerimiz herhangi bir şey gibi algılanırsa o zaman aile boyutu bozulabilir, çünkü bunlar birebir Allah'ın yarattığı şeylerdir. Aynı şekilde insanın kendi nefsine tabi olması, onu hak olan şeylerden uzaklaşması demektir. Dolayısıyla onun herhangi bir şeyde kendisine verilebilecek bir öğüt fayda vermeyebilir. Bunları ciddi bir şey olarak kavramak gerekiyor." diye konuştu.
"İnsan, Allah'ın verdiği rızıkları unutabiliyor"
İnsanın yaratılıştan gelen "unutma" özelliğine değinen Hasan, "Bazen insan, Rabbi ile olan bağlantısını da unutabiliyor. İnsan, Allah'ın verdiği rızıkları unutabiliyor. Ve bu dönemdeki insan, her vakit unutmaktan geri durmaz. Halbuki insanın bu dönemde gereksinimlerini unutmamasını gerektiriyor. Zira imkanların genişlemesi insanın, Rabbini unutmaması gerektiğini ortaya koyuyor ancak insan tam tersini yapıyor. Hatta unutmaktan ziyade hayrı şer, hakkı batıl olarak görüyor. Ve kişi sadece gözlerin gördüğü şeylere bakıyor. Bilakis basiretinin gördüğünü gözleri görmeyebilir." şeklinde konuştu.
Hasan, insanın hem hayra hem şerre yatkın yaratıldığını belirterek fıtratı bozan durumları şöyle anlattı:
"Kadının kendini erkek konumunda görmesi ve evde gerekliliğini yapmaması fıtratın bozulduğuna işarettir. Ayrıca çocuk aldırmak, eşcinselliği kabul etmek, iyiyi kötülük olarak görme fikri de buna örnektir.
Aileye karşı açılan savaşlardan biri de çocukları anne babalarından alıkoymaktır.
Bazıları biyoloji bakımından insan ve kadına eşit bir şekilde yaklaşıyor. Bundan ötürü erkeğin erkek olarak bir birey olarak toplumdaki bu tür sıkıntıları göğüslemesi gerekiyor.
Günümüzde cinsiyet değiştirme gibi durumlar var. Bu var olan şeytani ruh, çocuklara dahi enjekte edilebiliyor. Bu nedenle bu tür saldırılara karşı insan, fıtratına geri dönmelidir. Zira Allah, insanı en güzel şekilde yaratmıştır. Nefse hem kötülüğü hem de iyiliği ilham etmiştir. Ne mutlu o kişiye ki nefsini temizlemiştir." (İLKHA)