PKK`nın silahlı unsurlarını çekmek için açıkladığı takvim bugün dolarken askeri birimlere ulaşan bilgilere göre `derin kanat` olarak tarif edilen gruplar Türkiye`de kaldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan PKK`nın yüzde 20`sinin çekildiğini açıklarken örgütün hareketlerini yakından izleyen güvenlik birimleri "Derin PKK çekilmiyor. Her an süreci sabote edebilir" tespiti yaptı.

Lice-Hazro-Silvan alanındaki gruplarda, Ağustos 2013 sonu itibarıyla hiçbir hareketlilik olmadığı saptandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Türkiye içindeki örgüt militanları için "nefes alışlarını bile izliyoruz" açıklaması yapmıştı. 21 Mart 2013`te sınırdışına çekilme kararı alan PKK`nın bir kısmı yerlerini terk ederek Irak`a çekildi. Ancak Başbakan Erdoğan sınırdışına çıkan PKK`lıların ancak yüzde 20 olduğunu açıkladı. Çekilmenin sürdüğünü ancak istenen hızda olmadığını belirtti.

Askeri birimlerin ilgili kurumlarla paylaştığı bilgilere göre Lice- Hazro-Silvan alanındaki PKK gruplarında, Ağustos 2013 sonu itibarıyla hiçbir hareketlilik saptanmadı. Bu gruplar yerlerinde durmaya devam etti. Bu çerçevede 13 askerin öldürüldüğü Silvan saldırısının faillerinden PKK Bölge Sorumlusu Reber kod adlı Mehmet Şah Yildeniz`in konum ve misyonuna dikkat çekiliyor. Yildeniz için "derin PKK" yapısının önemli bir figürü olduğu, bölgedeki görevinin henüz bitmediği, her an süreci sabote edebileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Yildeniz`im Temmuz 2013`te Hazro/Çitlibahçe köyünde köylülere "Öcalan hapisteyken, bölgeyi terk edemeyiz, gitmesi gerekenler askerdir, hiçbir şekilde geri çekilmeyeceğiz, sürecin sekteye uğraması olasılığına karşı halk savaşı başlatmak üzere hazırlık içindeyiz" dediği öğrenildi. Yildeniz`in çözüm sürecini desteklemediği, Öcalan ve Kandil`in talimatına rağmen çekilmek istemediği, hint keneviri ekiminden büyük rant elde ettiği, bu süreçte Lice-Hazro-Silvan`daki unsurlardan Irak`a çekilenin olmadığı ve örgütün buradaki konumunu halen devam ettirdiği belirtiliyor.

Bu arada Diyarbakır`da 17 ve 21 Ağustos günleri yaşanan ve "arazi anlaşmazlığı" diye yansıtılan aileler arası ölümlü çatışmaların arkasından da Yildeniz çıktığı iddia ediliyor.

Sabah`ın haberine göre, yapılan çalışmalarda Hazro/ Çitlibahçe`de yaşayan Uğurlayan ailesinin iki çocuğunun örgüt yanlısı Tekin ailesince kaçırılıp Reber`e teslim edildiği anlaşıldı. Uğurlayan ailesinin tepkisi üzerine Reber köye gelip aileyi tehdit etti. Bu 8 kişinin ölümüne yol açan iki ailenin çatışmasına neden oldu.

HUSUMETİN KAYNAĞI

İkinci olay ise, Diyarbakır`ın Lice ilçesine bağlı Kutlu köyünde aralarında husumet bulunan Tokur ve Tekel aileleri arasında yaşandı. Tekel ailesi, Kutlu köyü muhtarı Kasım Tokur`u "devletin ajanı" diye Reber`e şikâyet etti. Reber, 40 kişilik bir terörist grupla Haziran 2013`te köye giderek K. Tokur`u kaçırdı ve canının bağışlanması için ailesinden 100 bin dolar istedi.

Aile parayı verdi. K.Tokur serbest bırakıldı ancak Reber Ağustos`ta haber gönderip 1 milyon TL daha istedi. K.Tokur bu kez isteği reddetti ve kendisini örgüte şikâyet eden Hüsnü Tekel ile Şehabettin Tekel`i Diyarbakır şehir merkezinde öldürdü. Tekel ailesi de aynı gün Kutlu köyünde Tokur ailesinden 2 çocuğu öldürdü.

BÖLGESİNDE ADI `HARAMİ`YE ÇIKTI

Karıştığı olaylar nedeniyle bölgede adı "Harami"ye çıkan Mehmet Şah Yildeniz`le ilgili bilgiler şöyle:

Üç yıl önce PKK-KCK lideri Murat Karayılan tarafından örgütün "Lice-Hazro-Silvan Sorumlusu" olarak görevlendirildi.

Tehdit etmediği köy ve mezra kalmadı. Bölgede iş yapan işadamlarından 100 bin - 500 bin TL arasında haraç aldı. Kaçırdığı birçok kişinin ailesinden fidye istedi.
Örgüt adına topladığı paraların bir kısmını zimmetine geçirdiği, ailesini ve akrabalarını zengin ettiği öne sürüldü.

Murat Karayılan ve Fehman Hüseyin`in talimatıyla Lice, Hazro ve Silvan`da örgüte gelir temini için binlerce dönüm araziye hint keneviri ektirdi.

İzinsiz ekim yapan her köylüye "vergi" diye 20 bin - 100 bin TL arasında değişen oranlarda ceza kesti. Kaçakçı ve uyuşturucu mafyası ile işbirliği yaptı.

28 Haziran 2013`te uyuşturucu tacirlerine operasyon yapıldığında, Lice/Kayacık Jandarma Karakolu`na saldırı için 500 kişilik sivil grubu kışkırttı. Kaos yaratmak için sivil bir gencin örgüt yandaşlarınca öldürülmesi talimatını verdi.

Dilediği vatandaşın oğlunu-kızını zorla alıp örgütün saflarına katıyor, kiminin de atına, öküzüne, arabasına el koyup örgüt adına "kamulaştırdığını" söylüyor.

Kendisinin ve örgütün maddi kazançlarına zarar vereceği kaygısıyla bölgeye çözümün gelmesini sabote etmeye çalışıyor. Bu yüzden çözüm süreci karşıtı bir tavır sergiliyor.

2011`deki sürece darbe vuran Silvan saldırısının faili.

Bazı köylerde; "Okul kapatılacak, ders verecek öğretmen tutuklanacak, çocuğunu okula gönderen cezalandırılacak, mezralardan öğrenci taşıyanların araçları yakılacak, orman kesilmeyecek, ormana zarar veren keçi beslenmeyecek, akşamları arazi çok aydınlandığı için elektrik lambası sayısı azaltılacak, aksi hareket edenler en ağır şekilde cezalandırılacak!" şeklinde konuşma yapıyor.

Kaynak: Sabah