İSTANBUL-Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Semere Der, İstanbul Anadolu yakası Sultanbeyli Merkez Cami önünde gıyabi cenaze namazı için çağrıda bulundu. Yatsı namazı sonrası bir araya gelen Müslümanlar Mısır ve Suriye’de şehid edilen kardeşleri için saf tuttu.
ÖNCE GIYABİ CENAZE NAMAZI
Yatsı namazını Sultanbeyli Merkez Cami’de ifa eden Müslümanlar, cami çıkışı tünel üstü Sultanbeyli Meydanı’nda toplandı. Sık sık sloganların atıldığı ve sunuculuğunu Erhan Dayı’nın yaptığı programda Molla Abdulbari Çelik hocanın kısa konuşmasından sonra cenaze namazına geçildi. Molla Abdulbari Çelik hocanın kıldırdığı namaz sonrası meydan “Kahrolsun zalimler… Kahrolsun Sisi… Kahrolsun Esed… Zalimler hesap verecek…” sloganlarıyla inledi.
“SEN YARDIM ET YA RABB!”
Program sunuculuğunu yapan Erhan Dayı, konuşmasında ümmetin çaresizliğini ifade ederek “İslam ümmeti kan ağlıyor. Her tarafta kan ve gözyaşı… Mısır’da, Suriye’de, Arakan’da, Irak’ta, Afganistan’da, Tunus’ta, Filistin’de katledilen çocuklar, talan edilen yuvalar… Ve ümmet dağınık, paramparça... Mısır’da bir günde dört bini aşkın Müslüman şehit edilirken, Suriye’de çoğunluğunu henüz günah yüzü görmemiş yavrumlarımızın oluşturduğu Müslümanlar kimyasallarla boğulurken aslında geleceğimiz de boğulmaya çalışılıyor” dedi. Sunumunda, Allah’a sığınmamız gerektiğini ifade eden Dayı, “Allah’ın merhametine her zaman muhtacız. Ama bugün bu ihtiyacımızı, bu fakr u zaruretimizi ruhumuzun en derin yerine kadar hissediyoruz. O yüzden istiğaseye sarılan her Müslüman gibi; “Sen merhamet et Ya Rabbi!” diyoruz” şeklinde konuştu.
“ZALİMLERİ, YAKICI AZAB BEKLEMEKTEDİR”
Daha sonra basın açıklamasını okumak için mikrofona geçen Zekeriya Aktan hoca; ABD ve İsrail’ın Mısır’daki kölelerine darbe yaptırdıklarına vurgu yaptı. İslam ümmetinin parçalanmışlığının da eleştirildiği basın açıklamasında, “Haçlılar ve köleleri, İslam ile savaşta aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakırken; ümmet arasındaki ayrılık ve kamplaşma uçurumları her geçen gün daha da derinleşiyor. İslam Ümmetinin bu ayrılığı ve zayıflığı, ümmet düşmanlarının İslam ümmeti üzerindeki umutlarını artırıyor ve onları daha da vahşileştiriyor” dendi. Basın açıklaması gerek Mısır gerek Suriye’de yapılan katliamları telin etmekle sona erdi.
Basın açıklaması ardından Günay İşeri hocanın okuduğu duayla program sona erdi.(Abdullah Bahadır/İLKHA)
Basın Açıklaması Tam Metni:
Bismillahirrahmanirrahim
“Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.” (A’RAF/41)
“Sakın Allah`ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.” (İbrahim/ 42)
Bugün ümmet olarak; Kerbelaları, Halepçeleri, Dersimleri, Zilanları, Susaları tekrar tekrar yaşıyoruz"
İslam ümmeti kan ağlıyor. Her tarafta kan ve gözyaşı var. Mısır`da bir günde 4 bini aşkın Müslüman şehit edilirken, Suriye`de çoğunluğu çocuk olmak üzere binlerce mazlum Müslüman kimyasal silahlarla katledildi.
Ümmet aleyhine gelişen her komplonun arkasında olan ve yeryüzünün her tarafında İslam ve Müslümanlarla savaşmayı temel misyon olarak kabul eden Amerika ve israil, Mısırdaki kölelere darbe yaptırdı. İslam ve Müslümanları hedef alan bu darbe neticesinde binlerce Müslüman şehid edildi; on binlercesi ise yaralandı ve hapislere atıldı. Mısırda tam bir Müslüman kıyımı var. Firvaunlar, Mısır’da Ümmetle savaşıyor. Haçlılar ve köleleri, İslam ile savaşta aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakırken; ümmet arasındaki ayrılık ve kamplaşma uçurumları her geçen gün daha da derinleşiyor. İslam Ümmetinin bu ayrılığı ve zayıflığı, ümmet düşmanlarının İslam ümmeti üzerindeki umutlarını artırıyor ve onları daha da vahşileştiriyor.
Bugün İslam coğrafyasındaki çatışmalar ve zulümler adeta kanıksanır hale gelmiştir.
Ama bilinmelidir ki, İslam coğrafyasının kaderi kan gölü olmak ve İslam Ümmetinin kaderi de bu kan denizinde boğulmak değildir.
Bizlere dayatılan, hile ve desiselerle bizleri mahkum etmeye çalıştıkları şeytani komploları artık boşa çıkarmalıyız; tüm şeytani ve küresel zulüm mühendisliğinin eseri olan konseptleri zalimlerin başına geçirmeliyiz.
Müslümanların gözleri Mısırdaki zulme çevrilmişken, Suriye`de asrın kıyımlarından birisi yaşandı. Kimyasal silahlarla insanlar, kadın çocuk yaşlı demeden topluca katledildiler.
Bu mazlum kadın ve çocuk niye katledildi, hangi suçtan dolayı öldürüldüler?
Mısır firavunu gibi, Suriye`deki firavun için de bu sorunun pek önemi yoktu.
Köleler adeta Müslüman kanı ile vaftiz oluyorlar. Bu ümmetin masum çocuklarının kanı pervasızca dökülüyor, günahsız evlatlarımız topluca öldürülüyor. İşte bu sözün bittiği yerdir.
Allah’a ve ahiret gününe inanan, dehşetten gözlerin yuvalarından fırlayacağı hesap gününün endişesini duyan her Müslüman ayağa kalkmalıdır. İslam Ümmeti, bu tarifsiz zulme karşı onurlu duruşunu ve itirazını ortaya koymalıdır.
Her birey ve kurum, imkan ve konseptini yeniden gözden geçir. Mazlumların öfkesi artık zulme yöneltilmiş bir volkana dönüşmelidir.
Artık bir takım ezberler açıkça bozulmalıdır. Topyekûn bir mücadele seferberliği başlatılmalı, İslam Alemi’nde zulümden yana olan ve ümmetini iradesini çalan köle ruhlu işbirlikçilere açıkça cephe alınmalıdır.
Başta Suudi hanedanı olmak üzere, kanser mesabesinde olan tüm hainlere karşı açık cephe alınmalıdır. İslam ve Müslümanları imha etmek için her yola başvuran zalimlere karşı, her türlü mücadele vasıtası kullanmak tabii bir haktır.
Ey Müslümanlar, şu an Haçlılar, işbirlikçileri vasıtası ile tabutumuza son çivileri çakmaya çalışıyor. Şu anki tabloda Müslümanlar, var olma mücadelesi ile karşı karşıyadırlar.
Her Müslüman, zulme meyletme veya sessiz kalmanın sırtımızda ateşten bir vebal olacağını unutmamalıdır. Biz biliyoruz ki, kimileri zulme meyletmekle veya zulme karşı dilsiz şeytan olmakla cehennemine odun taşımaktadır. Rabbim, bizleri bu zelil ve hakir kölelerden olmaktan muhafaza etsin.
Diyoruz ki, artık gözyaşı dökmeyeceğiz. Acımız, zalimlere ve hainlere yöneltilecek bir volkan olmalıdır. Eseflenmeyi bırakınız ve Allah düşmanı zalim ve hain köleleri eseflendiriniz. Allah düşmanlarının kalbine kor düşürünüz. Direnişinizle zalimlerin bastıkları toprakları ateşe veriniz.
Hala bizde izzet ve basiretten bir parça kalmış ise, Müslümanların saflarına darbe vuran tüm nifak söylem ve hamlelerinden uzak durmalıyız.
Mücadeleyi kuşanmalıyız, aldığım nefes bile özgürlük ve mücadele kokmalıdır. Özgürlük ve direniş Üstadlarından Seyyid Kutub’un haykırdığı gibi şu sloganı tüm zerrelerimizle hissetmeli ve haykırmalıyız:
“Ya dünyayı kuşatacak bir zafer veya Allah’a sunulacak bir şehadet…”
Yine tüm zalimlere şu hakikati tekrar haykırıyoruz:
"Mazlumların zalimlerden intikam alacağı gün, zalimlerin zulmünden çetin olacaktır.”
Bu meselede söz sahibi olabilecek tüm kesimler, derhal bir araya gelerek sorumluluk almalı. Suriye`de ve Mısır’daki Müslüman halkın meşru taleplerine destek verilmelidir.
Bu vesileyle, zalime ve zulme karşı durmayı ilke edinmiş Müslümanlar olarak, bu menfur katliamları lanetliyor ve bu kanın durması için ilgili herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz.
SEMERE DER