HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Kızıltepe İlçe Kongresi'ne katılarak bir konuşma yaptı.
Ümran Bağış'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kongrenin selamlama konuşmasını yapan HÜDA PAR Mardin İl Başkanı İsmail Çevik, katılımlarından dolayı herkese teşekkür etti.
Burada gündeme ilişkin önemli mesajlar veren Yapıcıoğlu, 1 Ekim'de Meclis'in açılmasıyla birlikte öncelikli işlerinden birinin yeni bir anayasa çalışması olacağını söyledi.
Yeni bir anayasa, aile kurumu, emekli maaşı, artan kiralar, eğitim sistemi başta olmak üzere gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, kiralarla ilgili artışların çok acımasızca yapıldığının altını çizdi.
"40 yılı aşkındır memleket cunta anayasasıyla yönetiliyor"
40 yılı aşkındır memleketin cunta anayasasıyla yönetildiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, "10 yıldan uzun bir süredir hep bir şey söyledik. Dedik gelin 40 yılı aşkın bir süredir memleket cunta anayasası ile yönetiliyor. Bu ayıptan kurtulalım. Hemen her fırsatta söyledik bunu ve halen de söylemeye devam ediyoruz. Elhamdülillah bunu biz tekrar ede ede siyasetin gündemine getirdik. Bugün hemen hemen her siyasi parti aşağı yukarı aynı kelimelerle, aynı cümleyi kuruyor. En son geçen bakanlarımızdan bir tanesi dedi ki, 'Bu bir cunta anayasasıdır. Tek başına bu bile yeni bir anayasa yapmak için yeterli bir sebeptir.' Biz de diyorduk ki, 1980 yılında bir askeri darbe oldu. Bu askeri cunta bir anayasa sipariş etti. 1982 yılında dipçik zoruyla bu anayasayı bu millete kabul ettirdi." dedi.
"Türkiye'nin, siviller tarafından yapılmış, adaleti ve milleti merkeze alan bir anayasaya ihtiyacı var"
"Evet, 20 kez değişiklik yapıldı. Bu anayasanın maddelerinin üçte ikisinden fazlası değiştirildi. Ama bu anayasa halen 1982 cunta anayasasıdır." diyen Yapıcıoğlu, "Bu ayıp siyaset kurumuna yeter. Gelin ey siyasi partiler, gelin ey bu işle ilgilenen sivil toplum kuruluşları, gelin ey buna kafa yoran akademi çevreleri ve bu konuda söz söyleme yetkisine, söz söyleme kudretine sahip olan herkes, bu konuda dert sahibi olan herkes, gelin bir araya toplanalım. Nasıl bir anayasa yapabileceğimizi, toplumsal barışı tesis edecek, 85 milyon vatandaşımızın tamamını kapsayacak, herkesin kendisini içinde bulacağı, bu milletin değerlerini temel ve esas kabul eden bir anayasayı birlikte yapalım dedik. Bu çağrımız halen devam ediyor ve inşallah bu yeni herhalde, Meclis'te 4 sandalyemiz de olsa temsil edilen bir siyasi parti olarak biz bu işi kovalamaya devam edeceğiz ve inşallah önümüzdeki ekim ayının birinde Meclis açıldığında ilk işlerden birinin yeni bir anayasa yapımı olması için gayretlerimizi artıracağız. Türkiye'nin gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Türkiye'nin siviller tarafından yapılmış, adaleti ve milleti merkeze alan ve buna göre düzenlenen, buna göre kaleme alınan medeni ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı var. Sorunlarımız çoktur. Bu sorunlarımızın önemli bir kısmının temelinde yatan ana sebep bu cunta anayasasıdır ve mutlaka bu anayasa değiştirilmelidir." ifadelerini kullandı.
"Özellikle kiralarla ilgili artışların çok acımasızca olduğu kanaatindeyim"
Kira artışına da dikkat çeken Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
"Özellikle kiralarla ilgili artışların çok acımasızca olduğu kanaatindeyim. Öyle ki, büyükşehirlerde insanlar maaşının tamamını kiraya verse, yetmiyor. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Bu insanların canını yakıyor. Tercihlerini yapıp üniversiteye yerleşen gençler var. Ama bunların kaç tanesi gidip kayıt yaptırabilecek. Kayıt yaptıranların kaç tanesi barınabilecek bir yer bulacak. Biliyorsunuz yurt sorunu halen devam ediyor. Yatak kapasitesi çok ciddi bir şekilde arttı ama bütün öğrencilerimize yetmiyor. Zaten öğrenciler ev bulmakta zorlanıyordu. Şimdi bulabildikleri evlerin kiralarını ödemekte çok ciddi bir zorluk çekecekler."
"Emeklinin yılbaşına kadar bekleyecek takati kalmamıştır"
Yılbaşını beklemeden emekliye zam yapılması gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, emeklinin yılbaşını bekleyecek takatinin kalmadığını ifade etti.
Yapıcıoğlu, "Haklı olarak işçiler, memurlar zam istiyor. Çiftçi, ürünün fiyatına daha iyi bir taban fiyat istiyor. Hatta bunlar örgütlü oldukları için, hükümetle pazarlık edebilmek için elleri biraz daha güçlü. Ama emekliye daha öncesinde zam yapılmıştı. Şimdi yapacağımız yüzde 25'lik zam, size kök ücretler üzerinde yapılacağı için, sizin maaşlarınız 7 bin 500'de kalsın denildi. O zaman da söyledik. Şimdi bir kez daha buradan tekrar söylüyoruz. Emeklilere 'siz yılbaşını bekleyin, yılbaşında sizi rahatlatacağız.' demeniz yetmez. Emeklinin yılbaşına kadar bekleyecek takati kalmamıştır. Mutlaka yılbaşı beklenmeden bir ara zam yapılmalı. Diyoruz ki, maaşı ne kadar olursa olsun, her emekliye şu an aldığı maaşa en az 5.000 lira zam ilave edilsin." diye konuştu.
"Eğitim müfredatı sil baştan gözden geçirilmeli"
"Mutlaka müfredatımızı sil baştan gözden geçirecek bir eğitim devrimine ihtiyacımız var." diyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Eğitimle ilgili sorunlarımız var. Çok güzel okullar yaptık. Binalar çok güzel ama yetmiyor. Bizim müfredatla ilgili çok ciddi sorunlarımız var. O güzel binaların içerisinde çocuklarımıza ne öğretiliyor, milli eğitimin müfredatında ne var, niçin biz bu okullarımızdan istediğimiz verimi alamıyoruz? 12 yıllık zorunlu eğitim dedik. Bu eğitim sistemi çocuklarımızı 6 yaşında, hatta şimdi okul öncesi eğitimle birlikte daha küçük yaşlardan bizden alıp, 19 yaşına kadar eğitmeden, sadece bazı bilgiler vererek, 19 yaşında da bize diyor ki, 'Biz sizin çocuğunuzu eğitemedik, alın buyurun siz eğitin.' diyor. Aslında 19 yaşına gelmiş çocuğun eğitim çağı geçmiştir. Artık ailesi de onu eğitemiyor. Özetle bizim mutlaka müfredatımızı sil baştan gözden geçirecek bir eğitim devrimine ihtiyacımız var. Biz önce insan yetiştirmeliyiz. Eğer yetiştirdiğimiz doktor, mühendis, hukukçu, öğretmen, yetiştirdiğimiz herhangi bir meslek sahibi, bizi biz yapan değerleri öncelemiyorsa, sadece daha iyi bir kazanç elde etmenin peşindeyse, eğitim sisteminde ciddi bir sorun var. Eğer biz çok zeki çocuklarımızı insani değerlerle, manevi değerlerle teçhiz etmezsek, o çok zeki olanlar, kimsenin fark edemeyeceği dolandırıcılık yöntemleriyle milletin cebini boşaltabilirler ya da o çok iyi eğitim almış çocuklar, kendi anne babalarının katili durumuna gelebilirler. Okul ve sınıf içerisinde kendi akranlarına akla hayale gelmeyecek bazı davranışlar ortaya koyabilirler. Özellikle karma eğitimin devam ettiği okullarda gençler birbirini taciz edebilirler. Gençler birbirine insanın, insana yapamayacağı muameleleri yapabilirler. Bunun sorumlusu o gençler değildir. O gençleri eğitemeyen, onları o hale düşürmeye adeta teşvik eden, zorlayan eğitim sistemidir. Mutlaka bu konuda çok ciddi önlemler almak zorundayız."
Konuşmaların ardından tek listeyle girilen kongrede Abdullah Kavan yeniden seçilerek güven tazeledi.(İLKHA)