ISESCO tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Fas'ın başkenti Rabat'ta çok sayıda akademisyen ve İslam üniversitesi rektörünün katılımıyla uluslararası konferans düzenlendi. ISESCO Genel Müdürü Salim bin Muhammed el-Malik, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılara karşı "Anlamak için okuyun" girişimi başlattıklarını duyurdu. Girişimin, Kur'an-ı Kerim'in yakılması eylemleriyle mücadele için "olumlu" bir tepki olarak başlatıldığına işaret eden Malik, İslam'ın doğru bir şekilde anlatılması için ortak çalışmalarda bulunulması gerektiğini vurguladı. Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed bin Abdulkerim el-İsa ise konferansta, "Özgürlükler kontrolsüz olamaz. İslam şeriatı hak ve özgürlükleri garanti altına almıştır. Cehalet, maddiyat, nefret ve ideolojiler, insanları faydasız işlere itmektedir." ifadesini kullandı.

"BATI, BÜTÜN GÜCÜYLE CAN HAVLİYLE SALDIRIYOR"

İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Batı’nın İslamlaşan toplumları nedeniyle hışımla İslam’a saldırdığını kaydeden Yaşasın, “Efendimiz der ki; ‘Allah-u Teala dilerse bu dini fasıkların, facirlerin, günahkarların eliyle de destekler, yardımcı olur’ diye hakikaten bu günlerde yaşadığımız hususlar bu anlamda bunu hatırlatıyor. Zira günahkâr, fasık, en küçük bir kutsalı olmayan çok basit geçici çıkarlara hiçbir insanın normalde tevessül bile etmeyeceği şeyleri kabul etmeyecek derecede düşük insanların elleriyle Allah-u Teala bizi dinimiz hakkında özellikle kitabımız hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmaya, bilgileri pratiğe dökmeye zemin hazırlayacak bir imkân sunuyor diye görüyoruz. Bu anlamda evet Batı bütün gücüyle dinden koparamadığı nesilleri gördükten sonra şimdi hışımla, can havliyle sağa sola saldırıyor. Bütün tuşlara basıyor aslında. Çaresiz olduğunun da bilinmesinden ileri gelen, bir psikoz halini, bir histeri halini yaşıyor. Kuşkusuz bu saldırıların Batı’ya bakan boyutu ile alakalı ancak bu şekilde izah edebiliyoruz. Zira her gün onlarca yüzlerce insanın Müslüman olduğunu kendileri bizzat görüyor.” şeklinde konuştu.

"KUR’AN’IN YAKILMASINDAN ÖTÜRÜ DAHA FAZLA KAYGILANMALI AYAĞA KALKMALIYIZ"

Kur’an’a yönelik saldırılar karşısında Müslümanların daha fazla sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Yaşasın, şöyle devam etti: “İşin hikmet yönü ve bize bakan boyutuyla ilgili de bizim Kur’an’a daha fazla sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatıyor. Kur’an evet sadece okunmak için değil; -tabi ki okunmalı- yaşanmak için Allah-u Teâlâ’nın hükümlerinin tatbiki anlamında indirilmiştir Peygamber aleyhisselatu vesselama. Bir anda indirilmeyip 23 seneye yayılması da bu gibi hikmetlere binaendir. Bu münasebetle Kur’an’ı daha fazla okumalı, daha fazla bilmeli, daha fazla yaşama-yaşatma hükümlerini uygulamakla mükellefiz. Kalbimizi vicdanımızı sızlata sızlata belki bu günlerde görüyoruz. Diğer taraftan Kur’an’ın yakılmasından ötürü tabi ki çok daha fazla aslında kaygılanmalı, ayağa kalkmalıyız. Bu zaten kabul edilmesi gereken bir durum. Ancak diğer taraftan Kur’an’ın yaşanmaması, hükümlerinin ayaklar altına alınması, faizin, zulmün, haksızlığın, zinanın her türlü adaletsizliğin, her türlü başka kavimlerin helak edilme sebebi olan fücuratın açıktan yaşanmasına rağmen, Kur’an hükümlerinin cihette ayaklar altına alınmasından ötürü doğrusu gayrete gelmemiş olmamız hatta bunu hiç hissetmeyişimizi de bize hatırlatması anlamında tabi ki çok büyük bir önem arz ediyor.”

"TOPLUMLARIN FELAHI KUR’AN’LA OLACAKTIR"

Kur’an’a sarılıp yaşamayla Müslümanların tüm sorunlarına çözüm bulacaklarını belirten Yaşasın, “Bu vesilelerle çok daha fazla Kur’an okumalı, daha fazla anlamalı ve yönelmeli, daha fazla nesillerimizi Kur’an’la tanıştırmalı, öğretmeli, yaygınlaştırmalı. Sohbetlerimiz, konularımız, görüşmelerimiz hep Kur’an eksenli olmalı. Bu çok büyük bir fırsattır. Nasıl ki bu günlerde Müslümanlar yanyana geldiğinde Kur’an yakılmasında ötürü duyulan üzüntüleri ifade ederek bu şekilde de olsa Kur’an’ı konuşma fırsatı bulmuş, bu fırsatla bunu daha fazla ileriye götürme, pratiğe dönüştürecek şekle sokma ve sürekli hale getirme fırsatına dönüştürmeliyiz. Zira toplumların felahı illaki Kur’an’la olacaktır. Kur’an rahmet ve şifa olarak gönderilmiştir. Emin olun Kur’an’a sahip çıkmak, daha fazla okumak, öğrenmek-öğretmek, yaşamak-yaşatmak onu kalbine almak, ezberleyeme çalışmak, Kur’an’dan kıssalarla çocuklarını büyütmeye çalışmak, hatta şifayı Kur’an’dan öğrendiği şeylerle bulmaya çalışmak Peygamber (a.s.)’ın gösterdiği ölçüde. Bugün bu hususlar bizim esasen yaşadığımız bütün sorunlarla alakalı çözümlerin olduğunu göreceğiz. Bir maddi sıkıntı yaşıyorsak bunun çaresini Kur’an’da bulduğumuzu göreceğiz. Çocuklarımızı yetiştiremediğimizi görüyorsak, uyuşturucu müptelası olmaları, her türlü ahlaki ifsadın pençesinde maalesef debelendiği görüyor ve bir şey yapamıyorsak bunun çözümünü kuşkusuz Kur’an’da görmüş olacağız.”

"KUR’AN BÜTÜN SIKINTILARIMIZDAN KURTULMAMIZA VESİLE OLACAKTIR"

Yaşasın, son olarak şunları kaydetti: En yakınlarımızdan, akraba, eş dost hatta ailemizden, eşlerimiz çocuklarımızdan yana şikayetlerimiz var, ilişkilerimizde sıkıntılar oluyorsa bunların çözümlerini Kur’an’da görebileceğiz. Bu anlamda bunu fırsata dönüştürelim. Gelin hep beraber Kur’an’ı çok hızlı bir şekilde okumaya, öğrenmeye-öğretmeye, yaşamaya-yaşatmaya çalışalım. Bunlar bizim için fırsatlar olsun. Herkes en yakın tanıdığından başlayarak, sadece bir kişiden bile başlayarak olsa düzenli bir şekilde ders vermeye çalışsın. Kur’an’ı anlamıyla okutmaya çalışsın. Anlamı sonrasında imkanlar ölçüsünde Kur’an’ın tefsirini, manalarını çıkan hükümleri anlamaya çalışsın ve bunları hayatına dökmeye çalışsın. İnşallah Kur’an bizim için bir dönüm noktası olacaktır. Bu Kur’an nasıl ki indirildiği Kadir Gecesinde bütün bir alem için rahmete dönüşmüşse, bu ahir zamanda da Allah’ın izniyle bu vesileyle Kur’an’a yönelmemiz durumunda bizim bütün bu sıkıntılarımızdan kurtulmamıza ve miracımız olmaya vesile olacaktır.”

İSVEÇ VE DANİMARKA'DA KUR'AN-I KERİM'E YÖNELİK SALDIRILAR

İsveç ve Danimarka'da son dönemde Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar yoğunlaşırken bu provokasyonlara izin verilmesi tepkiyle karşılanıyor. Danimarkalı İslam düşmanı ve Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, 2022'de Paskalya tatili boyunca İsveç'in Malmö, Norköpin ve Jönköping kentleri ile başkent Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarını sürdürmüştü. Paludan, 21 Ocak'ta Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği ve 27 Ocak'ta Türkiye'nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Stockholm'de yine Salwan Momika, Kurban Bayramı'nın birinci gününe denk gelen 28 Haziran'da, Stockholm Camii önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i ateşe vermişti.

Momika, 20 Temmuz'da da Irak'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde, 31 Temmuz ve 14 Temmuz'da İsveç parlamentosu önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i ve Irak bayrağını ayaklar altına almıştı. İran asıllı Bahrami Marjan ise Stockholm'ün Angbybadet sahilinde 3 Ağustos'ta polis korumasında Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Momika adlı kişi İran'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde yine polis korumasında Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırı düzenlemişti.