Nizamettin Aşkın
Açıklamada, "Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde e-reçete sistemine 5 yeni dil eklendiğini açıklamıştır. Bu diller içerisinde Kürtçe'nin yine yer bulamamış olması haklı eleştirilere yol açmıştır. Bu eleştiriler sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından verilen cevapta, 'kendi vatandaşlarımız için yabancı dilde reçete yazılması söz konusu değildir' denilerek bu dillerin eklenmesinin sebebinin turistler ve yabancı uyruklu hastalar olduğu ifade edilmiştir. Yabancı uyruklu hastalar ve turistler için gerekli ve olumlu bulduğumuz bu çalışmanın Türkçe dışında diller kullanan vatandaşlardan sakınılması doğru değildir. Bunun ifade ediliş biçimi ise şık olmadığı gibi mantık hataları da taşımaktadır." denildi.
DEVLET KURUMLARINDA AYRIMCILIK SON BULSUN
Yabancılara gösterilen imtiyazın bu ülkenin asli unsurlarından olan milyonlarca Kürt'e gösterilmediği belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Yabancılara gösterilen bu toleransın ülkenin asli unsurlarından olan milyonlarca Kürt’e gösterilmemesi, on yıllardır süregelen pek çok ayrımcılık örneği ile birlikte değerlendirildiğinde, Kürtlere ve Kürt diline karşı sergilenen kabul edilemez tutumların yeni bir numunesi olarak not edilmesine yol açmaktadır. Kaldı ki Kürtlerin nüfusu Türkiye sınırlarından ibaret değildir. Her yıl İran ve Irak Kürdistanı ile Suriye coğrafyasından çok sayıda Kürt, Türkiye'ye turizm ve ticaret amacıyla gidip gelmektedir. Yine bu şekilde çok sayıda sığınmacı Türkiye'de bulunmaktadır. MAZLUMDER olarak, Devlet Kurumlarını bir an önce bu ayrımcı tavırlardan vazgeçmeye ve konu özelinde milyonlarca insanın ana dili olan Kürtçeyi de bu listeye ekleyerek olumlu bir adım atmaya davet ederiz." (İLKHA)
HÜDA-PAR Milletvekili Ramanlı:
HİZMETLERİN KÜRTÇE OLARAK DA SUNULMASINI İSTİYORUZ
Sağlık Bakanlığı’nın e-reçete uygulamasında yabancı dillere yer verip Kürtçe’ye yer vermemesini eleştiren HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı, “Biz Kürtçenin de Türkçe gibi resmi dil olmasını istiyoruz ve hizmetlerin Kürtçe olarak da sunulmasını istiyoruz.” dedi.
Haber Merkezi
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. Partisinin inanç, kimlik ve hizmet düsturuyla yıllardan beri siyaset yaptığını vurgulayan Ramanlı, sağlık Bakanlığı’nın e-reçete uygulamasında yabancı dillere yer verip Kürtçe’ye yer vermemesini eleştirdi. Milyonlarca vatandaşın konuştuğu Kürtçe’nin resmi dil olmaması sebebiyle kamu hizmetlerinde yer bulamadığını, yabancı dillere tanınan hakların bile Kürtçe’den esirgenmesinin yanlış olduğunu söyledi.
“KÜRTÇENİN BİR STATÜSÜNÜN OLMASI GEREKİYOR”
Kürtçenin bir statüsü olmadığını belirten Ramanlı, devamında şu ifadeleri kullandı: “Biz Türkiye için sivil, adil ve yeni bir Anayasa yapılması taraftarıyız. Bunun için de siyasi bir iradenin olması gerekiyor. Tüm partilere de bu anlamda çağrıda bulunuyoruz. Biz en başta Kürtçe resmi dil olmalıdır, diyoruz. Kürtçenin bir statüsünün olması gerekiyor. Neden? Çünkü bu dil, Türkiye’nin yerli dillerinden biridir. Yabancı dil değildir. Benim gibi milyonlarca insan konuşuyor. Ana dilimizdir. Madem Kürt, Zaza, Türk, Laz olarak eşitsek herkesin hakkı korunmalı. Bu, aramızdaki çelişkinin aradan çıkması gerekiyor. Kürtçe konuşulması ve hizmetlerin Kürtçe olarak da verilmesi çelişkiyi ortadan kaldıracaktır. Biz Kürtçenin de Türkçe gibi resmi dil olmasını istiyoruz ve hizmetlerin Kürtçe olarak da sunulmasını istiyoruz.”
YAPICIOĞLU: ANAYASAL ENGELLER KALDIRILMALIDIR
Öte yandan HÜDA-PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu da Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki Öğretmenevi'nde düzenlenen basın toplantısında Kürtçe konusuna değindi. Ana dilinde eğitimin önünde engeller bulunduğunu aktaran Yapıcıoğlu şu ifadeleri kullandı: "Anayasaya göre Türkçeden başka hiçbir dil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına anadilleri olarak öğretilemez. Hem Anayasaya göre hem de eğitim kanunlarına göre eğitimin dili Türkçedir. Bu yasal engeller var olduğu müddetçe herhangi bir dilin ana dili olarak vatandaşlara öğretilmesinin önü açık değildir ve başka bir dilde eğitim yapmak da mümkün değildir. Biz diyoruz ki bir memlekette farklı dilleri konuşan insanlar vatandaş olarak birlikte yaşıyorsa her bir vatandaşın ana dilinin onun tarafından öğrenilmesinin önünde yasal ya da anayasal engeller varsa bu engeller kaldırılmalıdır. Ana dilinde eğitim de buna dahildir.”