Kul ne kadar hata ederse etsin, Allah'ın tövbe kapıları açıktır. Yapılan hatadan sonra pişmanlık duymak erdemli ve akıllı Müslümanların özelliklerindendir.
Her Müslüman günün belirli vakitlerinde, ihtiyacına binaen Rabbine ellerini açıp, af ve mağfiret diler. Sıkıntısının giderilmesi, talep ve beklentilerinin yerine gelmesi, bela ve musibetlerin kendinden ev aile efradından uzaklaşması için Rabbine niyazda bulunur.
Tövbe ederek af dilemek için yapılan dua ve niyazlara istiğfar denir. Her duanın bir fazileti vardır. Seyyidül İstiğfar Duası da bir tövbe ve istiğfar duasıdır.
Peygamber Efendimiz bir hadisinde, "İstiğfârın en üstünü kulun şöyle demesidir" buyurarak şu duayı okumuştur:
"Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Senin kulunum. Ezelde sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım. Bana lutfettiğin nimetleri yüce huzurunda minnetle anar, günahımı itiraf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları senden başka affedecek yoktur."
Faziletleri
Peygamber Efendimiz bu duanın faziletine binaen bir hadisinde, şöyle buyurmuşlardır: "Her kim, bu Seyyidül İstiğfarı sevabına ve faziletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevabına ve faziletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur."
Bu hadislerde belirttiği üzere Seyyidül İstiğfar duasının fazileti çoktur. Ama şu anlama gelmemelidir. Müslüman rahatlıkla günah işleyecek, hata yapacak, kötülüklerde bulunacak. Nasıl olsa bu duayı okuyarak bu hatalardan beri olurum düşüncesine kapılmamalıdır. Tövbe istiğfardan sonra bir daha aynı hatayı tekrarlamaması gerekiyor.