İşte Umur Talu`nun dünkü (27.08.2013) yazısının ilgili bölümü;
Diyelim…
Suriye’ye müdahale kararı verildi.
Kim edecek?
ABD?
İngiltere, Fransa?
Misal, Müslümanlar da olsun diye, başta S. Arabistan, Körfez ülkelerinden katkı.
Sonra?
Mehmet?
Böylece, “bir katliamı, bir zulmü, büyük bir vahşeti önlemek ve cezalandırmak” için böyle bir koalisyon olacak.
Artık havadan mı olur, karadan da mı?
İsrail de prova yapar mı, yapmaz mı?
O vakit şu nasıl olacak?
Milyonlarca insanı Mısır katliamında yanan, meydanlara çıkan, dört parmağını göğe yükselten Türkiye…
Bizatihi Mısır darbesinin tüm destekçileriyle birlikte olacak parmak parmak.
Elbet, Mısır darbesine karşı çıkan İran’a da Suriye için saydırarak.
Yani, Rabia, sen bir anne yahut Esma’nın kardeşi olarak yüreğini dört, öfkeni dört, dayanışmanı dört, isyanını dört yapmışken…
Tam o sırada…
Dört parmağın henüz havada…
Dört koldan darbe destekçileri, finansörleri, teşvikçileri, tahrikçileri, kıyıcıları ile senin “darbeye karşı” hükümetin birlik ve beraberlik içinde olmuş olacak!
N’olmuş olacak o zaman?
“İslam içi iç savaşlar”da, kimi kardeşini “kurtarmak için” bir zalimin elinden, İslam dünyasından yahut öteki dünyadan onca zalimle birlikte ellerin yine kirlenmiş olacak.
Bir bakacaksın, parmağında yine kan!
Mubaha koşarken günah yüklenmek…
Sevaba giderken vebal üstlenmek…
Zalime karşı çıkarken zalimlerle bir olmak…
Kurban için yanarken cellatların yanına varmaktan bir yolculuktasın ya…
Bence şimdi sor Rabia:
Bu nasıl iştir, diye.
Yok mu bu yokuşun bir çıkışı, bu düşüşün bir kurtuluşu, bu cehennemin bir kapısı diye.
Kim, nasıl koyuverdi beni buraya diye.
Umur Talu - Habertürk