Haber Merkezi
Hoca Nasreddin merhum çok hikmetli sözler etmiş zamanında.
Kendisini rahmetle anarak bir örnek verelim.
Soğuk bir kış gecesi Nasreddin Hoca merhum, henüz yatağına yatmıştı. Bu sırada, evinin önündeki sokakta sesler yükseldi. Pencereden başını çıkardı Hoca, kavgacılara seslendi ve yatıştırmak istedi; ama kendisini dinleyen olmadı.
Sesler gittikçe yükseldi.
Hava soğuk olduğundan, hoca yeni yaptırdığı atlas yorganı sırtına alıp aşağıya indi. Kavga edenlerin arasına girip ayırayım derken, hocanın yorganını alıp kaçtılar. Tuzağa düştüğünü anlayan merhum, titreyerek yukarı çıktı.
Karısı telaşla sordu:
“Hayır ola Hoca Efendi, ne kavgasıymış o? Sen gittin, sesleri kesildi.”
“Sorma hatun” dedi Hoca; “Yorgan gitti, kavga bitti.”
Siyasi gündemimiz de biraz buna benziyor.
Seçim öncesinde başlayan ittifak tartışmaları bir türlü bitmek bilmiyor.
Akşener, ikide bir “ittifak yok” mesajları veriyor; ama buna kimsenin inandığı yok.
Belediyelerde halihazırda ittifak devam ediyor. Kadrolar ve ihaleler “İttifak kaidelerine” göre paylaştırılıyor.
Önümüzdeki yerel seçimlerde ittifak yapılmazsa bazı belediyeler ve haliyle “kadro ve ihaleler” de elden çıkacak.
O yüzden Akşener’in dışındaki muhalefet genellikle temkinli bir dil kullanıyor.
Ya da kullanıyordu.
Birden bire Kılıçdaroğlu, Akşener’e benzer laflar etti.
CHP Lideri, Millet İttifakı'nın seçimden sonra bittiğini söyledi.
"Bir siyasi partinin aldığı kararı saygıyla karşılayacağız. Seçimden sonra zaten ittifak bitti. Bunu daha önce de söyledik. İttifak seçim dönemlerinde olur.”
Siz bundan ne anladınız.
Yorgan gittiği için kavga bitti mi?
Yoksa Kılıçdaroğlu, Akşener’in daha fazla şey koparmak için kullandığı dili taklit etmeye mi karar verdi?
Yani bir yorgan gitti; ama daha elde başka yorganlar var.
Yani Kılıçdaroğlu aslında Akşener’e şunu da ima ediyor olabilir.
Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olma!