İTTİHADUL ULEMA, her yıl İslam coğrafyasından âlim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlediği Alimler Buluşması'nın sekizincisini düzenliyor.
Bu yıl "İslami Uyanışa Rehberlik Etme" temasının öne çıktığı buluşma, İTTİHAD'ın Diyarbakır'daki Genel Merkezi'nde düzenleniyor.
Bugün yapılan ilk oturum Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, açılış konuşmaları ve sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Ardından Suat Yaşasın Hoca'nın moderatörlüğünü yaptığı birinci oturuma geçildi.
Birinci oturumda; Prof. Dr. Ali Karadaği "Selahaddin Eyyubi'nin İlme ve Alimlere Verdiği Önem ve İnşa Ettiği Kurumlar", Dr. Nevvaf Tekruri "Selahaddin Eyyubi ve Toplumun Islahı (Kudüs'ü Kurtarmaya Doğru Toplumsal Faaliyetleri)", Prof. Dr. Ferset Meri "Selahaddin ve Kudüs Müdafaası" konulu birer konuşma yaptı.
Daha sonra Molla Mahmut Kılınç'ın moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturuma geçildi. İkinci oturumda; Ali Bapir "Toplumsal Gidişatı Belirleyen Meselelerde Ulemanın Rolündeki Gerilemenin Sebepleri", Mustafa Hatemi "İslami Uyanışı Yönlendirmede Ulema ve Medreselerin Rolü", Dr. Ali Bulaç "Toplumsal Değişimler ve Bilimsel Gelişmelere Uyum Sağlamada Ulemanın Rolü" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Birinci gün bu iki oturumundan ardından katılımcıların söz alarak fikirlerini beyan ettiği "Mülahazalar" kısmıyla sona erdi.
İTTİHADUL ULEMA yetkilileri, buluşmalardaki temel amacın, "Kürt coğrafyası başta olmak üzere İslam coğrafyasındaki ulemayı ortak noktalarda bir araya getirmek; İslam âleminde bulunan mevcut problemlere çözüm üretmek ve kalkınmasında öncü rol oynamak" olduğuna dikkat çekti.
Zekeriyya Yapıcıoğlu
Âlimler Buluşması'nın açılışında bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu "İslam ümmetinin yaşadığı sıkıntıların sebebini doğru teşhis etmek, tedavi edebilmenin ön şartıdır. Kuşkusuz bu konudaki en büyük mesuliyet ulemaya düşer, İslami uyanışa rehberlik edecek olanlar, âlimlerdir." dedi.
Yapıcıoğlu: İslami uyanışa rehberlik edecek olanlar âlimlerdir
Yapıcıoğlu "Küresel sömürü sisteminin dümenini kontrol eden emperyal güçler fiilen veya kültürel/zihinsel olarak işgal ettikleri İslam beldelerinin ve mazlum coğrafyaların yer altı ve yer üstü kaynaklarını talan etmeye devam ediyor. Kendi öz vatanlarında kendi kaynaklarını kullanmaktan mahrum bırakılan milyonlarca Müslüman açlık, kıtlık ve sefaletin pençesinde can çekişmektedir. Bu fakr-u zaruret daha fazla devam edemez, etmemelidir. Etnik ve mezhebi aidiyetlerle ilmî ve siyasi görüş ayrılıklarının neden olduğu tefrika, ümmete çok pahalıya mal olmuştur. Tefrika illetinin zararlarını hesaba katarak, tarih boyunca yaşananlardan ders ve ibret alarak bütün varlığımızla ittihad-ı İslam için çaba sarf etmeliyiz. Müslümanlar kendi aralarındaki sorunları, kendi iç meseleleri olarak telakki etmeli, harici düşmanlara ve saldırılara karşı topyekûn cephe alarak hak ve adalet temelinde bir düzenin tesisi için güç ve imkânlarını birleştirmelidir. Bu hususta en büyük mesuliyet yine ulemaya düşmektedir." ifadelerini kullandı.
Dr. Nevaf Tekruri
Âlimler Buluşması'nda konuşan Filistin Âlimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Nevaf Tekruri ise "Kudüs'ü Özgürleştirmede Selahaddin-i Eyyubi'nin Islah Çalışmaları"na değindi.
Dr. Tekruri: Kudüs'ün fethi için Selahaddin-i Eyyubi'nin yolundan yürümeliyiz
"Biz de Yahudilerin Filistin'i işgalini araştırdığımız sırada gördük ki ümmet sorumluluklarını yerine getirmemiş ve yaşananlar Allah'ın kanunlarına uygun olarak gerçekleşmiştir." diyen Tekruri "Kudüs'ü geri almak istiyorsak bunu gerçekleştirmek için denenmiş yolları tekrar denemeliyiz. Bunu bilmek için de tarihi okumamız, Kudüs'ü fetheden kumandan Selahaddin-i Eyyubi'yi fethe götüren sebepleri iyi bilmeliyiz." ifadelerini kullandı.
"Peki, bu nasıl olacak?" diye soran Dr. Tekruri, "Şüphe yok ki Selahaddin'i bireysel bir kurtarıcı gibi anlatanlar ve bu ferdi bakış açısını tekrar edip insanların zihinlerinde onu bir kurtarıcı ve bir komutan olarak gösterenler yanılıyorlar. Çünkü bu, gerçeği yansıtmamaktadır. Selahaddin-i Eyyubi'yi sadece bir kurtarıcı ve komutan olarak görmek günümüz insanını, işi birbirine bırakma, ıslah çalışmalarına katılmadan pasif ve çekingen bir tavırla kurtarıcı beklemeye sevk ediyor." şeklinde konuştu.
Ali Karadaği
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Karadaği ise Alimler Buluşması'nda yaptığı sunumda Selahaddin Eyyubi'yi Kudüs'ün fethine götüren sebeplere işaret ederek, "Kudüs'ün özgürleşmesi yolunda mücahit alimler ve ilim okuyan mücahitlere ihtiyacımız var." dedi.
İslam dünyasındaki bölünmüşlükten istifade eden Haçlıların, Kudüs'ü işgal ettiğini vurgulayan Karadaği, "Haçlılar, Kudüs'te sadece bir günde binlerce kadın ve çocuğu katlettiler. Yaklaşık 60 bin kişi Haçlılar tarafından katledilmişti. Bu 60 bin kişinin malı ve canı gasp edilmişti. Bu sorun ve sıkıntı, ümmetin içerisinde bulunduğu zayıflığı gösteriyor. Bu zayıflık ilk olarak kendini Filistin'de, Kudüs'te göstermişti. Filistin ve Kudüs, ümmetin ortalamasının göstergesidir. Eğer ümmet güçlü ise özellikle Müslümanların ilk kıblesini ellerinde bulunduruyorlarsa Müslümanlar iyi bir durumdadır demektir. Selahaddin boşu boşuna gelmemişti. Selahaddin'i Kudüs'ün fethine getiren süreç, rastgele bir süreç değildi. Belli bir sistemle geldi." diye konuştu.
Ali Bapir
Âlimler Buluşması'nda konuşan Irak Kürdistanı Komaleya Dadgeri (Adalet Topluluğu) Partisi Genel Başkanı Ali Bapir, "İslam'da, âlimlerin önemli bir yeri ve büyük bir itibarı olduğu açıktır." dedi.
"Âlimlerin Toplumdaki Rolünün Gerilemesinin Sebepleri ve Tedavisi" konulu bir konuşma yapan Ali Bapir, "İlim adamlarının hakka imana odaklanmaları ve Allah'a (celle celaluhu) olan bağlarını ibadet, takva ve tezkiye eksenli güçlendirmeleri gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Ali Bapir: Peygamberlerin mirasçıları alimlere önemli görevler düşmektedir
Ali Bapir, alimlerin yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
"İlim adamlarının hakka imana odaklanmaları ve Allah'a (celle celaluhu) olan bağlarını ibadet, takva ve tezkiye eksenli güçlendirmeleri, Ahireti ve Allah'ın (celle celaluhu) rızasını dünyevi hayata tercih etme ve önceliklendirmeleri, zalim yöneticilere karşı tavır alma ve hatalarını düzeltmeleri, Kur'an ve hadislerin derinlemesine incelenmesi ve gerçeklerinin içselleştirilmesi ve anlaşılması, düşünsel perspektifi genişletme ve hoşgörü ile donanmaları, halkın sorunlarına duyarlılık ve empati göstermeleri, çağın bilim ve düşünce akımlarına ilgi gösterme ve bu alanlarda bilgi sahibi olmaları, seküler maddeci eğilimlerden etkilenmemeleri, ortak hedefleri ve uzlaşma noktalarını araştırma ve kötü anlaşmazlıkları uyandıran her türlü şeyden uzak durmaları gerekmektedir."
Prof. Dr. Ferset Mer’î
Zaho Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ferset Mer’î, Alimler Buluşması'nda yaptığı sunumda, Hıristiyan Avrupa, aralarında çok derin ihtilaf olmasına rağmen Müslümanlara karşı bir duruş sergiliyorlar. Oysa Müslümanlar arasında çok derin dini ve itikadi farklılıklar yok. Buna rağmen biz bir araya gelemiyoruz." dedi.
Selahaddin Eyyubi'nin Hittin Muharebesi'ndeki (583 H / 1187 M) zafer haberlerinin ve Kudüs'ü geri almasının Avrupa'da büyük bir şok ve derin bir acı yaşattığını anlatan Mer’î, hatta Papa 3. Urban'ın Kudüs zaferi karşısında öfkesinden ve kininden öldüğünü aktardı.
Mustafa Hatemi
İran Uşnevye Cuma İmamı Mustafa Hatemi, Alimler Buluşması'nda yaptığı konuşmada, "İslami uyanışın aslı sırat-ı müstakim olmak ve bunun üzere kalabilmektir. İslami uyanışın başarılı olması için Allah'a davet olmalıdır. Bu uyanış ve davet, ölçülü aşırılıktan uzak olmalıdır." dedi.
Mustafa Hatemi: İslami uyanış ve davet aşırılıktan uzak olmalıdır
Müslümanların birliktelik nimetinden kesinlikle rızıklanması gerektiğini vurgulayan Hatemi, "Maalesef Müslümanlar kendi içlerinde kimi gereksiz ihtilaflar, mezhepsel, ırksal ihtilaflar yaşamaktadır. Bugün bizim içimizde maalesef sömürgeciliğin kimi sloganları yer etmiş. 'Birbirlerine düşür ve birlikteliklerini boz' sloganı bunu bir örneğidir. Kültür cephesi askeri cepheden daha çok stratejik bir öneme sahiptir. Avrupa'da Kur'an'ın yakılması kültürel bir savaşın en büyük göstergesidir. Aynı zamanda Hazreti Muhammed'e yapılan hakaretler, Şiî ve Sünniler arasında ayrıştırıcı meselelerin bulunması, toplumsal kimi ahlaki çöküntü hareketlerin bulunması, Müslümanlar arasındaki fitne tohumlarının arttırılması, siyonistlerin İslam topraklarını güvenli bir şekilde gezip tozmaları da kültürel savaşın bir göstergesidir." şeklinde konuştu.
Ali Bulaç
Sosyolog-İlahiyatçı Ali Bulaç ise "Peygamberler tarihte toplum hayatı içinde hangi misyonu üstlenmişlerse ulemanın da onları takip ederek aynı misyonu üstlenmesi lazım." dedi.
Ali Bulaç: Ulema, peygamberlerin misyonunu üstlenmelidir
Bulaç, ideal ulema profilini ise şu ifadelerle belirtti:
"Bana göre ideal ulema profili şöyle olmalıdır: Kur'an ve sünneti referans alan, ulema geleneğini kritik eden ama geleneği tümüyle inkar etmeyip devam ettiren, sivil alanı ıslah eden, siyasi iktidarları dönüştürme yolunu tutan, sadece bölgesel değil küresel bir dil kullanan, modern ve post modern bir dünyayı tevhid ve vahiy temelinde tanımlayacak, dönüştürecek, zihni geniş, ufku geniş, Batı'dan marufu alabilen, bir ayağı pergel gibi şeriat üzerinde olan, diğer ayağıyla dünyayı dolaşabilen bir ulemaya ihtiyacımız var. Ulema aynı zamanda bu modern ve postmodern dünyada İslam vahyinden hareketle, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sahih sünnetinden hareketle yeni bir insan, yeni bir toplum, yeni bir iktidar ve yeni bir dünya tasavvuru geliştirmek zorundadır." (İLKHA)