İslam Ümmeti içinde en fakir kesimlerden birini oluşturan Arakanlı Müslümanlar yaklaşık yarım asırdır, zalim Myanmar yönetiminin baskıcı politikaları altında inlemekteydiler.

25 Ağustos 2017’de Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler tarafından düzenlenen kitlesel şiddet eylemleriyle yüzlerce köy yok edildi, binlerce Müslüman hunharca katledildi.

Söz konusu şiddet eylemleri, Birlemiş Milletler (BM) ve çeşitli uluslararası insan hakları örgütleri tarafından "etnik temizlik" şeklinde adlandırılırken, 900 binden fazla Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldı.

Burma İnsan Hakları Ağı (BHRN) Direktörü Kyaw Win, Arakanlı Müslümanların Myanmar'dan kaçışının 6’ncı yılında basının sorularını yanıtladı.

Win, Arakanlı Müslümanların mülteci kamplarında yaşadığı sorunlar ve dünyadan gördükleri desteğe yönelik değerlendirmelerde bulundu.

"ARAKANLI MÜSLÜMANLAR DÜNYA TARAFINDAN YETİM MUAMELESİ GÖRÜYOR"

Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinden bu yana Myanmar ordusunun Müslümanları sınır dışı etme, haklarından mahrum bırakma ve izole etme çabalarının daha da arttığını söyleyen Win, Arakanlıların Myanmar’daki altı Müslüman etnik gruptan biri olduğunun ve hepsinin aynı kaderi paylaştığının altını çizdi.

Win, Arakanlı Müslümanların mülteci kamplarında sıkışmış durumda olduğunu vurgulayarak, “Arakanlı Müslümanlara karşı yürütülen kampanya artık tüm Müslümanlara karşı yürütülen bir kampanya haline geldi." dedi.

Myanmar'daki Müslümanların vatandaşlıklarının iptal edildiğini dile getiren Win, " (Arakanlı Müslümanların) Serbestçe seyahat etmeleri yasaklanıyor ve kendilerine karşı şiddeti kışkırtmak için tasarlanmış çevrim içi nefret söylemlerinin kurbanı oluyorlar.” ifadesini kullandı.

Win, Myanmar ordusunun “soykırımdan” önce kullandığı tüm taktiklerinin hala devam ettiğini belirterek, "Dünyanın bunu kabul etmesi ve başka bir soykırımın nasıl önlenebileceğine dair bir plan geliştirmesi çok önemli." diye konuştu.

Arakanlı Müslümanların Bangladeş'te mülteci olarak yaşamlarına devam ettiğini söyleyen Win, Arakanlı mültecilerin durumunu "İnsanlar kendilerini istenmeyen ve yoksul hissediyorlar. Evlerine dönmek istiyorlar ama döndükleri takdirde ordunun kendilerine karşı yine zulüm uygulayacağını biliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Win, "Arakanlı Müslümanlar sadece herkesle eşit haklara sahip olarak evlerine güvenli bir şekilde dönmek isterken, dünya tarafından yetim muamelesi görüyor." dedi.

"KAMPLARDA GIDA, TIBBİ BAKIM, HİJYEN VE EĞİTİME ERİŞİMİN HEPSİ KESİLDİ"

Win, kamplarda militan gruplar ve suç çeteleri arasında ciddi şiddet olaylarının yaşandığının ve bundan masum sivillerin etkilendiğinin altını çizerek, "Yetkililer çoğu zaman bu sorunları kontrolden çıkana kadar görmezden geliyor ve masum sivilleri keyfi olarak taciz ederek, istismar ederek ve gözaltına alarak karşılık veriyorlar." ifadesini kullandı.

Yardım fonları azaldıkça mültecilere yapılan genel yardımların da zaman içinde kötüleştiğini anlatan Win, "Kamplarda gıda, tıbbi bakım, hijyen ve eğitime erişimin hepsi kesildi. Kampların hijyeni yetersiz olduğu için, geçen ay kamplarda görülen grip salgını gibi salgınlar ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Win, daha önemli tıbbi ihtiyaçları olanların da ilaç ve tedaviye ulaşmakta zorluk çektiğini kaydetti.

BHRN Direktörü Win, kamplarda eğitime yönelik sıkıntı bulunduğunu belirterek, Arakanlı Müslümanların kendi imkanlarıyla açtıkları derme çatma okulların da yetkililerce kapatıldığını dile getirdi.

Kamplarda yaşayan çocukların büyümek ve öğrenmek için değerli zamanlarını kaybettiğinin altını çizen Win, "Bu çocuklar büyüyünce, yerel suç unsurları tarafından ele geçirilmeye açık hale geliyorlar." dedi.

Win, kampların birçoğunun her yağmur mevsiminde sular altında kaldığını, birçok barınağın yıkıldığını ve kirli suyun yaşam alanlarına yayıldığını kaydetti.

Mültecilerin yaşadığı bölgelerin sel ve toprak kaymalarına karşı daha dirençli olması için önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Win, felaketler meydana geldiğinde sahadaki kuruluşların kampları hızla yenilemek ve etkilenenlerin sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için hızla bölgeye intikal etmesi gerektiğine dikkati çekti.

"Müslüman nüfusun geri kalanının da yakında aynı kaderle karşı karşıya kalacağına dair haklı korkularımız var"

Win, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve üye ülkelerin kamplardaki Arakanlılara yardım ettiğini ancak İİT üyesi ülkelerin çoğunun Myanmar'daki tek Müslümanların Arakanlılar olduğunu düşünmesi nedeniyle Myanmar genelinde zulme maruz kalan diğer Müslüman grupların gözden kaçırılabildiğini ifade etti.

BHRN Direktörü Win, "Arakanlı Müslümanların çok acı çektiğini anlıyoruz ancak Müslüman nüfusun geri kalanının da yakında aynı kaderle karşı karşıya kalacağına dair haklı korkularımız var." şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler'in (BM), BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gibi farklı kuruluşları aracılığıyla mültecilere doğrudan yardım sunduğunu ve temel ihtiyaçların en büyük sağlayıcısı konumunda olduğunu vurgulayan Win, "Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) veya Uluslararası Adalet Divanı'nın (ICJ) biraz olsun adaleti sağlamasını umuyoruz, tabii bu uzun sürecin çok daha erken başlamış olmasını dilerdik." dedi.

Bangladeş'teki Arakanlı mültecilerin durumunu "korkunç" olarak tanımlayan Win, "Birçok yerel halk ve yetkili tarafından düşmanca ve aşağılayıcı muamele görüyorlar. Yiyecek istihkakları bu yıl iki kez önemli ölçüde kesildi ve geçimlerini sağlamak için çalışmalarına ya da seyahat etmelerine izin verilmiyor." ifadelerini kullandı.

"CUNTA İKTİDARI ELİNDE TUTARKEN, ARAKANLI MÜSLÜMANLARIN GERİ DÖNMESİ KESİNLİKLE GÜVENLİ DEĞİL"

Myanmar'ın meşru hükümetinin sürgünde ya da hapiste olduğunu belirten Win, "Cunta ülkeyi gayrimeşru bir şekilde kontrol ediyor ve Arakanlı Müslümanların geri dönmelerine izin vermek gibi bir niyeti yok." diye konuştu.

AA’dan alınan habere göre, Win, az sayıda Arakanlı Müslümanın yeni model köylere dönmesinin teklif edildiğini ancak kişilerin haklarının, vatandaşlıklarının ya da güvenliklerinin sağlanması için hiçbir çaba sarf edilmediğini kaydetti.

Tüm bu olayların ülke genelinde ordu ile demokrasi yanlısı silahlı gruplar arasında ciddi bir çatışma sürerken meydana geldiğinin altını çizen Win, "Cunta iktidarı elinde tutarken Arakanlı Müslümanların geri dönmesi kesinlikle güvenli değil." değerlendirmesinde bulundu.