Türkiye Aile Meclisi Şanlıurfa İl Temsilciliği ve Şanlıurfa'daki STK'lar zorunlu karma eğitimden vazgeçilmesi için bir basın açıklaması yaptı.

Yapılan açıklamada, zorunlu karma eğitimden vazgeçilmesi gerektiği dile getirilerek her yerde kız ve erkek okulları açılması gerektiğine dikkat çekildi.

Karma eğitimden vazgeçilmesi için imza kampanyasının başlatıldığı, toplanan imzaların daha sonra TBMM Eğitim Komisyonuna sunulacağı bildirildi.

Basın açıklamasını Elbirliği Derneği Başkanı Handan Karataş okudu.

"ABD ve Avrupa ülkeleri Karma Eğitimi zorunlu olmaktan çıkardı"

Elbirliği Derneği Başkanı Handan Karataş

Karataş, yaptığı açıklamada, "1973 yılında, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanunu ile Karma Eğitim, okulların tüm kademelerinde genel anlamda zorunlu hale getirildi. 2000-2001 Eğitim öğretim yılında ise Karma Eğitim tamamıyla zorunlu hale getirildi. Karma Eğitimin zorunlu hale getirilmesi bilimsel bir çalışmanın sonucu değildi, tamamıyla siyasi ve ideolojik idi. Bilimsel alt yapısı olmayan bu uygulama batıdan olduğu gibi alınmıştı. Ne acıdır ki batı bu uygulamadan vazgeçerken biz dört elle sarılmaya devam ettik. ABD ve Avrupa ülkeleri Karma Eğitimin istenen faydadan çok zarar verdiğini görünce zorunlu olmaktan çıkardı. Yine aynı ülkeler Karma Eğitim ile ilgili ciddi araştırmalar yaptı ve faydasından çok zararının olduğunu bilimsel olarak kanıtladılar. ABD ve Avrupa ülkeleri Karma Eğitimi zorunlu olmaktan çıkardı, birçok yerde kız ve erkek okulları ayrı olarak açıldı. Bu ayrım sonucunda tekli eğitim ve öğretim veren okullarda başarı oranı önemli bir artış sergiledi. Özellikle kız öğrencilerin başarısı katlanarak devem ediyor. Karma Eğitim ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalarda özet olarak şu sonuçlara ulaşılmıştır." dedi.

"Karma eğitimde öğrenciler birbirlerini fiziksel ve psikolojik olarak etkilemektedirler"

Karma eğitimle birlikte aynı ortamda kız ve erkeklerin aynı öğrenme yeteneğine sahip olmadığını belirten Karataş, "Kız ve erkeklerin fiziksel ve duygusal (ruhsal) olarak gelişimleri aynı değildir. Kız çocukları hem bedensel hem de ruhsal olarak daha erken gelişiyor. Bundan dolayı kızlar erkelere göre daha erken yaşlarda daha iyi öğrenme yeteneğine sahip olurlar. Aynı ortamda kız ve erkeklerin aynı öğrenme yeteneğine sahip olmamaktadır. Kadınlarda sol beyin, erkeklerde ise sağ beyin daha fazla gelişmiş durumda. Bundan dolayı kadınlarda iletişim ve küçük kas becerilerinde üstün olmalarına karşın, erkelerde ise kavramsal görevlerde daha üstün olduğu gözlemlenmiştir. Karma eğitimde öğrenciler birbirlerini fiziksel ve psikolojik olarak etkilemektedirler. Karma eğitimde kız ve erkeklerin kendilerine ayırdıkları zaman, derse ayırdıkları zamandan daha fazladır. Bu da derslere olan ilgiyi azaltmaktadır. Tekli eğitim yapan okullarda öğrencilerin devam oranı ve başarı oranı daha yüksektir. Karma eğitimde, karşı cinse olan aşırı ilgi birçok soruna neden oluyor. Kıskançlık, şiddet ve cinsel taciz gibi birçok farklı sorunlara neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.

"Zorunlu karma eğitimin ülkemizde dayatılması anlaşılabilir değil"

Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dindar ve muhafazakâr aileler öncelikle kız çocuklarını ve erkek çocuklarını karma okullarda okutmak istememektedirler. 2017 verilerine göre İrlanda da 152 kız okulu, 116 erkek okulu ve 156 tane de karma lise mevcuttur. Tekli eğitim olan okullardaki başarı seviyesi karma okullardan gözle görülür şekilde daha fazladır. İrlanda da tekli okullara olan ilgi her gün artarak devam etmektedir. Amerika ve Japonya da kız üniversitelerine olan ilgi her yıl daha da artmaktadır. Aynı üniversitelerdeki kız öğrencilerinin başarısı karma olan üniversitelerdeki kızlara oranla daha fazladır. Karma eğitimin zararları ile ilgili özet bazı maddeleri yukarıda belirttik. Tüm dünya ülkeleri zorunlu karma eğitimi tartışıp vazgeçerken, ülkemizde dayatılması anlaşılabilir değil. Ülkemizde uygulanan zorunlu karma eğitim zarar vermeye devam ediyor. Uygulandığı günden bugüne kadar faydasından çok zararı görülen zorunlu karma eğitim, okullarımızda şiddetin ve başarısızlığın temel sebebi olmuştur. Özellikle ortaöğretimde okullardaki şiddet ve akran zorbalığının temel kaynağıdır. Hemen her gün okullarımızda meydana gelen şiddet olaylarının tamamı kız-erkek ilişkileri sonucunda meydana gelmektedir. Bu tür olaylardan çekinen ailelerin bir kısmı çocuklarını örgün eğitimden alıp açık liselere kaydetmektedir.  Bununla birlikte öğrencilerin okullardaki gayri ahlaki davranışları haddinden fazla artmıştır. Sınıf ortamlarındaki ahlaksızlıklarını telefona çekerek sosyal medyada yayınlayacak kadar pervasız olmuşlardır. Bu davranışlarına okul idaresi tarafından herhangi bir müdahale imkânı bulunmamaktadır. Okullarda oluşan tüm bu olumsuz davranışlar, özgürlük adına yapılmaktadır. Ama aynı özgürlük, bu karma ortamda okumak istemeyenlere tanınmamakta, talepte bulunanlar kınanmakta ve gericilikle suçlanmaktadır."

"İmam Hatip Okullarının tamamı kız ve erkek olarak ayrılmalıdır"

Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmesi gerektiğini dile getiren Karataş, "Dünyanın birçok ülkesi karma eğitimi tartışırken ve birçok ülkesinde ise zorunlu değilken, maalesef ülkemizde halen zorunlu olmaya devam etmektedir.  Batı endeksli eğitim sistemimiz, maalesef tekli eğitime geçiş konusunda batılı olamamıştır. İvedilikle yapılması gerekenler; zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, her alanda olmak üzere, her yerde kız ve erkek okulları açılmalıdır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunundaki ‘’Karma Eğitim zorunludur’’ kavramı Anayasanın 10. maddesindeki, eşitlik ilkesine aykırıdır, değiştirilmelidir. Bu okullara gitme tercihi veli ve öğrencilere bırakılmalıdır. Eğitimin her alanında toplumun dini hassasiyetleri dikkate alınmalı, düzenlemeler ona göre yapılmalıdır. Akademisyenlerden bir ekip kurulmalı, eğitimin temel sorunları ile birlikte Karma Eğitimin fayda ve zararları araştırılmalı ve eğitimin sorunları çözüme kavuşturulmalıdır. Okullardaki başarısızlıkların sebepleri araştırılmalı, sorunların kaynağı tespit edilerek çözüm üretilmelidir. Okullardaki şiddet, taciz ve gayri ahlaki davranışların sebepleri araştırılmalı bunlara giden yolların önü tıkanmalıdır. Eğitim ideolojiden arındırılmalı, küçük bir azınlığın yüksek sesli itirazlarına mahkûm edilmemelidir.  Eğitimde nicelikten çok niteliğe önem verilmeli, düzenlemeler ona göre yapılmalıdır. İdareci atamasında yandaşlık değil liyakatli olma koşulu getirilmelidir. İmam Hatip Okullarının tamamı kız ve erkek olarak ayrılmalıdır." diye konuştu.

"Toplumun dini hassasiyetleri ve kültürel yapısı dikkate alınarak yapılmalıdır"

Karataş, son olarak şunları söyledi:

"İmam Hatip Okullarına özel statü tanınmalı; bu okullara idareci ve öğretmen atamasında özel koşullar getirilmelidir. Buraya atanan idareci ve öğretmenlerin dini hassasiyet sahibi olması ve dini vecibeleri yerine getirmeleri koşulu getirilmelidir. Aynı şekilde bu okullara öğrenci alımında da bu koşullar istenmelidir. Eğitim Sistemimiz yıllardır kanayan yaramızdır. Bu yaranın tedavisi lokal pansumanlarla çözüme kavuşmaz. Bunun için köklü değişikliklerin yapılması gerekir. Yapılacak tüm değişikliklerde toplumun dini hassasiyetleri ve kültürel yapısı dikkate alınarak yapılmalıdır. Batının kendisinin fayda görmediği ve terk etmeye çalıştığı eğitim modelinden vazgeçilmelidir. Hiçbir kanun toplumun dini ve kültürel değerlerinden daha önemli değildir. Okullarımız bilim yuvasına dönüştürülmek isteniyorsa, sorunlar konuşulmalı ve çözümü için radikal adımlar atılmalıdır." (İLKHA)