Kahire ve Mısır’ın diğer şehirlerinde akan Mısır halkının kanı Müslüman halklar açısından çok önemlidir. Çünkü Mısır halkı Arap ve Müslüman halkların kalbinde önemli bir yere sahip, Mısır devleti de tarihi, siyasi ve kültürel olarak İslam dünyasında büyük öneme haizdir.
Mısır’da meydana gelen darbenin başarısını isteyenler, Arap Baharının doğurduğu sonuçların son bulmasını, Arap halkların tekrar diktatörlük ve kölelik dönemine dönmesini arzu edenlerdir. Onun için cunta, önce aynı yöntemle kendi halklarını yöneten diktatör ve zalim rejimler tarafından tebrik edildi. Cuntanın yerini korumasında iki tarafın da çıkarı var.
Mısır’da katliama maruz kalan halkın cadde, sokak ve meydanlardaki bedenleri üzerinde dans etmeye başlayan insanların sergilediği zafer sarhoşluğuna paralel olarak aynı tecrübenin Tunus ve Libya’da da tekrar edilmesi için sesler yükselmeye başladı. Hızını alamayan bazıları Gazze’de darbe yapma çağrısında da bulundu.
Eli kanlı cunta döktüğü kan üstünde dans ederken, aralarında Filistinli bazı kiralık kalemlerin de aldıkları role bakarak, işgal rejimi İsrail ile Arap Baharının henüz girmediği bazı Arap rejimleri arasında bölgesel kutsal bir koalisyon ve işbirliği olduğunu görebiliriz.
Akan Mısır kanları üzerinde dans etmeye başlayanlardan bazıları da Mısır halkının başına gelene fazlasıyla üzülen ve içinde derin bir burukluk hisseden Filistin halkının bu duygularının aksine duygular içinde olan bazı Fetih liderleri, Fetih’e yakın kalemler, gazete ve televizyonlardır.
Mısır’da meydana gelen olaylarda kan tellallığı yapan ve buna teşvik edenler, Filistin toplumunun sahip olduğu ahlaki, dini ve örfi tüm değer ve ilkelerden nasıl sıyrılıp aşağılık çukura düştüklerini gösteriyorlar.
Mısır’la yetinmeyen bu insanlar, işi daha ileri bir boyuta taşıyarak Gazze sokaklarında kanın oluk oluk akıtılması, burada da darbe yapılması, işgal rejimi İsrail’den yardım alarak buradaki İslami Cemaatlerin kökünün kurutulması çağrısında bulundular.
Açıklama ve çağrılarda bulunan Fetih liderleri Gazze’ye direnişin hükmettiğini ve bu yönetimin meşruluğunu seçim sandığından çıkan sonuçtan aldığını, tarihte ender rastlanan bir şekilde direnişle yönetimi bir arada tuttuğunu, herkesi şaşırtacak şekilde yönetimi becerdiğini ve bunda muvaffakiyet gösterdiğini ve bu yolda yönetimindeki liderlerinden, bakanlarından, milletvekillerinden, resmi ve sivil birçok komutan ve mensuplarından bazılarını kurban verdiğini unutuyorlar.
Bu tabloya karşılık başka bir tablo daha var. İşgalci İsrail ile sürdürülen anlamsız ve boş görüşmeleri, buna bağlı olarak imzalanan anlaşmaları, toprak konusunda verilen tavizleri, sürecin işlemesi için sürdürülen baskıları, tutuklamaları, işgalcinin de yardımıyla Filistin halkına karşı yapılan insanlık dışı muameleyi bu tabloda açıkça görmek mümkündür.
Fetih liderlerinin yaptığı propaganda, direnişi kötülemek ve dış güçlerin çıkarına hizmet edecek şekilde Filistin halkını Mısır’daki olayların içine çekmek için yapılan karalama ve kötüleme kampanyasının bir halkasıdır.
Arap devrimlerine karşı yapılan darbelerin başarı sağlaması mümkün değildir. Kanın akıtılmasını isteyenlerle bunun üzerinde dans edenlerin rüyaları son bulacak, içinde bulundukları gizli durumları deşifre olacak ve halk onları dışlayacak. Çünkü bunlar cinayetlere çağrıda bulunarak üste çıkıyor, yaptıkları katliamları savunmak ve öldürmeye teşvik etmek için yapılan devrimlerin içinde faaliyet gösteriyorlar.
İyad El-Kara/filistinhaber