Adana'da temaslarda bulunan Milletvekili Faruk Dinç, merkez Yüreğir İlçesi Kiremithane Mahallesi sakinleri ve kanaat önderleri ile buluştu.
Mahallelinin sorun ve sıkıntılarını dinleyen ve not aldıran Dinç, sorun ve sıkıntıların çözümü için sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
Burada bir konuşma yapan Dinç, toplumsal huzura zarar veren uygulamalara değinerek, bu uygulamaların karşısında mücadele edeceklerini kaydetti.
Allah rızasını isteyenlerin yönetmediği ülkede huzur olmayacağını vurgulayan Dinç, "Bunu söylerken de biz kimseye hakaret etmiyoruz, hiç kimseye zorla bir şey dayatmıyoruz, hiç kimseye zorla böyle olun da demiyoruz ama bu hakikatler vardır diyoruz. 'Biz bunları yaşayacağız ve bizim yaşamamıza da engel olmayın' diyoruz. Bugünden sonra Türkiye'nin göbeğinde, Ankara'da, Meclis'te bu hakikatleri haykıracağız. Biz hakikatleri söylüyoruz, siz nasıl konuşuyorsanız bırakın biz de konuşalım. İnsanlar beğenirlerse bize gelsinler, beğenmezlerse bize gelmesinler." dedi.
"İçki bütün kötülüklerin anasıdır"
İstanbul Valiliği tarafından bazı mahallelerde içkinin yasaklanmasına destek verdiklerini belirten Dinç, toplumsal huzur için atılması gereken daha birçok adımın olduğunu ifade etti.
Dinç, "2-3 gün önce İstanbul Valimiz dedi ki, 'Bazı alanlarda alkol içilmesin.' Desteklemiyor musunuz? Biz de destekliyoruz, çok güzel diyoruz. 'İçki bütün kötülüklerin anasıdır' diyoruz. Bütün kötülüklerin anası orada dururken, siz toplumu nasıl ıslah edersiniz? Kumar toplumu birbirine düşürüyor. Uyuşturucu gençlerimizin canlarını alıyor. Biz diyoruz ki, bunlarla ilgili etkin mücadele edilmelidir. Kadına şiddet diye diye yuvaları darmadağın ediyorlar. Boşanmalar her geçen gün artıyor. Evlerde huzur kalmadı. Bir Müslüman, kadına şiddeti savunur mu? Bize kadınlarla ilgili hiçbir şeyden bahsetmesinler. Bizim tarihimizden, Peygamberimizden önce kadınlar nasıl tartışılıyordu biliyor musunuz? Kadın insan mıdır değil midir tartışmaları vardı. Onların medeniyeti, bugün bize kadınlara şiddet kılıfı adı altında bir şeyler anlatmaya çalışanlar gidip tarihlerine baksınlar. 'Kadın insan mıdır değil midir' diye onların tartıştığı dönemde Alemlerin Efendisi geliyor, bırakın kadının insan olup olmadığı konusunu, onun ayağının altına cenneti seriyor. Daha sonra kızını sırtına alıyor ve Medine sokaklarında dolaşıyor. Biz kendi medeniyetimize sahip çıkarsak, aslında biz kadınlara en üst perdeden zaten değer veriyoruz. İslam kadına şiddeti kabul eder mi?" diye konuştu.
"Türkiye'de kadına en çok şiddet uygulayanlar alkol kullananlardır"
Kadına şiddeti en fazla alkolün tetiklediğine ve kadına şiddet kılıfı altında sapkınlığın savunulduğuna vurgu yapan Dinç, "Türkiye'de kadına şiddet uygulayanların arasında yapılan çalışmalarda yüzde 78 ile alkol kullananlar kadına şiddet uyguluyorlar. Peki, bunlar alkolle alakalı bir şey söylüyorlar mı? Şimdi bu sesimi duysalar; 'İrtica geliyor, laiklik gitti, cumhuriyet gitti. HÜDA PAR'lı Milletvekili 'Alkol yasaklansın'. diyor, diyecekler. Sanki ben kötü bir şey söylüyorum. Allah'ın, 'Şeytan işi birer pislik' diye söylediği şeyi sen çıkıp bana medeniyet diye yutturuyorsun. Bunu kabul edelim mi?" ifadelerini kullandı.
"Onların amacı evlatlarımızı bizden almak, ailelerimizi dağıtmak, bizi değerlerimizden koparmaktır"
Yapılan ifsat çalışmalarının bilinçli yapıldığına ve ailelerin, yuvaların dağıtılmaya çalışıldığına dikkat çeken Dinç, sözlerine şöyle devam etti:
"Onların amacı evlatlarımızı bizden almak, ailelerimizi dağıtmak, bizi değerlerimizden koparmaktır. Özetle onların amacı, bizi İslam'dan koparmaktır. Allahın Lut Kavmi'ni helak ettiği bir şeyi, bugün gelip savunuyorlar. Allah'ın helak ettiği bir kavim var, Kur'an'da sabit olan bir şey var ve şu an bunun doğruluğunu savunmaya çalışıyorlar. Bizim sesimiz ne kadar gür çıkarsa, inşallah bu kötülükleri o kadar önleyeceğiz. Allah'a hamdolsun biz bu konuda çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Memleket memleket dolaşıyoruz. Biz istiyoruz ki bu memlekete bu insanlara fayda sağlayalım. Biz insanlara faydalı olmaya, temiz koku yaymaya çalışıyoruz. İnsanları sapkınlığa götüren değil, biz insanların barışmasını, huzur içerisinde olmasını, boşanmaların engellenmesini ve bitmesini istiyoruz. Tam tersi onlar boşanmaların artmasını istiyorlar. Oysa biz 25 yıl evli kalan kadınlara emekli maaşı verilsin diyoruz. Niye bunu söylüyoruz? İstiyoruz ki, bir kadın evli kalsın, evi huzurlu olsun, boşanmasın. Onlar ne diyor? Onlar, 'Kocan sana en ufak bir şey söylediğinde hemen ara, onu evden uzaklaştır.' diyorlar. Fitneye bakın. Hatta süresiz olarak sana nafaka versin, diyorlar. Kadın da bakıyor ki, 'Boşansam sürekli bana para da veriyorlar, ne gerek var evli kalmaya' diyor. Maalesef bu konuda yuvalarını dağıtıyorlar."
Yıkmanın yapmaktan daha kolay olduğunu kaydeden Dinç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Onlar kolay olanı, yıkmayı tercih ediyorlar. Biz yuvaların yıklımasını istemiyoruz. Biz istiyoruz ki insanlar huzur içerisinde yaşasınlar. Şunu net bir şekilde söyleyeyim: 'Huzur ancak ve ancak aziz İslam ile gelir'. Başka hiçbir şekilde toplum huzur bulamaz. Bizi değerlerimizden, inançlarımızdan koparıp ondan sonra rahat bir şekilde sömürmek istiyorlar. İnşallah biz bu konulara müsaade etmeyeceğiz. Bize düşen bu yolda çalışmak, bu yolda çaba göstermek, bu yolda gayret etmektir. İnşallah bu konuda da elimizden geleni yapacağız." (İLKHA)