Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin'de düzenlenen günlük basın toplantısında yaptığı açıklamada, zirvede ülkesini Başbakan Li Çiang'ın temsil edeceğini duyurdu.

G20'yi küresel ekonomik ve finansal işbirliği için önemli bir forum olarak gördüklerini belirten Mao, zirvede Çin heyetine bu kez Başbakan Li Çiang'ın başkanlık edeceğini, G20'nin uluslararası ekonomik işbirliği ve küresel kalkınma açısından rolünü vurgulayacağını kaydetti.

Xi Jinping, G20 liderler zirvelerinin yıllık düzenli gerçekleştirildiği 2008'den bu yana toplantılara bizzat katılmayan ilk Çin Devlet Başkanı olacak.

Sözcü Mao, bu tercihin sebebine dair sorusuna yanıt vermekten kaçınırken Çin'in zirveden beklentilerine ilişkin, "Umarız G20, dünya ekonomisinde baskıların hissedildiği, kalkınmada yeni zorlukların ortaya çıktığı bir dönemde ekonomik toparlanma ve sürdürülebilir büyüme için mutabakat sağlar, ortak refah ve kalkınma mesajı verir." dedi.

Xi'nin zirveye katılmayacağına dair haberler, daha önce Batı ve Hint basınında yer almıştı. Zirvenin organizasyonunda yer alan diplomatik kaynaklara dayandırılan haberlerde, Çin heyetinin hazırlık toplantılarında Ukrayna Savaşı'ndan ekonomik yükün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında paylaşımına, iklim değişikliğinden sağlığa kadar çok sayıda konuda bir zirve uzlaşmasına karşı itirazlarını dile getirdiği öne sürülmüştü.

ÇİN ZİRVEYİ BALTALAMAK MI İSTİYOR?

Bazı Hint gözlemciler, Çin'in aralarındaki sınır ihtilafının yol açtığı anlaşmazlıklardan dolayı "Hindistan'ın ev sahipliğindeki zirveyi baltalamaya çalıştığı" görüşünü dile getirmişti.

Himalayalar'da bulunan ihtilaflı sınır bölgelerindeki gerginliklerin çözümüne yönelik görüşmeler sürse de Pekin ile Yeni Delhi arasında bu konudaki güvensizlik devam ediyor.

Çin Devlet Başkanı Şi, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile Zirve kapsamında yaptığı gayriresmi görüşmede, görüşmelerin devamı ve bölgedeki gerilimin düşürülmesi konusunda mutabakata varmıştı.

Görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada, iki liderin, "(sınır ihtilafına ilişkin) diyalog ivmesinin sürdürülmesi, askeri ve diplomatik kanallardan müzakerelere devam edilmesinde uzlaştığı" belirtilmişti.

Modi, görüşmede iki ülke arasındaki sınır bölgelerini ayıran Fiili Kontrol Hattı'na uyulmasının Çin-Hindistan ilişkilerinin normalleşmesi için "şart" olduğunu vurgularken Şi, tarafların, "ikili ilişkilerdeki genel çıkarları akılda tutarak sınır sorununu uygun şekilde ele alması gerektiğini" vurgulamıştı.

Gözlemciler, verilen mesajlardan, görüşmenin ilan edildiği gibi "mutabakattan" çok, bir "restleşmeye" işaret ettiği değerlendirmesinde bulunmuştu.

BRICS, G20'YE KARŞI MI?

Öte yandan, 22-24 Ağustos'ta Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde düzenlenen BRICS Zirvesi'nde Çin'in savunduğu genişleme politikasıyla, Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır ve Etiyopya'nın olduğu 6 yeni üye topluluğa davet edilmişti.

Çin'in G20'ye devlet başkanı düzeyinde katılmamasının, BRICS'in genişleme kararının hemen ardından gelmesi, Pekin'in yeni dünya düzenine ilişkin tavır değişikliğinin sinyalini veriyor olabilir.

Yükselen ekonomilerle gelişmiş ekonomileri bir araya getiren G20, gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetimde sesini duyurduğu önemli bir forum işlevi görüyor.

BRICS üyesi Brezilya Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika dışında, Türkiye, Endonezya, Arjantin, Meksika ve Suudi Arabistan gibi yükselen ekonomiler grubun üyesi.

Genişlemenin ardından Pekin yönetiminin BRICS'i, Batı öncülüğündeki G7 ve hatta G20'ye karşı alternatif olarak konumlandırmak istediği yorumları yapılmıştı.

ABD'YLE SÜREGELEN GERİLİMLER

ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Kasım 2022'de Endonezya'nın Bali Adası'nda düzenlenen zirvede yaptıkları görüşmede, iki ülke arasında artan ekonomik ve jeopolitik rekabeti "sorumlu şekilde yönetme" konusunda mutabakata varmıştı.

Önceki ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ağustos 2022'de Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'ı ziyaret etmesinin ardından kopma noktasına gelen ilişkilerde iletişim kanallarının yeniden kurulması konusunda görüş birliği sağlanmıştı.

Fakat aradan geçen zamanda, şubatta Çin'e ait yüksek irtifa balonunun ABD hava sahasına girmesinin yarattığı kriz ve ABD'nin teknoloji alanında Çin'e getirdiği yeni kısıtlamalarla siyasi gerilim artarak devam etmişti.

Şi'nin G20'ye katılmayarak çok taraflı bir platformda ABD lideri ile üst düzey temastan kaçınması, iki ülke arasında soğuk savaş bulutlarının henüz dağılmadığını da gösteriyor.