Türkiye-AB ilişkilerinin köklü, çok boyutlu olduğunu ve sadece Türkiye ve AB için değil, aynı zamanda bölge için de hayati önem taşıdığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bu durumun en somut yansımasını Rusya-Ukrayna savaşında bir kez daha gördük. Türkiye olarak AB ile ilişkilerimize yönelik siyasi engellerin bir an önce sonlandırılmasını, ilişkilere yeniden ivme kazandırmayı ve yapısal diyalog mekanizmalarını sürekli açık tutmayı çok önemli görüyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi Diyaloğu’nun hızlandırılması, bu süreçteki önemli gündem maddelerimizi oluşturuyor. AB ile Türkiye arasındaki yakın mali işbirliğinin artırılması ve genişletilmesini de yine AB'ye katılım sürecinin temel bir unsuru olarak görüyoruz. AB ile karşılıklı işbirliğimiz, yeşil dönüşüm, dijitalleşme, sürdürülebilir şehir içi ulaşım ve temiz enerji gibi alanlarda yeni fırsatlara olanak tanıyacaktır.
Ayrıca yıkıcı depremlerin ardından AB’nin gösterdiği dayanışma için teşekkür ediyor, 20 Mart'taki Uluslararası Donörler Konferansı'nda AB tarafından taahhüt edilen yardımların hızla gerçekleşmesini görmek istiyoruz."