Türkiye'de yürürlükte olan Anayasa, 12 Eylül 1982 askeri darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987'den itibaren 23 kez değiştirilmiş olsa da yaklaşık 43 yıldır kullanılan metin hala bir darbe anayasası ürünüdür.
Oluşturulması beklenen yeni anayasa ile ilgili İLKHA'ya konuşan Hukukçu Muhammed Said Güneş, düzenlenecek olan anayasanın yani 82 anayasasından bağımsız olarak düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
Güneş, toplumun tüm kesimlere hitap edecek bir anayasa oluşturulması gerektiğini belirterek özellikle etnik vurgulardan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Yeni anayasa ile birlikte ana dilde eğitim hakkının güvence altına alınması gerektiğini dile getiren Güneş, anayasada ailelerin dağılmasının önüne geçen kanunlar çıkartılması gerektiğini vurguladı.
"Yıllarca sürekli bir yeni anayasa tartışması mevcuttur"
Mevcut anayasanın darbe anayasası olduğunu ifade eden Güneş, "Öncelikle belirtilmemiz gerekir ki yeni bir anayasa, uzun yıllar boyunca tartışılmaktadır. Zira mevcut anayasa bir darbe anayasasıdır. Bu anayasa maalesef toplumun kimliğiyle bağdaşır şekilde düzenlenmemiş, ithal bir şekilde oluşturulmuştur. Bu nedenle yıllarca sürekli bir yeni anayasa tartışması mevcuttur. Ülkemizde en son bir anayasa değişikliği yapıldı. Bununla birlikte sürekli bir kanun düzenlemeleri, her gün mevzuatta farklılıklara gidilse de maalesef problemlere kalıcı bir çözüm sağlanmamıştır." dedi.
"Gerçekçi ve geçici olmayan kalıcı çözümler gerekmektedir"
Av. Muhammed Said Güneş
Siyasilerin kangren halinde problemleri ortak bir şekilde çözmesi gerektiğini belirten Güneş, "Özellikle siyasilerin toplumdaki kronik problemleri haline gelen sorunlarda gerçekçi ve geçici olmayan kalıcı çözümler gerekmektedir. Her siyasi parti bir masaya oturmalı ve toplum da gerçekten çözümlenemeyen ya da tabiri caizse kangren halinde problemlerini masaya yatırmalı. Bu noktada herhangi bir ön şart, ön koşul sunmadan bu problemler çözülmeli." diye konuştu.
Yeni anayasanın çerçeve şeklinde düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Güneş sözlerine şöyle devam etti:
"Düzenlenecek olan bu anayasa, önceki anayasa yani 82 Anayasasından bağımsız olarak şu şekilde düzenlenmeli; çerçeve şeklinde düzenlenmelidir. Zira Türkiye'de 21 anayasası dışında tüm anayasalar kadroistiktir. Bu şekilde düzenlenmiş anayasalar insanlığın ve toplumun ruhuyla, toplumsal yaşantısı ile bağdaşır şekilde olamıyor ve maalesef bu kadar uzun yazılan anayasalar ortaya çıkan birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu nedenle oluşturulacak yeni anayasanın çerçeve şeklinde düzenlemesini, 21 anayasası gibi daha kapsayıcı, insan haklarına daha saygılı, toplumsal yaşantıya daha uygun olması gerektiğini düşünüyorum."
"Vatandaşlık tanımı etnik kökenden uzak tutulmalı"
Yeni anayasayla birlikte dini inanç ve ibadet hürriyetinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Güneş, "Yeni anayasa ile özellikle Müslüman toplumun ihtiyaçlarına cevap verilmeli. Bu bağlamda kalıcı çözümler üretilmeli. Özellikle dini inanç, ibadet hürriyeti sağlanmalı. Devlet, kişileri inanç ve ibadetlerine aykırı davranmak mecburiyetinde bırakmamalıdır. Yeni anayasa ile ideolojiler dayatılmaktan çıkartılmalı. Toplumun tüm kesimlerine hitap edecek bir anayasa oluşturulmalıdır. Özellikle etnik vurgulardan kaçınmalı, vatandaşlık tanımı, etnik kökenden uzak tutulmalı." ifadelerini kullandı.
"Yeni anayasayla toplumun temel taşı aile korunmalı"
Anadilde eğitim hakkına ve toplumun temel taşı olan aile kavramına dikkat çeken Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kişilerin ana dilde eğitim hakkı güvence altına alınmalı. Zira ana dilde eğitim kişilerin sonradan elde ettiği değil, doğuştan gelen bir hakkıdır. Bu hakkın verilmemesi, gasp edilmesidir ve maalesef yıllarca bu şekilde devam etti. Bu nedenle ana dilde eğitim hakkının herhangi bir şartı olmadan verilmesi gerekmektedir. Yeni anayasayla toplumun temel taşı aile korunmalı. Ailelerin dağılmasının önüne geçen kanunlar çıkartılmalı. Gerek 6284 gerek İstanbul Sözleşmesi bu bağlamda oldukça yetersiz ve bir çözüm de oluşturabilmiş değil. Zira mahkemelerdeki boşanma sayıları günden güne artmakta. Yine vatandaşın temel sorunu olan sosyal adaletsizlik ve yargıya güven sorunu vardır. Bu problemin de yeni anayasa ile düzeltilmesi gerekmektedir. Kişilerin devlet aleyhine açılmış olan davalarında ya da kurum kuruluşlarına açılan davalarında yargı hızlanmalı, hızlı hareket etmeli."
Güneş, devletin denk bütçeye geçmesi gerekmekte olduğunu ifade ederek "Son olarak yeni anayasa ile devletin borçlandırılması bitmeli. Devletin denk bütçeye geçmesi gerekmektedir. Bu ülkenin faiz borçları bu ülkeye yapılan yatırım kadar ciddi bir borcun gerçekten son bulması gerekmekte. Denk bütçeye geçiş sağlanmalı." dedi. (İLKHA)