Eski PKK yönetecilerinden Nizamettin Taş, örgütün kendilerine yönelik saldırıları durdurması için Abdullah Öcalan`a "cinayetleri durdur" çağrısı yaparak, "Örgüt içindeki bu cinayetleri durduracak tek adam Öcalan`dır. Eğer o, Cemil Bayık`a talimat verirse cinayetler durur, talimat vermezse cinayetlere ortak olur. Öcalan, cinayetlerin önüne geçmeli ve mutlaka bir söz söylemelidir" dedi.
Taş, Erbil`de AA muhabirine yaptığı açıklamada, 24 Ağustos`ta Köysancak`ta PKK`nın kendisini ve eski üyelerini hedef alan saldırıyla ilgili detayları aktardı.
"Saldırı PKK toplantısında kararlaştırıldı"
Taş, saldırının önceden planlandığını belirterek, "Olaydan sonra elde ettiğimiz istihbarata göre saldırı, yaklaşık bir ay önce PKK`da yapılan dar yönetim toplantısında planlanmış. Bu örgüt içinde marjinal bir grubun işi değil. Olayı planlayan bizzat Cemil Bayık`tır. Bayık, iç infazlarda uzman birisidir. Maalesef eski kirli imajını düzeltmedi. Yerel güçlerin de istihbaratı var. Emniyet, bize yönelik eylemin bilgisinin, bir ay önce ellerine geçtiğini bize bildirdi. Fakat gerekli tedbirleri almamışlar" diye konuştu.
Kani Yılmaz, Sipan Rojhalat ve Hikmet Fidan`ın suikastlarını hatırlatan Taş, PKK`nın tarihinde, geçiş dönemlerinde bu tür olayların yaşandığını söyledi.
"Çoluk, çocuğu öldüreceklerdi"
Taş, saldırının sadece kendilerini hedeflemediğini, bütün ailesine yönelik olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yaralı yakalanan PKK`lı, her şeyi itiraf etmiş. Çektikleri kamerada, öyle bir plan yapılmış ki çoluk, çocuk yani sülaleyi kurutmak gibi tam bir soykırımı amaçlamışlar. `Tümden imha edin ki bir daha kimse, ne dağdan insin, ne de PKK`ya karşı gelsin` demeye getiriyorlar."
Ortada çok çirkin bir plan olduğunu dile getiren Nizamettin Taş, şunları söyledi:
"Olayın deşifre edileceğini beklemiyorlardı. Eğer bu suikastı gerçekleştirselerdi sahip çıkmayacaklardı. Provokasyon olduğunu, kendileri dışında meydana geldiğini savunacaklardı. Barış süreci ve ulusal kongre çalışmaları olduğu için kimse de bunların boynuna atmayacaktı. Bizi ortadan kaldırmış olacaklardı, böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacaklardı. Biz, onlar için tehlike değiliz ama o eski soğuk savaş döneminden kalma zihniyet, bizi hala böyle değerlendiriyor."
"Baskınla 5-6 aileyi imha edecek bir plan yapıyorlar. Hem de bu dönemde, bu şartlarda." sözleriyle şaşkınlığını dile getiren Taş, eyleme komutanlık için Mahmur`daki Fazıl Gıti`nin görevlendirildiğini anlatarak, "Onlar, inkar ediyorlar, `bizim haberimiz yok` diyorlar. Ama biz, isim de veriyoruz. Yakalanan kişi de itiraf ediyor. Fazıl Gıti, Mahmur`da görevli, Silopili bir komutan. Üç PKK`lı, keşif yaptıktan sonra görüntüleri götürüp ona vereceklerdi" ifadesini kullandı.
Erbil`in Köysancak kasabasında PKK`dan ayrılan 5-6 kişiyle yan yana kaldıklarını kaydeden Taş, "Benim dışımda örgütün hedef aldığı kişiler Serhat (Hıdır Yalçın), Ekrem (Hıdır Sarıkaya), Ebubekir (Hail Ataç), Mahir, ve Doğan`dır" dedi.
"İç infazlar devam ediyor"
Savaşın durduğu, barışın başladığı bir dönemde PKK`nın bu saldırısına, kimsenin bir anlam veremediğini aktaran Taş, "PKK, kongreden sonra örgütten ayrılanlara af çıkardığını ilan etti. Geçmişte işlenen cinayetlerinin durdurulduğu, örgütün yeni bir sayfa açmak istediği duyuruldu. Ama iç infazlar devam ediyor" şeklinde konuştu.
"Saldırıların devamı gelir"
"Hala örgütün bu tarzda cinayet şebekesi olarak çalışması, bizi üzüyor, buna hayıflanıyoruz, Kürtler, bunu hak etmiyor. Maalesef akıl tutulması yaşanıyor" diyen Taş, saldırıların devamının geleceğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Saldırıların devamı gelir. Onun için tedbirliyiz. Saldırılar olmasın diye PKK`yı teşhir ediyoruz. Son 10 yıl içerisinde bize her saldırı yapıldığında, insanlar teşhir edin diyorlardı. Ama biz söylemiyorduk. Niyetimiz de yoktu. Fakat bu kadar pervasızca, çocukları bile öldürecek kadar katliamcı, gözü dönmüş bir zihniyet bizi mecbur kılıyor teşhir etmeye. Zihniyet değişmedikçe cinayetler devam eder."
"Bizi tehdit olarak görüyorlar"
Taş, çözüm süreciyle birlikte örgütten ayrılanlar olarak siyasal bir güç haline gelme ihtimalleribulunduğu için PKK`nın kendilerini hedeflediğini savunarak, şunları kaydetti:
"Bize saldırmalarının özel nedeni Kürt Ulusal Kongresi değil. Bundan sonraki süreçte bizi, kendilerine rakip görüyorlar. Son saldırı, bunu önlemeye dönük bir çabadır. PKK, hiçbir Kürt örgütünü, kendisi açısından tehdit görmüyor, sadece bizim temel güç olmamızdan korkuyor. Çünkü savaşın bu düzeye getirilmesinde, biz birinci derecede sorumluluklar aldık. Halk, bizi tanıyor. PKK`nın asıl kitlesini, biz bu devrime kattık. PKK`nın harekete geçirdiği en militan kesimini aslında biz oluşturduk, bunlarla yeniden temasa geçebiliriz."
10 yıl sonra PKK`nın kendi çizgilerine geldiğine işaret eden Taş, "Diyoruz ki savaş dönemi bitti, Kürtlerin asıl ağırlık vermesi gereken siyasal sahadır. 10 yıl sonra PKK, bizim çizgimize geliyor. Siyaseti savunan, formüle eden, strateji düzeyine getiren biziz. PKK, sonradan bunu kabul etmek zorunda kaldı. Bu süreci, iyi tahmin edeceğimizi tahmin ederek, olası bir tehdidi ortadan kaldırmak istedi" görüşlerini savundu.
"Örgüt parti kurmamıza izin vermedi"
Taş, geçmişte parti kurmak istediklerinde de PKK şiddetine maruz kaldıklarını hatırlatarak, şunları anlattı:
"Biz geçmişte parti kurmak istedik, fakat kurulur kurulmaz sadece Hikmet Fidan ve Gani Yılmaz değil, 8 arkadaşımızı vurdular. Siyasete kan bulaşınca şiddete karşı olduğumuz için misilleme yapmadık. Bundan dolayı çalışmalarımızı durdurmuştuk. Fakat yarın öbür gün siyasal ortam olgunlaştığında herkesin hakkıdır siyaset yapmak. Türkiye`de çoğulcu sistem var. BDP, Türkiye parlamentosunda Abdullah Öcalan`ın talimatlarını rahatlıkla okuyabiliyor. Her tartışmayı Türk televizyonları veriyor. O zaman Kürtlerin içinde de bırakalım Hizbullah da olsun, İslamisi, liberali, Cumhuriyetçisi olsun. Yani her düşünce, kendini ifade edebilsin. Tekelci zihniyetle, eski CHP mantığıyla tek parti dönemine benzer bir sürecin, illa Kürtlerin içinde yaşamasına gerek yok. PKK`nın, eski CHP zihniyetini, Kürtlere dayatması doğru değil."
Örgütün kökten değişikliğe gitmediği müddetçe bu tür cinayetlerin rahatlıkla işlenebileceğini, iç infazlarda bir sakınca görülmediğini, şimdiye kadar binlerce insanın vurulduğunu dile getiren Taş, PKK`nın içinde sessiz duranların, cinayete ortak olduğunu kaydetti.
Öcalan`a saldırıları durdur çağrısı
İmralı`daki Abdullah Öcalan`a iç infazları durdurma çağrısı yapan Taş, şöyle konuştu:
"PKK içindeki bu cinayetleri durduracak tek adam Abdullah Öcalan`dır. Eğer o, Cemil Bayık`a talimat verirse cinayetler durur, talimat vermezse o zaman cinayetlere ortak olur. Daha önceden iç infazları durdurma emri verdiğini duyduk. Madem öyle, kendi talimatına sahip çıkmalı. Kesinlikle durdurmalıdır."
Köysancak`ta kendilerini hedef alan eylemden sonra ilk defa PKK`ya karşı büyük bir tepki kampanyası başladığına işaret eden Taş, Kürtlerde büyük bir duyarlılık oluştuğunun altını çizdi.
Nizamettin Taş, PKK eyleminin, başta Kürt Ulusal Kongresi olmak üzere bütün Kürt partilerince teşhir edilmesi gerektiğini bildirerek, şunları söyledi:
"Kürtlere ve Kürt Ulusal Kongresi`ne sesleniyorum: Bu çılgınca girişimleri önleyecek tedbirler alınmalı, PKK üzerinde baskı oluşturulmalı, PKK mahkum edilmeli, tüm siyasi partiler tavır almalı ki bir daha bu cinayetler işlenmesin. Ulusal Kongre, eğer Kürt halkının temsilcisiyse ve biz de bu ulusun mensubuysak, en başta cinayetleri mahkum ve teşhir etmeli, tedbir almalıdır."
"PKK, barış sürecini hazzedemedi"
PKK`ya ağır eleştirilerde bulunan Taş, örgütün çözüm sürecinden sonra barış ortamını hazzedemediğini savundu. Kendilerine yapılan saldırıyı örnek veren Taş, "Bize yapılan saldırı, eski zihniyetin hala devam ettiğini gösteriyor. Bundan dolayı PKK siyasal çözüm sürecini benimser gibi görünüyor fakat hazzedemediği anlaşılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Çözüm sürecinin sabote olmaya doğru gittiğini ileri süren Taş, "Geri çekilme oldu mu" sorusuna, "Hayır. Geri çekilme kesinlikle olmadı. Gerekleri yerine getirilmedi. Bu süreç, uzadıkça bir İran, bir Suriye rahatlıkla sabote edebilir. Bu süreci, cidden özümsemiş bir hareket, bu zeminlere izin vermezdi. Demek ki zihniyet tam da bu süreci özümsemiş değil. Bundan dolayı hala taktik yaklaşılıyor. Mantık var mı? Madem ki siyaseti öngörüyorsun o zaman bu tavrın bir gereği olarak en başta Kürtlerle anlaşman, barışman gerekiyor. Devletle anlaşıyorsun ama bizi vuruyorsun, kendi eski arkadaşlarını nasıl vurursun? Bu, büyük bir çelişkidir" cevabını verdi.
Taş, resmi koruma istemediklerini, kendilerini koruyacak güçte olduklarını söyledi.
"PKK şantaj yaptı, kongreye davet etmediler"
Eski PKK`lıların Kürt Ulusal Konferansı`na, PKK şantajı nedeniyle davet edilmediğini öne süren Taş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ulusal Kongrede büyük bir haksızlık yaşanıyor. Kürdistan`daki bütün Kürt partileri, katılmamızı istiyor. Karşı çıkan, sadece PKK ve yandaşlarıdır. PKK, kongreye katılma hakkımızı gasp ediyor. Bütün Kürtler adına hiçbir gücü olmayan, daha düne kadar Kürtlüğe sahip çıkmayanlar bile davet edilirken; kongreye en çok katılmayı hak eden bizler ise PKK`nın ambargosu yüzünden katılamıyoruz. PKK, şantaj yapıyor, `ya biz ya onlar` diyor. Böylece diğer bütün partilerin elini, kolunu bağlıyor. Bu, büyük bir haksızlık ve adaletsizliktir. Biz, sadece bu adaletsizliğin düzeltilmesini istiyoruz."
"Hiç kimse kongreye ipotek koyamaz"
Taş, gereği yapılmazsa kongrenin de haksızlığa ortak olacağını savunarak, şunları ifade etti:
"CHP`den milletvekilleri katılıyor ama 30 yıldır mücadele eden, bedel ödeyen bizler, kongrenin dışında tutuluyoruz. Kendi geçmişine, emeğine bu kadar saygısız bir hareket olabilir mi? Eğer gereğini yapmazlarsa, kongre üyeleri de bu adaletsizliğe, haksız tutuma ortak olmuş olurlar. Hiç kimse, hiçbir parti, Kürtler adına yapılan bir kongreye ipotek koyamaz. Bu, adaletsizlik giderilmeli."
Siyasal bir güç olmalarına rağmen kongreye davet edilmediklerine değinen Taş, "PKK`dan ayrılanların sayısı, mevcut örgüt üyelerinden daha fazladır. PKK`nın ne gücü varsa bizim gücümüz, onun iki, üç katı üstündedir" diye konuştu.
Kaynak: AA